• resmi ilanlar

Borç önemli değil, mühim olan sağlık

18/06/2014 00:00

AİBÜ İzzet Baysal Tıp Fakültesi’nin, Kamu Hastaneleri Birliğine devri ile birlikte kanser hastalarının il dışına sevkine son verilmesi hedefleniyor. Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Murat Özmen, medikal onkolojinin yanı sıra özellikle radyasyonlu onkoloji tedavilerinde sevk sayısını minimuma düşürmeyi hedeflediklerini belirterek, kanser hastalarının Bolu içinde tedavi edilebileceğini söyledi. AİBÜ Tıp Fakültesi’nin borcu ile ilgili gündemdeki eleştirilere de yanıt veren Özmen, “Buradaki insanlara faydalı olduktan sonra, hayatlarını kurtardıktan sonra bir trilyon borcunuz olmuş ne olur? İnsan hayatıyla borcun harcın karşılaştırılması gibi bir şey söz konusu olamaz” dedi.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Tıp Fakültesi’nin Kamu Hastaneler Birliği’ne devri şimdiden sağlık personeli ve vatandaş açısından endişeleri de beraberinde getirirken, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Dr. Murat Özmen, birleşmenin hedeflerine dikkat çekti.

Sağlık Bakanlığı ve YÖK’ten çıkan karar neticesinde protokolün yürürlüğe girerek, sağlıkta kalite çıtasını yükseltmeyi amaçladıklarını söyleyen Murat Özmen, “3 Mayıs’ta üniversiteler ve devlet hastanelerinin ortak kullanımı için yönetmelik çıktı. YÖK ve Sağlık Bakanlığı’nın uygun görüşüyle imzalanır diyor. Protokolün hükümlerinin mevzuata ve yönetmeliğe uygunluğu inceleniyor. Bu süreç 1-3 ay arasında süreceği söyleniyor. Ondan sonra birleşme süreci başlayacak” dedi.

DEVLET HASTANESİ, EĞİTİM ARAŞTIRMA UYGULAMA HASTANESİ STATÜSÜNE ÇIKACAK

Hastanelerin birleşmesiyle birlikte sık sık gündeme gelen “Tıp Fakülteleri de devlet hastaneleri gibi mi çalışmaya başlayacak” sorusuna yanıt veren Dr. Murat Özmen “Biz aslında ikinci basamaktan üçüncü basamağa çıkmış oluyoruz. Yani İzzet Baysal Devlet Hastanesi de Eğitim Araştırma Uygulama Hastanesi statüsüne gelmiş oluyor. Dolayısıyla eğitim araştırma hastanesi gibi çalışacak. Eğitim noktasında daha iyi olacağını Bakanlık ve biz öngörüyoruz” dedi.

“KANSER HASTALARINI BOLU’DA TEDAVİ ETMEK İSTİYORUZ”

Bizim için önemli olan şey il dışı sevk sayısı. Biz insanların mağdur olmamasını, Bolu’da her halükarda tedavi olabilmelerini arzu ediyoruz. Ama tabi insan kaynakları olsun, malzeme alet edevat ekipman olsun, bunların yetersizliğinden dolayı bazı hastalarımızı istemeye istemeye de olsa il dışına gönderiyoruz. Yaptığımız çalışmada ağırlıklı olarak kanser tedavisiyle alakalı sevk oluyor. Gönderdiğimiz hastaların yarısını kanser tedavisi için gönderiyoruz. Üniversite ile bir güç birleştirmeden sonra burada da bir onkoloji merkezinin kurulmasını istiyoruz, hedefliyoruz. Ama Bakanlığın planlaması ne aşamada ayrıca görüşeceğiz. Beklentimiz il dışına gönderdiğimiz hastaları minimuma indirmek. Mümkünse hiç il dışına sevk etmeden tüm hastalarımızı birlikte kullanımla birlikte Bolu’da tedavi edebilmek. Bunun haricinde İnsan kaynaklarının ve binalar olsun alet edevat, tıbbi cihazların birlikte kullanımı neticesinde daha efektif, daha etkin hizmet sunumuna yansıtmak. Temel amaç ve prensip budur. İnşallah muvaffak da oluruz” diye konuştu.

“GÜÇ BİRLİKTELİĞİ SEVKİ AZALTACAK”

Radyasyon onkolojisi için tedavi görecek hastaların il dışına gitmek zorunda kaldığını, bunu önlemeyi hedeflediklerini dile getiren Murat Özmen, “Medikal Onkoloji zaten Üniversitede tedavi ediliyor. Tabi insan kaynakları ve hemşire eksikliği de zaman zaman orada olabiliyor. Ama İzzet Baysal Devlet Hastanesi verileri ile konuştuğumda bizim sevk ettiğimiz hastalar özellikle radyasyon onkolojisiyle ilgili. Medikal onkoloji üniversiteye sevk edildiği için biraz daha az. Güç birlikteliği neticesinde bizdeki arkadaşlarla oradaki hocalarımızın uyumlu çalışması neticesinde bu tip sevkleri azaltacağız” dedi.

NÖBET SAYISI AZALABİLİR

Birleşme süreci ile ilgili olarak personel arasında huzursuzluk yaşanmasına da gerek olmadığını belirten Dr. Özmen, “İnsan kaynaklarını birleştirdiğimiz zaman, klinikler de birleştiğinde nöbet sayısı vesaire azalacak gibi görünüyor. Ama tabi bunlara oturduğumuz yerden karar vermek olmaz. Bununla ilgili kendi içimizde Devlet hastanesi hekimleriyle toplantılar yapıyoruz. Protokol onaylanıp yürürlüğe girdikten sonra da branş bazında hocalarımızla istişare toplantıları yapacağız. Hangi kliniğin nerde nasıl hizmet vermesi gerektiğini hep beraber planlayacağız. Problemsiz şekilde hem insan gücünü en efektif kullanacağız, hem de alet edevat ve binayı uygun şekilde kullanarak sisteme uyum sağlayacağız. Tabi insan kaynaklarının birlikte kullanılması neticesinde nöbet sayısında artma değil azalma olması lazım. Çünkü iki farklı yerde nöbet tutuyorken, ikisini birleştirdiğimizde bir kişi iki tarafa yetebilecek. Bu tabi kağıt üstünde böyle. Ama teorikte bu böyle olur yada olmaz göreceğiz. Protokol onaylandıktan sonra Devlet Hastanesindeki uzman arkadaşlarla ve üniversitedeki hocalarımızla bir araya gelerek, neyin nasıl yapılması gerektiğine karar vereceğiz” dedi.

“BORÇ BİZİM İÇİN ÖNEMLİ DEĞİL”

Tıp Fakültesi’nin milyarlarca lira borcu ile ilgili gündemdeki söylentilere de cevap veren Murat Özmen, “Borç morç bunlar bizim için önemli değil. Bizim burada asıl yapmamız gereken şey sağlık hizmetini en iyi şekilde sunabilmek. Sağlık hizmetini sunduktan sonra, buradaki insanlara faydalı olduktan sonra, hayatlarını kurtardıktan sonra bir trilyon borcunuz olmuş ne olur? Bu çok önemli değil. İnsan hayatıyla borcun harcın karşılaştırılması gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu demek değildir ki har vurup, harman savuralım! Asla öyle bir şey yok. Kamu Hastaneler Birliğinin amacı da zaten mümkün mertebe en iyi sağlık hizmetini sunmak, en ekonomik de kaynakları kullanmak. Üniversite ile de birleşince Sağlık Bakanlığı mevzuatına göre yönetilecek ve bu sistem oraya da yansıtılacak. Kaynaklar ekonomik etkin şekilde kullanılacak. Borç da çok önemli bir şey değil, ödenir. Ama alıştıkları, süregelen bir şeyden farklı yapıya geçmek insanlarda soru işareti oluşturabilir. Bunlarla ilgili tedirginlikleri SSK ile Devlet Hastaneleri birleştiğinde de yaşadık. Sağlıkta dönüşüm yaşadık. Kamu Hastane Birlikleri kuruldu. Çok badireler atlattık. Bu tip şeylerde belki başlangıçta bazı sıkıntılar olabilir. Ama görevimiz bu sıkıntıları minimuma indirmek” dedi.

ACİL SERVİSLER BİRLEŞTİRİLEREK TEKE İNDİRİLEBİLİR

Acil Servis sayısının teke indirilmesi konusunda gündeme gelen söylentileri de değerlendiren Murat Özmen,Üniversitedeki işleyiş ile buradakileri üniversitedeki hocalarımızla istişare edeceğiz. Verimlilikleri nedir, gelen hasta sayısı nedir, kaç vakaya bakılıyor… Bunların hepsi masaya yatırılacak. Tıbbi endikasyonları, gereklilikleri her biri ciddi şekilde değerlendirilip, ona göre kararlar verilecek. Acil Servislerin teke indirilmesi ile ilgili şahsi kanaatim ise istatistik olarak baktığımız zaman 100 hasta geliyorsa, 10 tanesi Tıp Fakültesi Aciline, 90 tanesi devlet hastanesi aciline geliyor. Fakülte şehre de uzak bir yer. Dolayısıyla yüzde 10 hasta için uzman hekim, hemşire, personel artı destek olarak röntgen, laboratuar ve temizlik personelini hesaba kattığımız zaman, şehir merkezinde daha kolay ulaşılabilir bir yerde bunları birleştirmek bana mantıklı geliyor. Ama hocalarımızla ve bizim uzman arkadaşlarımızla masaya oturup verileri ortaya koyarak bunları geniş kapsamlı şekilde değerlendireceğiz. Uzman arkadaşlarla iki defa toplantı yaparak bunları konuştuk. Geçen haftada branş bazında neler yapmamız gerektiğini kendi içimizde tartışıyoruz. Nihai bir şey yok. Hocalarımızın fikirleri çok önemli. En iyi hizmeti, en efektif şekilde nasıl verebileceksek ona hep beraber karar vereceğiz”

TÜM HASTANELER BİRLEŞİYOR

 

Tıp Fakültesi’nin yanı sıra Fizik Tedavi Hastanesi ve Ruh Sağlığı Hastanesinin de birleşerek tüm hastanelerin tek bir kaynaktan yönetileceğini dile getiren Özmen, “Aslında hep Üniversite hastanesinden bahsediliyor ama aynı şekilde Fizik Tedavi Hastanesi ve Ruh Sağlığı Hastanesi de birleşecek. Acilin birleşmesi konusu gündeme gelebilir. Bu binadaki yoğun bakımı üçüncü seviyeden, doktorsuz ikinci seviyeye düşürerekten buradakileri Köroğlu Ünitesine taşıdık. Oradaki üçüncü seviye yoğun bakımı 20 yatak kapasitesine çıkardık. Yüzde 92 -93 doluluk ile işliyor. İzzet Baysal Devlet Hastanesinin 514 yatağı var tescilli. Fizik Tedavi’nin 225, Ruh Sağlığı’nın da 100 yatak kapasitesi var. Tıp Fakültesi’nde de tescilli yatak sayısı 324 sanırım. 150 yatak da Fizik Tedavi Hastanelerinde var. Yani yaklaşık 500 yatak da onların var” dedi. 

YORUMLAR  (Toplam 3 yorum)

  • Fatma  (28.07.2015 11:56:13)

    Yatak sayısı az olsaymış da verilen hizmet anlam bulsaymış keşke..Fizik Tedavi Hastanesi felçli hastamızı aylar sonra aldı(dayımız yok diye)Sözde yeni hastanemizde Hasta kabul ve Hemşireler arasında iletişim müthiş derecede berbat şöyle ki odaya geliyoruz niye geldiniz bizim haberimiz yok diyebilen devlet calişanı..sivi beslenmesi gereken hastaya yemekhaneden normal bireyin zor cignedigi yemek geliyor uyarmamiza ragmen ilgi yok. Hastane cok sicak klima koridorda olsun olmali. Odalarda sandalye bile yok. Yataklar milattan once..bez ve diger urunler stokları sınırlı hatta yok..işte hizmet budur!

  • Selim  (19.06.2014 14:06:33)

    Alkışlıyorum düşündüğümüz zaman çalışan ile çalışmayan şimdi belli olacak, abiz canla başla çalışırken yan gelip yatanlar, bedava maaş alanlar, işi gücü mesaide sıgara içip dedikodu yapanlar, boş gezmenin boş kalfaları, şimdi sizi göreceğiz ne yapceniz

  • Dursun YILMAZ  (19.06.2014 03:24:43)

    İnsanların beyinlerini tedavi edemediğiniz sürece bedenlerini tedavi edemezsiniz.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: