• resmi ilanlar

EKONOMİK KRİZDEN ÇIKALIM DERKEN DÜNYA MİRAS LİSTESİNE GİRDİLER

20/03/2017 11:00

Ekonomik krizden çıkmak için tüm sektörleri değerlendirip en son kültür turizminde karar kılan Mudurnu İlçesi, hedefini evrensel boyuta çıkararak UNESCO Dünya Miras Alanı Listesine girebilmek için çalışmalarını emin adımlarla yürütmeye devam ediyor. Doktora tezini yazarken tanıştığı Mudurnu ile “Siz araştırmacılar geliyorsunuz ama bize bir şey bırakmadan çekip gidiyorsunuz” sözü üzerine bağlarını koparamayan ve Mudurnu Kültürel Miras Alan Başkanı olarak ilçenin alan yönetimini emanet alan Dr. Ayşe Ege Yıldırım ile Mudurnu'nun küçük bir ilçe konumunda çıkıp dünya listelerine girme hedefini konuştuk.

Röportaj: Ebru EYVAZOĞLU

2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından çıkış yolu arayan ve kimliğini bulabilmek için çok sayıda proje geliştirerek adını duyurmak isteyen Bolu’nun Mudurnu İlçesi, sessiz sedasız UNESCO Dünya Miras Alanı adaylığına kabul edilerek başarılması güç bir unvanı elde etti. Ekonomik krizden çıkmaya çalışırken tüm sektörleri değerlendiren, tarım, turizm, tavukçuluk derken çareyi kültürel turizmde bulan Mudurnu İlçesi, şimdi de UNESCO’nun Dünya Miras Alanlarına katılmak için var gücüyle çalışmaya başladı. Mudurnu Kültürel Miras Alan Başkanı Dr. Ayşe Ege Yıldırım, 2013 yılından bu yana Mudurnu’da alan yönetimi için uzun vadeli bir gelişme sürecine atıldıklarını söyleyerek, Mudurnu’nun tarihi macerasını aktardı.

“BELEDİYE BAŞKANIN SÖZÜ ÇOK DOKUNDU, MUDURNU’YA TEKRAR GELMEYE KARAR VERDİM”

Mudurnu Kültürel Miras Alan Başkanı Dr. Ayşe Ege Yıldırım doktora yaparken tanıştığı Mudurnu’nun perde arkasındaki çabası için Bolu Express Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Mudurnu üzerine doktora tezini yazarken Mudurnu Belediye Başkanının “Siz araştırmacılar geliyorsunuz ama bize bir şey bırakmadan çekip gidiyorsunuz” sözü üzerine ilçeye tekrar gelmeye karar veren ve sonrasında da Mudurnu halkı ile beraber uzun vadeli bir maceraya atılan Dr. Ayşe Ege Yıldırım ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

“MUDURNU İLE KANIM UYUŞTU”

Bolu ile ilgili genetik bir bağınız olmamasına rağmen, Mudurnu maceranız nasıl başladı?

Ben ODTÜ Şehir Planlamadan mezun oldum. Ankara Üniversitesi’nde Sosyal Çevre Bilimleri Doktora Programında tezimi yazarken, Türkiye’den birkaç örnek şehir seçip kentsel koruma nasıl yapılıyor, problemler ne, işbirlikleri nasıl yapılıyor ona bakmak için üç farklı yer seçtim. Gaziantep, Kuşadası ve Mudurnu seçtiğim yerlerdi. Mudurnu ile kanım uyuştu ve Belediye Başkanımızla röportaj yaparken, “Siz araştırmacılar geliyorsunuz ama bize bir şey bırakmadan çekip gidiyorsunuz. Bize ne vereceksiniz” dedi. O laf bana dokundu ve ben geri gelmeye karar verdim. Sonra buradaki ilişkiler devam etti. İnsanlarla güzel bağlar kurduk. Ben İstanbul’daki Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi Alan Yönetimi bursu almıştım. Oranın bursuyla Mudurnu için bir alan yönetim planı yapmaya başladım. Sonra iş büyüdü. Burs bitti ama biz devam ettik. Kalkınma Ajansı’ndan bir fon bulduk. Resmi bir şekilde planı onaylattık. Kültür Bakanlığı’nın mevzuatına göre de bir teşkilat kuruluyor Alan Yönetimi Teşkilatı. Onu kurduk. Ben burada akademik kimlikli bir danışman olarak içeri girdim.

Neden Mudurnu’yu tercih ettiniz?

Zaten burada bir altyapı vardı. Belirli bir çaba ve bilinçlenme vardı. Doktora tezimde burayı incelememin sebebi de buydu. Bir şeyler vardı Mudurnu’da, hem bir ihtiyaç, hem korunmaya muhtaç bir doku var, parası yok ama çabası var. Yeni bir ekonomik model sunmaya çalışıyordu Mudurnu. Bunlar ilginç şeylerdi. Çok fazla sayıda tarihi yapı restorasyonu için de Kültür Bakanlığı’ndan hibe almıştı. Bütün bunlar çok zor şeylerdi. Ama Mudurnu bunları yapabilmişti. Ben de alan yönetimini de yapalım, bir faydası dokunur dedim ve yola koyulduk. Şimdiye kadar 2013 yılından beri devam eden bir süreç oldu. Mudurnu Türkiye’nin sayılı alan yönetimi olan yerlerinden biri oldu. Türkiye’de alan yönetimi UNESCO Dünya Miras alanları ile ilişkili olarak yürüyor. Bakanlığın önceliği UNESCO listesinin adayları ve adaylık dosyası hazırlanan yerler içindi. Biz daha önce başladık. UNESCO’nun öncesinde önce kendimizi koruyalım, yaşatalım istedik. Her şeyi UNESCO’ya endekslemek yanlış olurdu. Unesco mirasın da olup da korunamayan yerler de var. Onlardan biri olmak istemedik. Altyapımızı sağlam kurduk.

“HERKESİ AYNI MASADA TOPLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Alan Yönetimi çok teknik bir isim ama Alan Yönetimi tam olarak ne demek?

Kültürel Miras Alanı nedir. Kültürel mirasın korunması konusundaki alan. Tematik bir isim. Alan yönetimi uygulama süreci, genel hatlarıyla yönetim planının çizdiği rotadan ilerliyor. Beklenmedik gelişmelerin sunduğu fırsatların değerlendirilmesi ve sorunlara çözümler geliştirilmesi için bir tartışma ortamı sunan aylık ‘alan yönetimi toplantıları’, sürece belirli bir süreklilik kazandırdı. Mudurnuluların şimdiye kadar gösterdiği iyimser beklentiler, tarihi yerleşimin hem kültürel kimliğini hem de sosyo-ekonomik refahını desteklemeyi öngören bir sürdürülebilir gelişme stratejisinin gerçekleşebilmesi için umut verici. Ancak sürecin kurumsallaşması ve uzun vadeli finansal istikrara kavuşması, ayrıca gerek fiziksel çevreyi koruma gerekse turizm, tanıtım, kapasite ve toplumsal farkındalık yaratma gibi sosyo-ekonomik konularda yeterli düzeye erişilmesi yönünde çabaların devam etmesi gerekiyor. Tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de küçük ölçekli tarihi kentlerde alan yönetiminin uygulanabilirliği yolunda Mudurnu olumlu bir deneyim oluşturuyor.

Ben de 2014-2015 yıllarında Mudurnu Belediyesi’ne bu konuda danışmanlık yaptım. Ancak sonrasında bütün yetkiler Belediyelerden alınıp Merkezde toplanmaya başladı. Şu an da da Belediyelerden Kültür Bakanlığı’na toplanıyor. Normalde alan yönetimini kentsel SİT varsa teşkilatı ve planı belediyeler kuruyordu. Arkeolojik SİT ise Kültür Turizm Bakanlığı yapıyor. Şimdi bizimkini de Kültür Bakanlığı devraldı. İki haftada bir Mudurnu’ya gelerek çalışmalarımızı o şekilde yürütüyoruz.

Peki “çalışmalar yapıyoruz” dediniz. Alan yönetiminde çalışma olarak neler yapılır. Tam olarak ne tür işlerden oluşuyor?

Bir stratejik plan aslında. O planın uygulanması için bir yol haritasının takip edilmesinden oluşuyor. SİT alanlarında koruma amaçlı imar planları oluyor. Koruma planları oranın yapılaşmasını düzenliyor. Bizimki ise fiziksel bir sonuç değil bir süreci tanımlıyor. Yani neyi nasıl yapacağız, ne zaman yapacağız, kaç ay sürecek, kim para verecek, nasıl uygulanır bu soruların cevabını bulmaya çalışıyoruz. Ayrıntılı ve katı kurallar değil de, vizyon, misyon, öncelikler, hedefler, performans göstergelerini tanımlanıyor. Ama her şey kültürel turizm ve kültür mirasının korunması için. Burada en önemli şeylerden biri işbirliği. Herkesin taşın altına elini koymasını sağlamanız gerekiyor. Yatırımcıyla yetkiliyi bir araya getirmek, bunu esnaf istiyor mu, derneklerin katkısı olacak mı, hepsini bir araya getirmek, aynı masaya oturmanız gerekiyor. Anlaşamayanları anlaştırmak gerekir ya da küstürmemek, küsenleri barıştırmak… Çünkü herkese ihtiyaç var. Bu çok büyük bir işbirliği ile sağlanabiliyor. İnsan kaynakları sorunumuz oluyor. Alan yönetimi Türkiye’de çok yeni bir kavram ve idari kadroları yeni oluşturuluyor. Bu yüzden yeteri kadar personelimiz yok.

Bu Mudurnu’nun gelişimini ve korunmasını sağlayan süreç tahmini olarak ne kadarlık bir süreyi kapsıyor?

Dünyadaki örneklerine bakarsak yönetim planlarını yapmış, 5 yıl sonrasını revize etmiş, artık 3 veya 4. Devreye girmiş yerler var. Hadrian Duvarı, İskoçya’da Edinburgh mesela… Oralarda yıllardır süren bir süreç var. Aynı zamanda arkeolojik alanlarda da var. Aslında bir belediye yönetimi gibi bir şey. Kültürel mirasın daha iyi korunması için çeşitli şekillerde bir yönetim sağlanması ile ilgili. Bu yüzden sonlu bir proje değil. İnci gibi dizilen bir takım parçalarımız var. Planımızı yaptık, plandaki ilk yıl çalışmaları, öncelikli projeleri yaptık. Bu şekilde ilerliyor. Türkiye’de bu alan yönetimi yaklaşık 20 yerde var. Mudurnu’da o ilklerden biri. Dünya Miras Geçici listesine 2015 yılında girdik. Ondan sonra bir sürü kapı açıldı. Avrupa Miras Günlerini kutluyoruz. Onda da Mudurnu Türkiye’de 15 yerden biri. Bizi ön plana çıkaran şeyler bunlar. UNECO’nun Dünya Miras Komitesi İstanbul’da toplandı. İlk defa Türkiye’de yapıldı. İCOMOS diye bir STK var. Uluslararası Anıtlar ve SİT’ler Konseyi. İCOMOS Dünya Miras Listesine giren alanlar için UNESCO’ya danışmanlık yapan bir kurum ve Türkiye Milli Komitesi’ne bu 40. Oturum toplantısında iki alan sunulacaktı. Bir tanesi Nemrut Dağı, öteki Mudurnu’ydu. Türkiye'de alan yönetiminin uygulama süreçleri ve yasal altyapısı hakkında izleyicilere bilgi sunmayı amaçlayan panel, maalesef 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi nedeniyle gerçekleşemedi. Ancak panel için hazırlanan tanıtım kitapçığında Önsöz’ünde Mudurnu’dan bahsedildi. Biz Dünya Miras Merkezi’nin uluslararası çapta, binlerce sayıda bütün ülkelere dağıtılan dergisinde yer aldık. Reklamımız oldu. Bu çalışmalar evrensel düzeyde çok iyi gidiyor. Yerelde de duyurmak istiyoruz.

MUDURNU’DA SAFRANBOLU ETKİSİ YARATILACAK

Dünya Mirası Geçici Listesi’nin Mudurnu’ya kazanımı ne olacak? Mudurnu bu listeye gerçekten girdiğinde ne değişecek?

Safranbolu’yu düşünelim. Safranbolu bu listeye girdikten sonra bütün dünya tanıdı ve çok sayıda turist geldi. Yabancı turistler bir ülkeye gelirken genelde dünya miras alanları neresi, ona bakıyorlar. Bu yüzden çok fazla turist kapasitesini artıracak. Aynı zamanda o görünürlük finansman, başka projelere erişim sağlayacak. UNESCO aynı zamanda bu liste ile sizi kendinize çeki düzen vermeye zorluyor. Kriterlerinizi yerine getirmenizi bekliyor. Çekirdek ekip olarak bizzat yaptığımız birkaç projemiz var. Belediyenin yaptığı projeler var. Ama sürekli olarak kültürel miras konusunun gündemde tutulması o projelere destek sağlıyor. Mesela konak restorasyonu olarak Tekkeliler Konağı’nı Belediye restore ettirdi. Yıldız Entegre ve Sarot sponsorluğunda butik otel olarak açılıp devredildi. İlçeye bir konak kazandırılmış oldu. Avrupa Miras Günleri ile Tahta Araba yarışları geri geldi. Bengüboz Sergisini yaptık ve kitabı çıktı. Koç Üniversitesi’nin finansmanıyla Ankara ve İstanbul’da ünlü isimlerin katılımıyla yaptık. Bunları Bolu’nun sahiplenmesini de isteriz.

Mudurnu ve Göynük ilçesinde bu tarz çalışmalar daha yoğun devam ediyor ama Bolu merkez ve diğer ilçelerde de yapılabilir mi bu anlattıklarınız?

Her yerde yapılabilir. Aslında mevzuat her yerde yapılabilir diyor. Mevzuatta SİT alanları, ören yerleri ve etkileşim sahalarında yönetim planları yapılır diyor. Zorunludur diye de yorumlanabilir. Ama sıra gelmiyor, ilgilenecek bir ekip oluşturulamıyor. Aslında çok mantıklı bir sistem. Size yapılması gerekeni tarifliyor. Bir araya gelin, herkes taşın altına elini soksun diyor. Bunu planlı ve sistemli yapın, önceliklerinizi ve kaynaklarınız belirleyin, planınızı doğru kullanın, yanlış şeyler için parayı çar çur etmeyin, en tetikleyici ve stratejik şeylere para yatırın diyor. Bunları tanımlayan bir sistem. Sürdürebilir Kalkınma gibi şeyler için de isteniyor artık. Hem tabandan hem de bürokrasi anlamında işin sahiplenilmesi gerekiyor.

Bu çalışmalar sırasında önünüze çıkan sorunlar neler?

En başta parasızlık. Bunun yanı sıra biraz siyaset işin içine giriyor. Ama Muhalefet Partisi Belediyesi olmasına rağmen bizim projemizi Vali nezdinde savunan, anlatmaya çalışan Ak Partili arkadaşlarımız var. Her zaman arkamızda duran insanlar da var tabi ki. İnsan kaynağı sorunumuz var. Kalifiye, bu işe gönül vermiş tam zamanlı çalışan elemanlara ihtiyacımız oluyor. Çaba sarfedip, davetiyeler bastırıp, toplantılara çağırıp az kişi geldiğinde şevklimiz kırılabiliyor. İnançlı olmak gerekiyor. Yanlış yapılaşma tehdidi var. Ama Mudurnu’da çok büyük sıkıntı yaşamadık. Çok kendine has bir havası var. Özgünlüğü çok yüksek Mudurnu’nun. Mudurnu’da hala muhteşem özgün detaylar var. İnsanların yeni TOKİ alanlarına taşınması ve eski yapılarını terk etmesi de bir sorun. Ama Mudurnu’da terk etmiyorlar pek. Mudurnu’da bu tür yapıları yazın kullanma oranı fazla. Turizm alanları genişliyor. Arap turist sayısı ilçede her geçen gün artıyor. Hazırlıksız bir şekilde daha fazla insanı kabul etmek zorunda kalacak ilçe. Mudurnu’da bugüne kadar edindiğimiz kazanımların bu şekilde takdir edilmesi hepimiz için bir kıvanç kaynağı. Başarılı bir alan yönetimi, ortak kültürel değerlerimizi korumak ve geleceğe aktarmak için yine ortak bir çaba, işbirliği ve ekip ruhu ile mümkün. Mudurnu halkı, yerel yöneticileri ve süreci destekleyen tüm Mudurnu dostları ile yetkililer bu işbirliği ortamına katkıları ile büyük bir teşekkürü hak ediyor. Sürecin gelişerek devam etmesini ve kalıcı sonuçlarla gerek Mudurnu ve Bolu için, gerekse ülkemiz ve ileride Dünya Mirası statüsüne ulaşabildiğimizde tüm dünya için korunmuş bir kültür mirası olarak baki kalmasını diliyoruz.

 

 

YORUMLAR  (Toplam 2 yorum)

  • Yaşar Yakış  (24.03.2017 00:35:31)

    Bir ülkenin gelişmekte olduğunu ortaya koyan göstergelerden biri işte böyle çekirdek girişimlerin yaygınlaşmasıdır. Sayın Dr. Yıldırımı böyle bir girişime önayak olduğu için candan kutluyorum. Sayın Mudurnu Belediye Başkanını da, bir imalı sözü ile, Dr. Yıldırımı bu işe yönelmeye teşvik ettiği ve halen de desteğini sürdürdüğü için kutluyorum. Böylelikle "monşer" sıfatı yakıştırılarak Türkiyenin sorunlarına yabancı olduğu sanılan bürokratların çocuklarının, Anadolunun sorunlarına çözüm aramada ellerini nasıl taşın altına koyduklarını da görmüş oluyoruz. Yaşar Yakış, Dışişleri eski Bakanı

  • Senbir Tümay  (23.03.2017 04:50:52)

    Mudurnu Kültürel Miras Alan Başkanı Dr.YILDIRIMı ve mesai arkadaşlarını Mudurnunun UNESCO Dünya Miras Alanı listesine girmesi yönündeki gayret ve çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.Yürütülen çalışmaların ilçemizin kültürel mirasının korunmasına,geliştirilmesine ve yörenin kalkınmasına katkısı olacağı şüphesizdir.Bu faaliyetlerin UNESCO tarafından taçlandırılması Mudurnunun olduğu kadar ülkemizin kültür zenginliklerinin uluslararası alana taşınması açısından da önemlidir.Tekraren tebriklerimi ve başarı dileklerimi sunuyorum. .

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: