• resmi ilanlar

TUGAY KAYITLARI İKİ KEZ DEĞİŞTİRİLMİŞ!

13/03/2017 11:00

15 Temmuz Askeri darbe teşebbüsüne destek verdikleri gerekçesiyle yargılanan 3'ü tutuklu, 5'i tutuksuz toplam 8 sanığın katılımıyla 6 ıncı duruşma saat 09.52'de başladı ve akşam saat 19.32'de sona erdi. 6'ıncı duruşmada toplam 19 tanık ifade verirken, 15 Temmuz akşamı Bolu 2. Komando tugay Komutanlığı'nda tutulan ceride kayıtlarının Yarbay Velinin verdiği talimatlar sonrası değiştirildiği ortaya çıktı.

 

Haber: Hakan Aydın

15 Temmuz akşamı yaşanan gelişmelerle ilgili Tugayda görevli bulunan 19 tanığın ifadesi pazartesi günü alınmaya devam edildi. Mahkeme heyeti tarafından sabahtan Gültekin Bozkuş, Caner Yavaş ve İbrahim Kılkösen’in ifadeleri alındı.

15 Temmuz akamı televizyonlardan gördüklerinin bir isyan hareketi olduğunu anladığını belirten Emekli Astsubay İhsan Aksoy şu ifadeleri kullandı;

BUNUN BİR İSYAN OLDUĞUNU ANLADIM

15 Temmuz gecesi tugayda görevliydim. Şu anda emekliye ayrılmış bulunuyorum. O gece uyuyordum. 23.45 gibi eşim beni uyandırdı. Askeri hareketlilik var dedi. Televizyondan gelişmelere baktım. Gelen telefon üzerine 00.30 gibi tugaya geçtim. Eski Komando Özel kuvvetler personeli olduğum için bunun bir isyan olduğunu anladım. Giyindikten sonra yalnızca hücum yeleğimi alarak (-raporlu olduğum için silahım yoktur) içtima alanına geçtim.

ÇELİK YELEK VE KOMPOZİT BAŞLIK İSTENDİ

Tüm personel silahlı ve hücum yelekli olarak içtima alanında bekliyorduk. 4-5 araç içtima alanında bulunuyordu. Burak Üsteğmenin başında olduğu bir Koktod düzeni kurulduğunu gördüm. Vahit Üsteğmen beni çağırarak kompozit başlık ve çelik yelek olup olmadığını sordu. Ben yok dedim. Benden sonra Bölük Astsubayı Erol’u çağırdı. Bende Erol astsubayın yanına giderek, kendisinin çağrıldığını çelik yelek ve kompozit başlık istendiğini, bunları vermemesini, depoların anahtarını kaybettiğini söylemesini istedim. O da Burak Üsteğmen’e anahtarları evde unuttuğunu söyledi. Burak Üsteğmen sert bir ifadeyle ’Depoyu kırarız’ dedi. Erol Astsubay da ‘kırın o zaman’ dedi.

BU EMRİ VEREN DE HAİNDİR

İçtima alanında beklerken benim yanıma Ayhan Erol Astsubay geldi. ‘Komutanım siz eski özel kuvvetler personelisiniz. İbrahim Üsteğmen bana ‘Valiliğe gidilebileceğini’ söyledi. Ben de ‘Silah sıkan haindir, bu emri veren de haindir’ dedim. ‘Emri uygularsan sana ilk mermiyi ben sıkarım’ dedim ve tugay içtima alanının arka taraflarında karanlıkta saklanmasını söyledim. Bildiğim kadarıyla birlikler 03.00’e kadar bekledikten sonra yemekhaneye gönderildi.

Sorumlu olduğu mühimmatların arasında stinger füzesi olduğu için Yarbay Veli Ceylan’ın emriyle 15 Temmuz akşamı karargahtan ayrılmadığını belirten Volkan Okatan ise ifadesinde şunları söyledi;

BENDE STİNGER OLDUĞUNU SÖYLEDİM

23.00 sularında telefon geldi. Alarm verildiği söylendi ve hemen tugaya geçmem istendi. Tugaya geldim ve o arada uzmanlardan gelenler olduğunu gördüm. Tüfek ve hücum yeleğini alarak içtima alanına geçtim. Yoklamalar alındı. Bu arada Veli Yarbayın mühimmatçıları çağırdığı belirtilince, yanına gittim. Burada Veli Yarbay hangi bölükte ne gibi mühimmatlar olduğunu sordu. Herkes mühimmatını söyledi. Bende stinger olduğunu söyledim. Bu arada Halil İbrahim Bayram kendisinde toma olduğunu söyleyince bizi göndermedi. Karargahtan ayrılmamızı söyledi. Bizde bunun üzerine kamera odasında bekledik. Sabah 04.30’a kadar burada oyalandık. Kimse yanımıza gelmedi. Ara sıra dışarıya sigara içmeye çıktık. İçtima alanında bekleyenler olduğunu gördüm.

15 Temmuz akşamı içtima alanında yaşananları anlatan Astsubay Hasan Demirdöven ise şu ifadeleri kullandı;

TAKIM KOMUTANLARINA 3 KEZ EMİR VERDİĞİNİ GÖRDÜM

23.30 gibi telefonla arandım ve tugayda acil içtima alındığı söylendi. Tugaya geçtik. Bir koşuşturma ve panik havası olduğunu gördüm. Saat 00.00 sularında silah ve hücum yeleğimi alarak içtima alanına geçtim. Bu arada herkes birbirine olup biteni soruyordu. Kargaşa vardı. Yarbay Murat Gelen’in takım komutanlarına 3 kez emir verdiğini gördüm. Bu emirler sonrası sırasıyla askerlere ait kan grupları güncellendi. Koktod düzenine geçildi ve araçların içtima alanına getirildiğini gördüm. 03.00 gibi askerlerle yemekhaneye geçtik.

MAHŞERDE DE BİR HESAP OLACAĞINI BİLEREK…

Personel kendi arasında kritik yapıyordu. Piyade Albay Alper Günver bana doğru gelerek, Kurmay Yarbay Veli, Tugay Komutan Vekili Albay Cahit’e ‘Komutanım emredin, Valiyi alıp geleyim’ dediğini duyduğunu bana söyledi. Ben de bunu emniyete ifade verinceye kadar kimseyle paylaşmadım. Albay Günver’in ifadesinde bundan bahsetmediğini öğrendim. Bizim yaptığımız görüşmenin içeriğini duyamasalar da, görüştüğümüzü gören personellerin isimleri ifademde vardır. Ben ifademi mahşerde de bir hesap olacağını bilerek, vicdanım rahat bir şekilde veriyorum.

 

Boğaz Köprüsünde tankları görünce bunun bir askeri ihtilal olduğunu  anladığını belirten Albay Alper Güvener ise şu şekilde konuştu;

‘İHTİLAL OLUYOR’ DEDİK

Saat 22.00 sularında televizyon izliyordum. Bir anda normal program akışı kesildi ve boğaz köprüsü verilmeye başlandı. Bir süre sonra babam da yanımdayken köprüde tankları görünce ‘İhtilal oluyor’ dedik. Saat 03.00’a kadar televizyondan olayları takip ettim. Sonra ise uyudum.

KENAN EVREN BİLE YARGILANDI

Benim normalde tugaydan aranmam gerekiyordu. Ancak aranmadım. Yada arandım eski telefon numaram onlarda olduğu için bana ulaşamadılar. Normalde benim de tugaya gitmem lazım ancak o anda düşündüm;  Gitsem mi gitmesem mi derken ‘sana ne otur aşağı’ dedim kendi kendime. 1980 darbesini görmüş bir askerim. Bu olayları gerçekleştirenlerin daha sonra yargılandığını hep beraber biliyoruz. Hatta Kenan Evren bile yargılandı. Ben de bunları düşünerek tugaya gitmedim. Sabah 07.00 gibi kalktım. Televizyonu açtım ve üniformalı askerlerin yakalandığı görüntüleri seyrettim. Üniformanın içine düştüğünü durumu görünce çok üzüldüm. 07.20’de Tuna Yarbay beni arayarak çağırdı. Bisikletime binerek 08.00 gibi yola çıktım ve 08.30 gibi tugaya ulaştım. Cahit Albay beni görünce, beni göreve çağırmayı unuttuklarını söyledi. 14.00 sularında üniformaları çıkartarak, sivil kıyafetlerimizle içtima alanında toplanmamız emredildi. Burada da vatandaşlarla polemiğe girmeden evlerimize dönmemiz söylendi.

15 Temmuz akşamı Jandarma Alay Komutanlığında şahit olduğu olayları anlatan Jandarma alay Komutan Yardımcısı Nuri Serkan Kara ise verdiği ifade de;

İL DE BİR HAREKETLİLİK YOK, EMRİNİZDEYİZ

Evimde istirahat ederken alay nöbetçi amiri beni arayarak çeşitli emirlerin geldiğini belirtti. Ben de ikametime emirleri getirmesini söyledim. Emirleri okuyunca Türker Albayı aradım ve o da beni konutuna emirlerle gelmemi söyledi. Mesajları okuduktan sonra Ankara’daki komutanlarımızı aradı. Sonra Alaya doğru yola çıktık. Yolda Valiyi arayarak ‘İl de bir hareketlilik olmadığını, emrinizdeyiz’ dediğini duydum.

DEVRİYELERİN İPTAL EDİLMESİNİ SÖYLEDİM

Alaya gelince Türker Albay personeli toplamamı, nöbet yerlerini takviye etmemi istedi. İlçelere ulaşmamı, halkla kesinlikle karşı karşıya gelinmemesini, kesinlik kışla dışına çıkılmamasını ve devriyelerin iptal edilmesini söyledim.

EMNİYET MÜDÜRÜNÜ ALMAYA YETECEK GÜCÜMÜZ YOKTU

15 Temmuzda il genelinde 250 kadar er personelimiz vardı. Bizde MP5 tabanca haricinde silahımız yoktur. Verilebilecek bir emri yerine getirecek gücümüz bulunmuyordu. Emniyetin zırhlı aracı olmadığını biliyorum. PÖH de Bolu’da yoktu. Darbe girişiminden sonra Bolu’da görevlendirildiklerini biliyorum. Ancak emniyet ve jandarma personelini karşılaştırırsak, emniyet müdürünü almaya yetecek gücümüzün olmadığını söyleyebilirim.

Nöbetçi Amir Nuri Kıyak ile arasında geçen diyalogları mahkemeye anlatan Başçavuş Fikret Kocaoğluise;

SABAHA KADAR NİZAMİYEDE DURDUM

15 Temmuz günü Nizamiye nöbetim olduğu söylendi. Ancak ben raporum olduğu için nöbetlerden muaf tutulmam lazımdı. Bu nedenle nöbete gitmedim. Nöbetçi Amir Yüzbaşı Nuri Kıyak nöbet yerine beni çağırtmış. Ancak muaf olduğumu söyleyerek, nöbet tutmayacağımı söyledim. Kaldı ki o ay muaf olmama rağmen iki nöbet tuttuğumu belirttim. Akşam Topçu Whatsap gurubundan iki çağrı aldım. Ancak bunun nöbetle ilgili olduğunu düşünerek geri dönüş yapmadım. Sonra telefondan aranarak içtima toplandığı söylendiği için tugaya geçtim. Tugaya geldiğimde askerlerin içtima alanında olduğunu gördüm. Bu sırada Nuri Yüzbaşı beni gördü ve niye nöbete gelmediğimi sordu. Ben aynı şeyleri tekrar söyledim. Nöbete yazıldıysam tutmam gerektiğini belirtti. Bende bunun üzerine nizamiye giderek nöbeti devraldım. Nöbeti kaçta devraldığımı hatırlamıyorum. Sabaha kadar nizamiyede durdum. Nöbetteyken Tuncay Başçavuş 24 askerle nizamiyeye geldi. Nöbet yerlerinin takviye edilmesi için geldiğini, emrinde Veli Yarbay tarafından verildiğini söyledi.

‘KİLİDİNİ KIRARIZ’ DEDİ

Sorulan soru üzerine Kocaoğlu, “Müfrezemde 23 asker bulunuyoruz. Müfrezemize ait silahlar depodaydı. Biz silahsız bir şekilde içtimaya çıkarız. Olayları öğrenince silahları sakladık. Nuri Yüzbaşı neden silahsız bir şekilde olduğumuzu sordu. Bende bizde silah yok dedim. Ancak silah tutanaklarına bakarak, bu silahlar nerede dedi. Bende depomuzda kilitli olduğunu söyledim. Deponun anahtarı bende olmasına rağmen yok dedim. Kilidini kırarız dedi. Bende kendisine kilitleri kırmayacağımı, oraya gelmeyeceğimi söyledim.

15 Temmuz akşamı tuttuğu ceride kayıtlarının verilen emir nedeniyle kendisi tarafından değiştirildiğini belirten Semih Aktürk ise şu şekildekonuştu;s

CEYLAN PERSONELİ İÇTİMAYA ÇAĞIRMAMIZI EMRETTİ

Harekat Merkezinde görevliyim. Ben bilgisayar ortamında kayıtları tutarım. 22.30 gibi nöbetçi amir beni aradı. Olaylarla ilgili bilgi olup olmadığını sordu. Bende olmadığını söyledim. Bunun üzerine bağlı bulunduğumuz 4. Kolorduyu aradım. Burada telefonu bir Binbaşı açtı ve muhatabının ben olmadığımı, nöbetçi amirin kendisini aramasını söyledi. Bende bunu Nuri Yüzbaşıya ilettim. Daha sonra Nuri Yüzbaşı Harekat Merkezine geldi. Bir süre sonra Merkezde bulunan Sıkı Yönetim Direktiflerini aldı. Veli Ceylan geldi ve bize personeli içtimaya çağırmamızı emretti.

KURMAY BAŞKAN KIŞLADAYSA BU DA MÜDAHALE EDEBİLİR

Mahkeme başkanın Ceride kayıtlarında değişiklik yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Aktürk, “Ceride kayıtları uzun zamandır bilgisayar ortamında, kendine has bir program vasıtasıyla tutuluyor. Kayıt girildiğinde doğrudan Kolordudan görülebilir. Ceride kayıtları girildiğinde otomatikman satır açar. Satır bir daha silinemez ancak içerik değiştirilebilir. İçeriğinin değiştirildiği de Kolordu tarafından görülür. Ben olay günü rutin ceride kayıtlarını tutuyordum. Ceride kayıtlarını tutma ve müdahale etme yetkisi Nöbetçi Amirdedir. Kurmay başkan Kışladaysa bu da müdahale edebilir. Müdahale olmazsa cerideyi ben tutarım. Buraya rutin faaliyetler yazılır. Servis araçlarının giriş çıkışları, komutanların giriş çıkışları, tatbikata gidip gelenler gibi.

MİNARELERDEN SELALAR OKUNDUĞUNU

Ben rutin şekilde 15 Temmuzda cerideyi tutmuştum. Gece 00.00 sularında Yarbay Veli Ceylan yanıma geldi. Bana dışarıda cereyan eden olayları ceridiyeye yazıp yazmadığımı sordu. Bende bunların işlenmediğini söyledim. Ancak Veli Yarbay’ın talimatıyla bazı eklemeler yaptım; Personelin kışlaya çağrıldığı, Bolu Belediye Başkanlığının yaptığı ilanlarla halkı sokağa çağırdığı, minarelerden selalar okunduğunu, Bolu camilerinden Ya Alla bismillah şeklinde anonslar yapıldığını kayıtlara girdim. Bunları emirle yaptım.

ONUN EMRİYLE DEĞİŞTİRDİM

16 Temmuz Veli Yarbay yanıma geldi. Yarbay Veli bana 15 Temmuz akşamı yazdırmış olduğu ceride kayıtlarının eski haline getirilmesini istedi. Onun emriyle daha önce yazdırdığı ifadeleri yine onun emriyle değiştirdim.

TİRİNDAZ’IN SAAT HASSASİYETİ

23 Temmuzda Ceridelerin değiştirildiğini Üsteğmen Onur Top’a ilettim. Oda beni Albay Cahit Tirindaz’a götürdü. Yaptığım değişiklikleri anlattım. Albay Tirindaz, ceridelere olması gerektiği gibi rutin faaliyetlerin yazılmasını, ancak bunu yaparken de kamera kayıtlarına bakarak saatleri doğru bir şekilde yazmamı istedi. Bende 2-3 saat kayıtları izleyerek saatleri doğru bir şekilde yazmaya çalıştım.

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: