• resmi ilanlar

Rüyalar Gerçek Olsa

10/07/2015 00:00

...

Epeydir ziyaret edemediğim bir okul müdürü arkadaşımı tekrar ziyaret ettim.  Sohbet ediyorduk. Müdür bey, halinden memnun olsa da, bazı durumların O’nu duygusal olarak etkilediğini anladım.

-Hayırdır Müdür Bey?
400 civarında öğrencisine bilgi formu dağıtmış, gelen cevapları da tasnif etmeye çalışmış.  Herkes bunun basit bir anket olacağını sanıyormuş. Oysaki Müdür Bey bunları tek tek okumuş ve kendince gruplamış. Bilgi formundan elde ettiği sorunları da elinden geldiğince çözmüş ve çözmeye baş koymuş.
Öğrencilere sorduğu sorular çok basitti,
1-En büyük rüyan nedir,
2-Hayatında Ne-Nelerinin olmasını isterdin?
   ***
-Tebrik ederim müdür bey, peki neler elde ettin, yararlı oldu mu bari?
-Sana birkaç tanesinden bahsedebilirim. Ne de olsa sen de bu işlerin içindesin, diyerek oturduğu makam koltuğundan ayağa kalktı, karşı dolaptan büyük bir mavi klasör çıkardı.
Masasının üzerine koyup kapağını açtı, burnunun ucuna yerleştirdiği okuma gözlüklerini takarak, naylon poşetler içindeki bir yığın kâğıdı parmaklarıyla ayrıştırırken, eline tutuşturduğu bir anketi görünce yüz hatlarında hüzün bulutları, gözlerinin alt taraflarında çiğ tanecikleri çoktan yerini almıştı.
-Hah, mesela Ömer’in öyküsünü, sana anlatayım. Ne yazmış Ömer birlikte okuyayım:
-Babam çok iyi biri, Babam çok hasta, o bir iyi olsa, ayrıca evimize de kimse gelmiyor.
Bunu okur okumaz, o anda hemen Ömer’in sınıfına gittim. Ömer’in okula 2 gündür gelmediğini öğrendim. Öğretmenindeki dosyasından ev adresini öğrenip, arabama binip, verilen adrese gittim.
Ömer, adresteki apartmanın merdiveninde yalnız başına oturuyordu. Belli ki daha yüzünü de yıkamamıştı. Yanına vardığımda beni fark etti.
-Ömer Merhaba, nasılsın bakalım, babanı ziyaret etmeye geldim. Hadi beni babanla tanıştır, dedim. Başını okşadım.
Beni yanı başında gören Ömer telaşlanarak sevinçle hüzünü bir arada yaşayarak, ayağa kalktı, üstü başı da pek ahım şahım değildi, çorap ta giymemişti. Elimi öptü. Elimi bırakmadan, aşağıdan yukarıya doğru bakarak:
-Babam dün öldü, dün de onu konu komşu buradan götürüp gömdüler müdürüm,  dedi.
O anda vücudumu ateş bastı, rengim değişmişti, bacaklarım titriyor, beynim zonkluyordu. Arabamım içine kendimi zor attım.
***
Müdür bey bu olayı anlatırken, gözlerindeki çiğ taneleri, birkaç damla olup çoktan yuvarlanmıştı.
***
Diğeri de Zeynep kızımızın hikayesi,
O da anketine, bak ne yazmış, birlikte okuyalım:
-Annem çamaşırlarımızı yıkamıyor. Deterjanımız hiç yok, zaten babam da bizi terk etti. Annem hasta, birde iyi olsaydı.
Bu yazıyı okuyunca şaşırdım, bu işi anlamam lazımdı. Hemen sınıfına gittim.
Öğretmeninden çocukla ilgili bilgileri tam alamadım. Çünkü kız öğrencinin hayat hikâyesi oldukça karışıktı.
Okul Aile Birliği Başkanım Bayan (…………..) hanımefendiyle Okul Aile birliği bütçesinden (…)TL yardım yapabileceğimizi belirleyip, öğrencimiz Zeynep’in evine gittik.
Zeynep, bizi evlerinin kapısında  görünce ister istemez şaşırdı, bir çığlık attı:
-Anneeee !  Okul Müdürümüzle, Okul-Aile Birliği başkanımız (……………………) teyze bize geldi.
***
Kapıda bir iki dakika bekledikten sonra, eve alındık. Ev eski zamanlarında yapılan tuğla- kagir karışımı, tabanı ve tavanı tahtadan, ocak başı bulunan, eskilerden kalan, küçük odalarıyla yıllara meydan okuyan eski bir evdi.
Evde eşyaların yıpranmış olduğu, evde bir düzen olmadığı da belliydi.
 Döşemeler kirli ve eskiydi. Evin hanımı, bize sedir diye tabir ettiğimiz cam dibince uzanmış tahtadan yapılan oturağa buyur etti. Evin hanımı yürürken az aksıyordu.
Zeynep’in annesi, Okul Aile Birliği Başkanına”hoş geldiniz” deyip, Ona  sol elini uzattığında, başkanda ona mecburen sol elini uzatarak müsaffaha ve toka etti.
Sonra anladık ki, annenin sağ tarafında kısmi felç inmiş ve sağ elini kullanamıyordu.
Baba ise evi de, memleketi de çoktan terk etmiş,
Evin hanımının Zeynep’ten ayrı, iki küçük çocuğu daha vardı,
……………… Makamı onlara imkânlar nispetinde yardım etmekteydi.
İki bayan kendi aralarında konuşurlarken, ister istemez olaylar ve gördüklerimiz bizi de üzüyor, etrafı kolaçan ediyordum.
Derken,
Zeynep gelip kulağıma eğildi, fısıldayarak: 
-Size çay demlemek isterdik ama çayımız da çay şekerimizde kalmamış, kusura bakmayın, olur mu?
***
Not: Efendim, Kıymetli Ramazanı Şerif ayınızı ve Mübarek Kadir Gecenizi Candan Tebrik Ederim. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: