• resmi ilanlar

CHP’li Karsu’dan “komisyona baskı” iddiası

25/12/2014 14:00

CHP İl Başkanı Kazım Karsu, 17 Aralık operasyonlarında rüşvet iddialarıyla ilişkilendirilen 4 eski bakanın Yüce Divan’a sevk edilmesi girişiminin Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın engellemelerine maruz kaldığını iddia etti.

CHP Bolu İl Başkanı Kazım Karsu, haftalık basın açıklamalarını sürdürüyor. Karsu, son basın açıklamasında, 17 Aralık operasyonları sonrası yaşanan süreci değerlendirdi. Rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla ilişkilendirilen 4 eski bakanın Yüce Divan’a sevk edilmesi girişiminin Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın engellemelerine maruz kaldığını iddia eden Karsu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“17 Aralık’ta başlayan Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu ile açığa çıkan AKP’li 4 eski bakana ilişkin yolsuzluk dosyalarını araştırmak için TBMM’de Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurulmuştu.

Komisyon, AKP’li Komisyon Başkanının bütün engellemelerine rağmen CHP’li milletvekillerinin üstün gayretiyle yolsuzluk ve rüşveti ortaya çıkaran çalışmalar yaptı. Bunun sonucunda da 4 eski bakanın Yüce Divan’a gitmesi kamuoyunda tartışılmaya başlandı.

Komisyonun karar vereceği oylama 22 Aralık 2014 günü yapılacaktı. Ancak Komisyon Cumhurbaşkanından gelen baskı ile Yüce Divan’a sevk oylamasını erteledi. Toplantı salonu civarında GSM iletişimi engellenmiş, toplantı ilan edildiği saatte yapılmamış, sürekli ertelenmiştir.

Komisyonda bulunan AKP’li üyelerin bir kısmında Bakanların Yüce Divan’a gönderilmesi kanaatinin oluştuğu anlaşılmaktadır. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, komisyonun AKP’li üyelerine, Bakanların Yüce Divan’a gönderilmemesi için baskı yapmaktadır.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) uzmanı tarafından hazırlanan rapor, eski Bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler’in mal varlıklarının gelirleriyle orantılı olmadığınıortaya çıkarmıştır.

Gecikmeli olarak yapılan toplantıda eski bakanların MASAK raporuna itiraz etmesi üzerine önce ertelenen, sonra da 5 Ocak’a bırakıldığı açıklanan Komisyon Toplantısı, açıktır ki Cumhurbaşkanının baskısıyla ertelenmiştir. Her ne kadar Başbakan Davutoğlu, “kolunu kopartırız” demişse de, toplantı öncesinde eski bakanlarla görüşerek Yüce Divan’a gönderilmelerine ikna etmeye çalışmıştır.

Bu konuda Erdoğan ile Davutoğlu arasında çelişki olduğu anlaşılmaktadır. Erdoğan’ın Yüce Divan’a gönderilmeye karşı olduğu, AKP’li vekillerin önemli bir bölümünün ise konunun Yüce Divana taşınmasını istediği görülmektedir.

AKP, “mızrağı çuvala sığdırmak” istemekte, ancak mızrak çuvala sığmamaktadır.
Zafer Çağlayan’ın görev alanına girmediği halde gümrüklerde  “altın çıkışı” için RezaZerrab’areferans olduğu, Muammer Güler’in “imtiyaz sağladığı”, Egemen Bağış’ın ise aracılık ettiği suçlamaları ortadadır.

MASAK Raporu’nda mal varlığında artış olmadığı söylenen Erdoğan Bayraktar ise “göz yumma” ile suçlanmaktadır. İstifa ederken, “ben değil, Başbakan istifa etmeli” diyen Bayraktar’ın kim için göz yumduğu açıktır.

Anlaşılan o ki Komisyon'un AKP’li üyeleri üzerinde büyük baskı vardır. Bu baskının sonuç vermesi için toplantı, 5 Ocak’a ertelemiştir. Erdoğan, bakanların Yüce Divan'a gitmesini istemiyor. Giderlerse bütün pisliğin ortaya döküleceğinden korkuyor.

Ciddi suçlamalarla karşı karşıya olan bakanlar Yüce Divan’a gönderilmelidir. Aldığı kararla görüşmeleri 5 Ocak’a erteleyen Komisyon şaibe altındadır. CHP Milletvekilleri yolsuzlukların ve hırsızlıkların takipçisi olmaya devam edecektir.

Şu Türkiye’nin haline bakın; 17 Aralık operasyonunda el konulan paralar faizi ile iade edilmektedir. Zarrab’ın adamına 55 bin lira faiz ödendi. Evinde milyon dolarlar bulunan banka müdürü ve bakan oğluna da iade edilecek.  Güler misiniz ağlar mısınız; bir banka müdürüne “Niçin evinde milyon dolarlar var?” diye sorulamıyor.

Hatırlayalım; AKP, 2002 yılında 3Y ile yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğini söyleyerek iktidara gelmişti. Ne var ki 12 yıllık iktidarı döneminde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş yolsuzluklara şahit olduk. AKP, ısrarla 17-25 Aralık operasyonuna “darbe” diyor ama bakanları Yüce Divan’a gitmemek için kırk dereden su getiriyorlar. Yoksulluk konusunda da AKP Cumhuriyet tarihinin şampiyonudur. Bugün Türkiye’de 20 milyondan fazla insan ancak sosyal yardımlarla karnını doyurabilmektedir. Yasaklarda da AKP Hükümeti 12 Eylül Yönetimi ile yarışmaktadır. Evet, AKP iktidarının ilk yıllarında bazı yasakları kaldırmıştır ama son yıllarda giderek yasaklar listesini arttırmaktadır. Bu ülkede artık “makul şüphe” ile insanlar göz altına alınabilmekte, mal varlıklarına el konulabilmektedir.”

 

KARSU’DAN “ROBOSKİ KATLİAMI” YORUMU

Karsu, açıklamalarının ikinci gündeminde ise, “Roboski Katliamı” başlığı yer aldı.

Karsu, bu gündem maddesinde ise şu ifadelere yer verdi: “28 Aralık 2011 günü, Şırnak’ın Uludere İlçesi Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) Köylerinden Irak sınırına geçmiş ve dönmekte olan sivillerin sınırın sıfır noktasında saat 21:30 - 22:30 sularında bombalanması sonucu17’si çocuk toplam 35 yurttaşımız katledilmiştir.

Bombalama sonucu 1 kişi yaralanmış ve 2 kişisağ kurtulmuştur.

Ölenlerin sivil yurttaş olduğu gerçeği askeri ve sivil yetkililer tarafından başından beri bilinmesine karşın olayla ilgili bilgiler saklanmış, ölen yurttaşlarımızın niteliği ve kimliği uzun bir süre açıklanmamıştır.

Bunun sonucunda kamuoyunda ölenlerin PKK’lı olduğu algısı yerleştirilmek istenmiştir. Üzerinden üç yıl geçmesine karşın Roboski olayı hala aydınlatılamamıştır.

Sınır ticareti yaparlarken bombalama sonucu öldürülen çocuk yaştaki vatandaşlarımızın hiç birinin PKK ile bağlantısı kurulamadığı gibi 27’sinin ailesi köy korucusu, birinin de kendisinin köy korucusu olduğu ortaya çıkmıştır.

Taşıdıkları yükün mazot olduğu ve yavaş seyrettikleri halde acil bombalanmış olmalarının nedeni bir türlü açıklanamamıştır.

Roboski’de bombalama sonucu öldürülen yurttaşlarımızın yaşadıkları Gülyazı ve Ortasu köyleri, 1990’lı yılların başlarında güvenlik güçleri tarafından boşaltılan ve köylerinden sürgün edilen insanların tanıdıklarının ve akrabalarının yanlarına yerleşmesiyle kurulmuştur.

Köy ve çevreleri mayınla döşeli olup bugüne kadar köy halkından kaçakçılık için Irak tarafına geçen 5 kişinin yaşamını yitirdiği ve 20’den fazla kişinin de sakat kaldığı bilinmektedir. Köyün üstündeki tepede konuşlanmış olan Tugay Komutanlığı, köydeki bütün hareketliliği görebilecek imkanlara sahiptir.

AKP Hükümeti, TBMM Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapora sansür koydurmuştur.

Köylülerin geçimlerini temin etmek için yapmak zorunda oldukları kaçakçılık yüzyıldan fazla bir zamandır yapılmakta olup bölgedeki herkesin, askeri ve idari yetkililerin bildiği bir husustur. Bir ülkenin halkı geçim sıkıntısı nedeniyle katır sırtında 3-5 kuruş kazanmak için kaçakçılık yapıyorsa bunun sorumlusu hükümettir.

Elbette bu işin sorumlusu olan görevliler vardır; bunları araştırılıp ortaya çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır. Bu yetmez; bu işin esas sorumluları “vur emri” verenlerdir; bunlar da ortaya çıkarılmalı ve gerekli bedeli ödemeliler.

Roboski başta olmak üzere faili meçhul kalmış bütün olayların üstüne gitmek, CHP’nin görevidir.”

 

Haber Merkezi

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: