• resmi ilanlar

“Kötüler siyasette var olmasın diye adayım!”

16/03/2015 13:00

Avukat Özaydın Çetin, CHP Bolu Milletvekili Aday Adaylığını bir başkaldırı sonucu gerçekleştirdiğini söyledi ve kendisini iktidar hedefiyle başlatılan bir isyanın temsilcisi olarak nitelendirdi. “Siyasette gündemde yer bulabilmek için kişinin popülist söylemlerde bulunmasını ve günü kurtaracak kıvrak hareketler sergilemesini doğru bulmuyorum” diyen Çetin, benimsediği ideal siyaset anlayışını özetledi.

Türkiye’deki sendikal mücadelelerin öncülerinden biri olan, CHP’de yıllarca üst yönetim kademelerinde görev alan amcası Ankara Milletvekili İzzet Çetin’den bağımsız bir siyasi gelişim süreci izlediğini belirten Çetin, “Benden daha kötüler siyasette var olmasın, bu ülkeyi yönetmeye talip olmasınlar diye bugün aday adayıyım” dedi. Çetin ayrıca, CHP’nin 7 Haziran’da Bolu’da en az iki milletvekili çıkarabilmesinin formülünü de verdi.

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

CHP Bolu Milletvekili Aday Adayı Avukat Özaydın Çetin’le yaptığımız röportajın ayrıntıları şöyle:

Milletvekili aday adaylık gerekçeleriniz nelerdir?

Adaylık gerekçem; Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem Bolu’da, hem de ulusal boyutta iktidara gelebilmesi için gençlerle sosyal demokrasiyi siyasete kavuşturduğu, halkla buluşturduğu bir mecrada sorumluluk üstlenmektir.

Siyaset anlamında çözüm odaklı siyaseti halkla buluşturma yaklaşımında önce sol kökenli olmak, sosyal demokrasiye inanmak ve Atatürkçü bir düşünceye sahip olmak gerektiği kanaatindeyim. Bunlarda bende var. İçinde bulunduğumuz sol siyaset noktasında birikimlerimizi yaptık, doğru zamanlamada yaşadığım yer olan Bolu’da aday adayı olmaya karar verdim.

SHP Genel Başkanı Erdal İnönü genel başkanlığa geldiğinde bir gazeteci kendisine, “İnönü Ailesi olarak yıllarca siyasetten uzak durduktan sonra neden siyasete yeniden soyundunuz?” sorusunu sorar. Erdal İnönü soru karşısında, “Benden daha kötüler bu ülkeyi yönetmesinler!” sözleriyle yanıt verir. Ben de bu anekdottan yola çıkarak, “Benden daha kötüler siyasette var olmasın, bu ülkeyi yönetmeye talip olmasınlar” diye aday adayı oldum.

Peki, aday adaylık kararını nasıl verdiniz?

Aday adaylık kararımda, il yönetim kurulu üyeliği pozisyonum etkili oldu. Yerelde ve genelde alınması gereken sorumluluğu almam gerektiği düşüncesiyle girdim. Çıkış noktam; Önseçimde bana bir oy dahi çıkacak olsa bile böyle bir yarışa girmem gerektiği düşüncesiydi. Zira önseçimde sıralamayı yerelde partiye kayıtlı üyeler belirleyeceği için sorumluluk genel merkezin değil, yerelde yaşayan tüm parti üyelerinin olacak. Bu anlamda Bolu’da yaşayan üyelerimizin iktidara giden yolda en doğru milletvekili sıralamasını yapacakları inancındayım.

Parti örgütlerinde hiç görev almamış ya da devşirme olarak nitelendirilebilecek farklı siyasi partilerden gelen isimlerde bugün kamuoyunda CHP aday adayı olarak tartışılıyor. Ancak sizin aday adaylığınız kamuoyunda diğer isimlerden farklı yorumlamalara neden oldu. Kimilerine göre bu aday adaylık bir başkaldırıydı. Siz bu benzetmeleri nasıl karşılıyorsunuz?

Başkaldırı nitelendirmesi evet doğru. Ancak bu şöyle; Halkımızın daha önceki seçim süreçlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne muhalefet görevi ile görevlendirdiği düşüncesine bir başkaldırıdır. Bu düşüncenin yanlış olduğu, muhalefet görevi ile görevlendirilmediği, bilakis iktidar olmak yolunda başlayan bir isyanın temsilcisiyim. Siyaseti iktidara geldiğinizde bir çözüm aracı olarak kullanabilirsiniz. Muhalefet olarak göreviniz tabi ki tahlildir ama yıllardır iktidara gelemeyerek yapabileceklerinizi ispat noktasında halka uzak kalırsınız. Aday adaylığım noktasında doğru siyasetin, sol siyasetin, sosyal demokrasinin ve Atatürk öğretisinin iktidara yönelme açısından doğru söylem ve içerik olduğuna inanıyorum.

Peki, sizce ideal siyaset nasıl olmalı?

Siyasette evrensel değerler vardır. Bu değerler eşitlik, özgürlük, güvenlik, adalet… Bunlara baktığımızda, bu ülkede yaşayan etnik kökeni, dini, dili ne olursa olsun her bireyin vatandaşlıktan kaynaklanan zıtları olduğunu biliyorum. Ve bu kapsamda birleştirici bir siyaset yapmak yerine, yerelde popülist söylemlerle, günü kurtaracak kıvrak hareketlerle, örgütleri karşıya almak pahasına ‘Aman ben olayım’ deme tarzını doğru bulmuyorum. Siyasetçi sadece yaşadığı yerin değil, tüm ülkenin sorumluluğunu almıştır. Bolu siyasetçisi Antalya’da yaşanan, Hakkari’de de yaşanan, Trabzon’da yaşanan bir sorunun çözümcüsü olarak sorumluluk sahibidir.  Bu anlamda taşra siyasetçisi olmayacağım, ulusal anlamda tüm ülkenin çağdaş ve evrensel değerleri yaşayabileceği bir siyasetçi olmak iddiasındayım.

CHP’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bu partinin yakın geleceğini yapılacak önseçim belirleyecek. Önseçimde oy kullanacak üyelerimiz ciddi bir sorumluluk altında. Biz bu genel seçimlerde benim birinci sırada olduğum bir sıralama ile ikinciyi çıkarabileceğimiz inancındayım. Çünkü kendimizi tanıtacağımız süre boyunca halkla iletişimimiz ben daha önce kurulamayan samimiyetin kurulabileceği inancındayım. 3-0 ya da 2-1 söyleminin saçma olduğunu düşünüyorum. Partimiz doğru sıralama ile bir milletvekilini her halukarda, ikinci milletvekilini çıkartmakta ise iddialı olacaktır. Bir sonraki seçimde ise sonuç CHP lehine çok daha farklı olacaktır. Bu bir süreç ve bu süreçte bizim en düşük iddiamız Bolu’dan iki milletvekili çıkartmaktır.

Konjonktürü değerlendirdiğimizde, CHP mevcut bir milletvekili sayısını korumak için seçime girecek. Siyaset stratejileri başarılı olmuş kişilerin yorumları da böyle. Siz ise, CHP’nin bu seçimde iki milletvekili çıkarabileceğinden bahsediyorsunuz. Elinizde sihirli bir değnekte yok! Bunu nasıl başaracaksınız? Bu denli iddialı bir söylemde bulunmak için neye güveniyorsunuz?

Siyasette milletvekili aday adaylığına bir iddianız varsa çıkarsınız. Ben yaşadığım yer olan Bolu’yu ve ilçelerini iyi tahlil etmiş, iyi gözlemlemiş ve civar illerle de kıyaslamış bir insanım. Bu noktada Bolu’nun dışarıdan göç almadığını gözlemliyorum. Bolu sadece ilçelerinden göç alıyor. Bolu ne etnik, ne dinsel ayrışmaya maruz kalan bir şehir. Türkiye’nin içindeki pek çok ille kıyaslandığında bu yapısı şanslı bir yapı. Ekonomik açıdan da uçurumların olmadığı bir il. Ne milyarderlerimiz var, ne de insani yaşam sınırları altında metropollerde yaşayan evsizler konumunda insanlar var. Bolu’daki yaşam standardı sosyo-ekonomik açıdan da daha ara gruba dahil. Bu anlamda Bolu’daki ayrışmanın sağ-sol, Türk-Kürt-Laz vb. ya da Alevi-Sünni anlamında bir ayrışmaya maruz kalmadığımızdan ben güven verebilecek bir siyaseti ortaya koyduğumuzda geçmiş dönemde hangi partiye oy verirse versin seçmenlerimizin oylarını alabileceğimizi hissediyorum. Ve onlara da söylediğim şey; Çözüm odaklı siyaset anlayışını CHP iktidarında halkla buluşturacağız, insanımızın gözünün içine bakıp, çözümün Atatürk’ün gençleri olan bizlerle olacağını müjdeleyeceğiz. El ele vereceğiz mutlu toplumu kuracağız. Bu söylem belki toz pembe gibi gelebilir ama söylemek durumundayım. Bu toplumun temel yapı taşı Atatürk’tür. Cumhuriyet Halk Partisi de bu yapı taşının öncü kuruluşudur. Ve çok saldırılara da maruz kalmıştır. Bugüne kadar iktidar olma yolunda fırsatlar halkımız tarafından çok somut olarak verilmemiştir. Şimdi ortaya koyacağımız siyasetle çekim merkezi olacağımızı, geçmişte her ne kadar partimize oy vermemiş de olsa, Bolu’da bu kesimden oy alabileceğimiz kanaatindeyim. Bir önceki dönem ortaya konan siyasetin dışında tamamen sosyal demokrasiyi yerel ve genel siyasetimizde de hissettirdiğimizde 7 Haziran Genel Seçimleri öncesi halkımızın kendisine yönelttiğimiz eli boş çevirmeyeceğini biliyorum. Halkımız bize el verecek ve bizlerde mutlu yarınları kuracağız. Bu söylemin en yeni ve  en sıcak yüzü olarak da ben kendimi görüyorum.

 

CHP’de son 10 yıl içinde Tanju Özcan’dan sonra ikinci adam olabilecek siyasiler dönem dönem gündeme geldi. Ancak alternatif olması düşünülen isimler saman alevi gibi bir süre sonra parti siyasetinden silindi gitti. CHP’de ikinci adam sorunu sıkça gündeme geliyor. Halen Özcan’a bir alternatif siyasetçi çıkmaması parti aleyhine bir durum olarak yorumlanıyor. Sizin bu değerlendirmelere bakışınız nedir?

Bu parti Atatürk’ün partisidir. Kendisini Cumhuriyet Halk Partili olma anlamında, aidiyet duygusu hisseden herkes bu partiye üye olup seçilme hakkı kazanır. Üyeliğin sahip olduğu tüm haklara sahip olur. Bu anlamda parti Bolu özelinde geçmiş dönemlerde birtakım hatalar yapmıştır. Bu hatalar çözülmesi gereken hatalar olduğunu da tüm üyeler gözlemlemişlerdir. Ve hızlı bir şekilde hataları çözme süreci gecikmeksizin yaşanacaktır. 29 Mart’ta yapılacak önseçimde partinin geleceği anlamında bir fırsattır.

CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin sanırım akrabanız. Soy isimlerinizde aynı. Akrabalık ilişkinizin boyutu nedir? 

Yeğeniyim. İzzet Çetin benim öz amcamdır.

Bugüne dek İzzet Çetin’in yeğeni olduğunuza dair hakkınızda hiçbir propaganda işitmedim. Bunu bugüne dek kendinizde dillendirmediniz. Bir başkası olsa belki bunu siyasette avantaj sağlayabileceği düşüncesiyle kullanabilirdi. Siz bu akrabalık ilişkisini neden ısrarla gölgede bıraktınız. Bu mütevaziliğinizin nedenini öğrenebilir miyim?

Bu yaklaşımımı mütevazi olarak yorumlamanızdan ötürü teşekkür ederim. Evet, İzzet Çetin benim amcamdır. Türkiye’deki sendikal mücadelelerde bilinen nadir isimlerden biridir. Sol siyaset anlamında da Kocaeli ve Ankara milletvekilliği yaptı. Ankara milletvekilliği sürüyor. Kendisi bugüne dek somut çalışmalar içerisinde olmuştur. Akrabam olması dışında ülkenin yetiştirdiği önemli siyasetçilerden biridir. Aynı zamanda örnek aldığım bir idoldür. Yaşadığım yer olan Bolu’da partide yöneticilik yaptığım süre zarfında amcamın ismini kullanarak bir yerlere gelme çabası içinde asla olmadım. Çünkü bağımsız bir gelişim süreci benim içinde iyi olur, amcam içinde. Tabi ki fikir birlikteliği anlamında amcamın da doğru ve sosyal demokrasi çizgide siyaset yaptığını gözlemliyorum. Ve amcamla da gurur duyuyorum.

Kamuoyunda sonucu merakla beklenen önseçime değinelim birazda. 2011 Genel Seçimleri ve 2014 Yerel Seçimleri öncesinde CHP’de önseçimler üyelerin yönlendirildiği iddialarıyla gündemde kendisine yer buldu. Hatta sonuçlar parti içinde bölünmeleri de beraberinde getirdi. Partideki üye hakimiyeti iddiaları aday adaylık noktasında sizi hiç ürkütmedi mi?

Şahsıma önseçimden 1 oy çıkacağını bilsem bile ben bu yarışa adımı yazdırdım. Söyledikleriniz beni hiç ürkütmedi. Önseçimin bir ilde milletvekili adaylarının sıralamasını belirlemede doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum. Bu önseçim öncesi önümüzde yaşanmış bir 2011 tecrübesi var. 2011’den yana üretilen siyaset var. Meclis bağlamında ve yerel bazda üretilen siyaset var. Tüm bunlar yan yana konulduğunda ve aynı zamanda iktidar açlığında yapılacak şey belli. Yönlendirmelere maruz bırakmadan herkes kendi gönlünden geçen sıralamayı yapacak ve klasik bilinen hareketler yaşanmayacaktır diye düşünüyorum.

Yaşanmayacağını nereden biliyorsunuz?

Çünkü kaybeden olacaksa da bizim adayımız kaybetsin mantığıyla siyasette başarı olmaz. Siyasette başarı kiminle bir adım daha öne geçeriz düşüncesiyle elde edilir. Bu noktada ben ortaya koyacağım siyasetle olabildiğince söylemler geliştirdim. Üyelerimizin samimiyetime inanacakları ve beni yalnız bırakmayacakları düşüncesindeyim. Ben önseçim öncesinde kendimle alakalı en ufak bir endişe duymuyorum. Üyelerimizle irtibat halindeyim. Parti içi bu yarış demokratik bir yarış. Bu yarışta birileri kazanacak, birileri kaybedecektir. Kendisini solda gören, sosyal demokrasiyi özümseyen her siyasetçinin Bolu’da önseçimle sıralamaya girme şansı vardır.

Önseçim çalışmaları kapsamında ilçe ziyaretlerinizi tamamladınız. Bu ziyaretlerde parti üyelerine hangi mesajları verdiniz?

Bolu’nun ve ülkemizin daha iyi şeylere layık olduğunu, kaynakların iyi kullanılmadığını, özellikle iki metropol arasında bulunan Bolu’nun iyi yönetilmemesinden kaynaklı mevcut halinden bir an önce kurtulması gerektiğini, bunu da CHP olarak bizlerin başarabileceğini belirtiyorum. Doğal kaynaklarımızın makul kullanılması gerektiğini söylüyorum. Beypazarı ve Eskişehir örneklerinden yola çıkarak eldeki imkanların doğru kullanılması gerektiğini dile getiriyorum.

Aynı zamanda genel siyasete ilişkinde ekonomi politikası anlamında özelleştirme üzerine kurulu talan politikasının sonlandırılması ve telafi yoluna gidilmesi gerektiğini ifade ediyorum.

Hizmet amaçlı siyasette olduğumuzun, eleştirdiğimiz tipler gibi asla efendileşmeyeceğimizin sözünü verdim.

Üyelerimiz el versin demokratik yarınları birlikte kuralım. Geleceği insanca en layık olduğumuz çağdaş hukuk devletini kuralım. Ben üyelerimizden sadece önseçim için başarı değil, aynı zamanda 7 Haziran’da beni milletvekili seçmelerini istedim. 1994’ten bu yana siyasette birlikte olduğum, birçok kentte milletvekili adayı olan, Strazburg’da Londra’da Türkiye’ye dair kafa yoran, siyaset açısından Cumhuriyet Halk Partisi’ni yalnız bırakmayan bir zincirin halkalarından biriyim. Şayet destek verilirse, Meclis’te ortaya koyacağımız çalışma ile ülkeye hizmette biz de var olacağız.

Sayın Çetin röportajımızın sonuna geldik. Açıklamalarınızdan ötürü teşekkür ederim.

 

Ben teşekkür eder, Bolu Express Gazetesi okurlarına aracılığınızla selam ve saygılarımı sunarım.

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • dört dörtlük aday  (18.03.2015 00:30:44)

    Helal olsun kardeşim.yolun açık olsun.hayırlı uğurlu olsun.söylediklerini pürdikkat okudum.ne bir çelişki var ne bir kirli siyaset anlayışı.ne istediğini bilen samimi dürüst ve alçakgönüllü bir bakış açısı.siyasetin chp nin hele hele bolu örgütünün senin gibilere ihtiyacı var.umarım herşey gönlünce olur

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: