Kavgaya değil, muhabbete geldik

19/12/2014 10:00

Türk Ocakları Bolu Şubesi’nin yeni yönetimi görev dağılımını gerçekleştirdikten sonra ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Ocağın yeni başkanı olan Akademisyen Hamdi Zenginbal, “Uzlaşmacı bir yapıda olacağız. Kavgaya değil, muhabbete geldik. Öfkeye değil, sevgiye geldik. Öfkemizi yenen, tatlı dilimizi gösteren uygulamalarımızı da göreceksiniz” dedi.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

Türk Ocakları Bolu Şubesi kongre sonrası görev dağılımını gerçekleştirdi. Yeni yönetimini oluşturulmasının ardından basının karşısına çıkan Türk Ocakları Bolu Şubesi, birlik mesajları verdi.

“OCAK, PARTİLER ÜSTÜ BİR YAPIDADIR”

Türk Ocakları Bolu Şube Başkanı seçilen Hamdi Zenginbal, “Türk Ocakları 1912 yılında kurulan Türkiye’nin en saygın ve köklü sivil toplum kuruluşundan biridir. 100 yılı aşkın bir zamandır Türkiye’de faaliyet gösteren bir örgüttür. Ayrıca Türkiye’de 80’e yakın şubesi bulunan, yurtdışında temsilcilikleri olan bir örgüttür. Temel ülküsü milli ve manevi değerlere sahip çıkıp, bu değerlerin nesilden nesle aktarılması ve yaygınlaştırılmasıdır. Toplum bilincinin uyandırılmasıdır. Herhangi bir siyasi partiye üye ve angaje olmamış, partiler üstü bir yapıdadır. Kültürel, eğitim, sağlık, sanayi, ekonomik her alana yönelik çalışma yapıyoruz. Türk Ocaklarının üye listesine baktığımızda da her alanda uzmanlaşmış üyelerimizin olduğunu görmekteyiz. Bu uzmanlaşmış üyelerimizin talep doğrultusunda eğitim vermeye, toplumu bilinçlendirmeye hazır olduklarını belirtmek istiyorum. Bizim misyonumuz Türk milliyetçiliğine hizmet ve görev bölümü de hizmet etmek için bayrak yarışıdır. Görev süreleri dolan arkadaşlarımız da hizmet etmek üzere bayrağı bize tevdi etmiş bulunuyorlar. 13 Aralıkta genel kurulumuzu yaptık ve başkan olarak arkadaşlar beni uygun gördüler. Başkan Yardımcısı olarak Ercan Üsküp, Genel sekreter olarak Raif Yaşar, Muhasip olarak Yusuf Cebe, Basın ve Halkla İlişkiler bölümünde Arzu Sarı görev aldılar. Hatice Öz, Ahmet Soydaş da Türk Ocağı yönetiminde görev alacaklar” dedi.

“ÖNCELİKLİ HEDEF GENÇLERİ BİLİNÇLENDİRMEK”

Üyelere ve Bolu halkına yönelik yapacakları etkinlik ve faaliyetler hakkında bilgiler sunan Hamdi Zenginbal, “2008 yılında ben Bolu’ya geldim. İlk ziyaret ettiğim kuruluş Türk Ocağıydı. O günden bugüne Türk Ocağının örgütlendiğini, üye sayısının arttığını gördüm. Bu anlamda geçmiş yönetimlere çok teşekkür ediyoruz. İnsanların ocağa olan ilgisi, son derece zengin bir sivil toplum örgütü haline geldiğinin göstergesidir. Bugüne kadar yapılanlara ilave olarak yapmak istediklerimiz var. Bu faaliyetleri iki boyutta değerlendirebiliriz. İlki milli ve manevi değerlerin nesilden nesle aktarılması. Bu ancak gençlerimizle olur. Faaliyetlerimizin önceliği gençlerimiz yetiştirmek. Hem kültürel manada hem de bilimsel manada yetiştirmektir. İkinci yönümüz ise orta ve yaşlı kuşağa hitap eden faaliyetlerdir. Bunlar da devam edecek. Haftalık konferans serilerimiz olacak. Aylık konferanslarla da il içinden veya başka illerden konuşmacı arkadaşları davet edeceğiz. Önemli günlerde sosyal etkinliklerimiz devam edecek. Eğitim, sağlık, tarım alanında da eğitimler vereceğiz. Örneğin Bolu’muzda revaçta olan ceviz yetiştiriciliği, gibi… Bilinçlendirme toplantılarımız olacak” diye konuştu.

“ÖFKEMİZİ YENİP, TATLI DİLİMİZİ GÖSTERECEĞİZ”

Kavga etmeden, uzlaşmacı bir tavır içersinde olacaklarının altını çizen Zenginbal, “Hedefimiz öncelikli olarak Bolu’nun sorunlarıdır. Bolu’nun yanlışları varsa karşısında, doğruların da yanında, kavgaya, itişmeye girmeden, doğru neyse onun yanında olacak şekilde hareket ve faaliyetlerimize devam edeceğiz. Uzlaşmacı bir yapıda olacağız. Kavgaya değil, muhabbete geldik. Öfkeye değil, sevgiye geldik. Öfkemizi yenen, tatlı dilimizi gösteren uygulamalarımızı da göreceksiniz. Temel sloganımız Türk’üz, Türkçüyüz, Türk Ocaklıyız deyip yolumuza devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

BİLİMSEL ELEŞTİRİ

 

 

Hamdi Zenginbal ayrıca Türkiye’de bilimsel yapıyı da eleştirerek, “Sivil toplum örgütünde akademik bir dille halka hitap etmek zor. Bu yüzden akademik üslubu akademik ortamda kullanacağız. Ama ben sivil toplum örgütlerinde bu üslupla hareket edilmesinden yana değilim. Çok anlaşılır olduğunu düşünmüyorum. Topluma yönelik, güncelliği yakalamaya yönelik çalışmalar olacak. Üçtepe dergileri ve benzer dergilerin çıkarılması da maddiyata da bakar. Aylık olmasa da üç ayda bir de olsa bu tip dergilerin çıkarılmasından yanayım. Tabi ki maddiyat sorununun aşılması durumunda. Türkiye’de bilim noktasını da eleştirmek lazım bu konuda. Üretmiş olduğumuz bilim sadece bizim yükselişimize yönelik bir bilim. Topluma yönelik bilim politikası YÖK tarafından üretilmediği için halka yönelemiyoruz. Ama yurtdışında bilimsel çalışmalar halkın talebiyle olmaktadır. Biz tam tersini yapıyoruz. Tabi ki Türk Ocağı olarak akademik kariyer sahibi üyelerimiz de var. Üniversite ile arada bir köprü olmaya da çalışacağız” dedi. 

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz