• resmi ilanlar

ETME YAVRUM, SONRA GÖZYAŞLARINI YERSİN

15/05/2015 00:00

...

Muhasebecide çalışan bir genç,  işi gereği sık sık gittiği devlet dairesindeki genç bayan memurla görüştükçe birbirlerine karşı ilgi duymaya, mesai saatleri dışında da buluşmaya başladılar.

  ***
Kızın babası bir Pazar sabahı, memure kızına nasihatte bulundu:
- Kızım, o aileyi ve delikanlıyı araştırdım. Sana ve bize uygun birileri değiller. Kültürel olarak çok farklarımız var. Onlar nasiplerini başka yerde arasınlar. Tecrübelerimle konuşuyorum, sonra hepimiz perişan oluruz.
-Ama baba şeyyy,  
-Etme yavrum, sonra gözyaşlarını yersin!
-??

***
Muhasebeci gencin ailesi  kızın evine dünürcü olarak gitti. Gittikleri evde bir dayak yemedikleri kaldı.  Karşılıklı olarak atıştılar.
Genç muhasebecinin babası bir daha bu aile ile görüşmeyeceğini oğluna söylerken, kızın babası da, bir daha o gençle görüşmemesini, yoksa evlatlıktan reddedeceğini  bildirdi
***
Gençler, kendilerince ailelerin duyarsızlığına karşı, en mantıklı gördükleri planı devreye koyarak, gizlice belediye evlendirme memurluğunda nikâhlarını kıydırdılar.
 Kızın babası bu haberi aldığında, kızıyla ipleri o anda kopardı.
***
Evliliklerinin üçüncü yılında genç muhasebeci, bu arada kendi muhasebe bürosunu kurmuş, işleri de ekonomik olarak çok iyi durumdaydı. Parasal  bir sorunları yoktu.
Sorunları ise,   kızın ailesiyle hiçbir şekilde görüşmemeleri ve bir de çocuklarının olmamasıydı. Bu da mutluluklarına ciddi gölge düşürüyordu.
Çocuklarının olmaması ise evde tartışmaların önünü ciddi anlamda açmaya başladı.
***
Bir gün, gençlerin şiddetli bir kavgaları sonunda, genç muhasebeci, alkolünde etkisiyle,  eşine bu evliliği bitirmekle tehdit ettiğinde, kendini yapayalnız hissetti memur kız.
Dünyada tek dostu olan kocası da terk ederse,  başka kimi vardı ki?
Can Babası ve ailesi O’nu defterden, çoktan silmişlerdi.
Memur kadının en büyük sorunu da, kocasının ekonomik olarak durumunun çok iyi olması nedeniyle, etrafında bir çok kadının varlığını seziyor ve son zamanlardaki hareketlerinden de rahatsızlık hissediyordu.
Buna rağmen ailesinin yıkılmaması içinde mücadele etmeye,  fedakârlıklara katlanmaya hazırdı.
***
Genç muhasebeci kendini yiyip bitiren “çocuk” derdinden kurtulmak için, en yakın arkadaşı Murat Beye içinde bulunduğu derdini, anlattı. Tecrübeli aile dostu olan Murat Bey, bir öneride bulundu:
-En kısa zamanda doktora git ve bir tedavi ol. Sorun eşindeyse, kesinlikle O’nu bırak ve ayrıl. Yok, sorun sendeyse, evliliğine bu şekilde devam edersin, dedi.
Genç muhasebeci, bu sözlerden cesaret alarak hemen,  ………. hastanesine başvurdu. Yapılan tüm test ve tetkiklerden sonra,  muhasebecinin infertilite  sorunu çıktı.  Yani kısırdı.
Tahliller ve tetkiklere göre  %95’sorun kendisindeydi.  Morali çok bozuldu.   
Eşine o güne kadar yaptıklarından dolayı da, vicdan azabı çekmeye başladı.
Susma kararı aldı. Bu sırrını kimseye,  hatta eşine bile anlatmayacaktı.  
***
 Bir gün, genç muhasebeci yorgun argın evine geldiğinde, nefis hazırlanmış bir sofrayla karşılaştı. Eşi O’nu çok farklı karşıladı. Onu hemen yemek masaya davet etti. Masada yanan mumlar, odaya yayılan hafif bir müzik sesi, loş ışıklar altında, nefis yemekler sofrayı süslemişti. Muhasebecinin eşi konuşmaya başladı:
-Sevgilim, sana bir müjde vermek istiyorum. Çok mutluyum çok! 
-Hayırdır? Bu gün farklı olan ne?
-Hamileyim!  Şimdi bu güzel haberi birlikte baş başa kutlayacağız! Bu gün arkadaşımla doktora gittik. Ultrason çekildi. Bak bunlarda yavrumuzun ultrason filmleri! Bizim bebeğimiz bu!
 Genç muhasebecinin başına bir uğultu saplandı. Karşısındaki hanımını çok uzaklarda, ihanet odalarında, zifiri karanlıklarda, kendine melek gibi bakan bir şeytan olarak görmeye, nefsi de  içten içe adama vesvese verirken, şeytan da  fitneyi körüklenmeye başladı.
Zaten yeteri kadar gergin ve mutsuzken, bu imkânsız haberle adam bir daha çöktü. 
Eşinin konuşmaları karanlık bir tünelin içinden, en diplerinden yankılı sesler gibi  dalga dalga geliyor, beynine beynine vuruyordu. Beynindeki fırtınadan bir an önce kurtulmalıydı.
Yaşamanın da anlamı kalmamış, içinde boğucu bir ses beynine, sonra boğazına binmişti. Boğulacak gibi oldu. 
Nevri döndü.
Masanın öbür tarafına bir hamlede gitti, sofradan ekmek bıçağını aldı ve …
***
Muhasebecinin elleri kelepçeli evden polislerce çıkarılırken, eşinin de kanlı bedeni, ceset torbasıyla, ambulansa yüklenip,  morga kaldırıldı
***
Ceza evindeki muhasebeciyi ziyaretlerine gelen aile dostu Murat Bey ve eşinden duyduğu gerçek onu, mapushanede artık her gün binlerce kere öldürecekti,
Nedeni ise,
Öldürdüğü eşinin, yuvasının dağılmaması için, yakın arkadaşı Murat Beyin eşine ait olan, ultrason fotoğraflarını,  kendi evine getirdiğini öğrendiğindeydi.
***
( Efendim, Sağ salim kavuşduğumuz Mübarek Miraç Kandilinizi candan tebrik eder, Size ve sevdiklerinize din ve dünya saadetleri  vermesini Allahütealâ’dan dilerim. )

YORUMLAR  (Toplam 3 yorum)

  • Ayşe Gülten KIRICI  (22.05.2015 15:52:14)

    Hayatımızın gerçeklerinden ne güzel bir kesit sunmuşsunuz Fuat Bey. Soluksuz ve sürükleyici hüzünlü bir hikaye. Herkesin özellikle de en sevdiği yakınlarına gerçekleri söylemesinin ne kadar doğru bir yol olduğunu gösteren örnek bir olay. Tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.

  • Fuat Bayramoğlu  (16.05.2015 12:07:06)

    Turgut bey, çok teşekkür ve dua ederim efendim. Sağolun

  • Turgut Türk  (16.05.2015 00:47:55)

    çok acıklı bir olay .. Allah kimsenin başına böyle bir kader yazmasın..

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: