• resmi ilanlar

Akademisyenler anlatmaya devam ediyor(2)

09/05/2017 11:00

Bolu'da FETO/PDY yapılanması kapsamında Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmaya yönelik akademisyenlerin yargılanmasına devam edildi. Yargılamanın ikinci günü toplamda sanık ifade verdi.

Sanıkların verdiği ifadelerde yine aynı kalıp savunmayı yaptıkları dikkatlerden kaçmadı. Banka işlemlerinin yasal olduğunu ve talimatla yapmadıklarını, çektikleri kredileri ya araba almak için ya da ev almak için çektiklerini belirtirken, örgüte ait okulları ise tam gün eğitim verdikleri ve başarılardan dolayı seçtiklerini söylediler.

 

Haber: Ebru EYVAZOĞLU- Hakan AYDIN

Bolu’da FETO/PDY yapılanması kapsamında Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmaya yönelik haklarında dava açılan, 10'u firari, 31'i tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına Bolu Karaçayır Nikah Salonu’nda devam edildi. Sabah görülen duruşmada 4 sanık haklarındaki örgüt üyeliği, bylock kullanımı, Bank Asya hesapları ve örgüte destek sağladıkları iddialarını yanıtladılar.

Alfabetik sıraya göre sanıklar savunma yapmaya devam edildi.

“KENDİM HAK EDEREK BU UNVANI ELDE ETTİM”

AİBÜ’de Yrd. Doç. Bünyamin Koç,AİBÜ Araştırma Komisyonu Raporu’nda Yaşar Dağıstan’ın aleyhinde ifadeler kullandığına dikkat çekerek, “Yaşar Dağıstan benim Yrd. Doç. Olarak başladığımda birilerinin hakkını yediğimi iddia etmiş. Ben iki aşamalı sınavda başarı göstererek Yrd. Doç. Oldum. Kendim hak ederek bu unvanı elde ettim. Aynı şekilde ŞirzatÇoğalgil de o dönemde Selma Yazıcı ile yakınlığım olduğunu belirtmiş. Ben öğretim görevlisiydim. Kendisine dönem dönem hasta danıştığım olmuştur. Bu iş akışı içinde olabilen şeyler. Çoğalgil’in bu konuda yanıldığını düşünüyorum” dedi.

KATARAK HASTALARI İÇİN KİMSE YOKMU DERNEĞİNE MİLYARLIK BAĞIŞ

Kimse Yok mu Derneği’ne 6 bin 300 TL bağışta bulunmasıyla ilgili savunma yapan Bünyamin Koç, “Bu para benim katarakt hastalarının ameliyat olmalarını sağlamak için aktardığım bağıştır. Makbuzun açıklama kısmında da bu belirtilmiştir. Büyük kızımın doğum gününde böyle bir bağışta bulundum. Ülkemizde her yıl binlerce kişi katarakt yüzünden sıkıntı yaşıyor. Çok basit bir ameliyatla giderilebildiği halde maddi imkansızlıklar yüzünden çok sayıda çocuk Afrika’da bu yüzden görme yeteneğini kaybediyor. Bir ameliyat yaklaşık 100 dolar civarında. Ben de 30 kişinin gözlerinin açılması için bu parayı insani bir davranış olarak bağışladım” dedi.

AMERİKA’YA VİZE ALMAK İÇİN HESABIMA PARA AKTARDIM

Bankasya’daki hesabını ise 10 yıldan fazla süredir kullandığını belirten Koç, “Buradaki hesabıma zaman zaman para yatırım, ihtiyaç duydukça da çektim. Her yıl Amerika’da yapılan bir kongre var. Ona katılmak prestij vesilesidir. Daha önce başvurdum ama vize vermek için maddi güvence istediklerinden dolayı reddedildim. Tekrar vize için başvurduğumda reddedilmemek için Banka hesabıma yüklü miktarda para yatırarak maddi güvence gösterdim. Amerika’ya bu şekilde kabul edildim. Daha sonra da kayınbiraderimin düğünü için borç vermek üzere parayı hesabımdan çektim. Bankasya’yı desteklemek gibi bir amacım bulunmamaktadır” dedi.

Çocuğunu tam zamanlı olduğu için Fatih Koleji’ne gönderdiğini belirten Koç, “Eşim çocuk doktoru. Hem evimize hem de işimize yakın olduğu için, aynı zamanda okul tam zamanlı olduğu için oraya verdik. Ömrüm boyunca illegal bir yapıya, terör örgütüne üye olmadım. Suçsuzum” dedi.

“BYLOCK ADLI KARABASANLA HAYATIM ALT ÜST OLDU”

Ebubekir Çakmak da hakkındaki iddiaları reddederek “Cehaleti yenmek adına akademisyenliği seçen biri olarak böyle bir suçlamaya maruz kalmaktan hicap duyuyorum. NE zaman açıldığını bile hatırlamadığım, hiç hareket olmayan bir Bankasya hesabım olduğu doğrudur. Ama sizin de gördüğünüz gibi hiçbir şekilde işlem yapılmamıştır. AİBÜ Araştırma Raporu’ndan da aleyhimde tek bir ifade bile yoktur. Bylock tespiti konusunda savunmama bile alınmadan Rektörlük ihraç yoluna gitmiştir. 15 yıldan fazladır AİBÜ’de özveriyle çalışıyorum. Medya okur yazarlığı konusunda başarılı çalışmalar yaptım. Bylock adlı karabasanla hayatım alt üst oldu. Telefon hattı bana aittir. Fakat böyle bir programı telefonuma indirmedim. 7 aydır cezaevindeyim. Bylock tespitine dayanak olarak örgüt üyeliğim iddia edilmiştir. Ancak IMEI numarası bile bana ait değildir. Ağır bir suçlama ile karşı karşıyayım. Bir bilgisayar çıktısı ile örgüt üyesi olduğum iddia ediliyor. Bylock kullanmadım ve indirmedim. Kullanmadığım bir şeyi nasıl ispat edebilirim onu da bilmiyorum” dedi.

ADNAN DAYLAN İLE YURTDIŞI GEZİSİ

Fetö terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen Adnan Daylan ve Avukat E.A. ile görüştüğü iddialarına yanıt veren Ebubekir Çakmak, “E.A. ile İngilizce kursunda tanışmıştık. Daha sonra da Estonya gezisinde karşılaştık. O zaman telefon numarasını almış olabilirim. Adnan Daylan ile de yine Rektörün falan da olduğu, Ulusal Ajans tarafından düzenlenen bir yurtdışı gezisinde tanıştık. Telefon numarasını o dönemde kaydetmişimdir. O geziye Rektör yardımcısı olarak Kenan Gümüştekin de katılmıştı. Bunun dışında irtibatım bulunmadı” dedi.

MİLYARLIK PARA TRANSFERLERİ KAFALARI KARIŞTIRDI

İlk ilkesi “Karşı tarafa zarar verme” olan bir meslekte terör örgütü üyeliği ile maddi ve manevi zarara uğratıldığını söyleyen Elçin Hakan Terzi, Bankasya’da milyarları bulan hesap hareketleri hakkında bilgi verdi. İstanbul Etiler Lisesi’nden arkadaşı olan Hasan Yıldız ile sürekli olarak birbirlerinden para alış verişi yaptıklarını söyleyen Terzi, “benden acil para istedi. Ben de İşbankası’ndan 30 bin lira çektim. O sırada beni arayıp parayı başka yerden temin ettiğini söyledi. Ben de para elimde kalınca araba almak istedim. Hemen araba alamayacağım için bankaya yatırdım. 2 ay sonra arkadaşım tekrar benden borç para isteyince ona yolladım. O da bana borcunu geri ödedi” dedi. Hasan Yıldız’ın örgüte müzahir bir dernek olan Genç İşadamları Derneği kurucusu ve yöneticisi olduğunu ve 299 bin lira havale edip, 316 bin lira geri almak gibi yüklü miktarlarda para alış verişlerine dikkat çeken Mahkeme Başkanı, “Bir arkadaşınıza borç alıp vermek için bunlar yüklü miktarlar değil mi? Bu miktarlarda para alış verişi olunca insanın aklında başka intibalar oluşuyor” diye sordu. Elçin Hakan Terzi, “Son verdiğim borcu iflas ettiği için geri ödeyemediği görülecektir. Çok ödemesi olduğu için, para alış verişi de çok oluyordu. Bu alış verişlerin başka bir intiba uyandırdığı konusunda haklısınız. Himmeti kastediyorsunuz sanırım. Öyle olsa ya sadece para göndermiş yada sadece almış olurdum” dedi.

25 YIL ÖNCEKİ GÜNLÜKLERDE ADI GEÇEN ABİ

fethullahçı terör örgütünün okullarından birinden mezun olduğu iddialarını yanıtlayan Terzi, “Kazakistan’da tıp eğitimimi aldım. Ancak bir Rus üniversitesiydi. Araştırıldığında cemaatle bir ilgisi olmadığı görülecektir” dedi. Kazakistan’da öğrenci iken tuttuğu günlüklerden birinde “Bugün açılışa A. Bayram Hoca ve Mesut Turan abi geldi” şeklinde kullandığı ifadede abi kelimesinin cemaate ait bir jargon olup olmadığını soran Mahkeme Başkanına; Elçin Hakan Terzi “25yıl önce tuttuğum günlüklerde geçmiş bir cümle. O şahıslar kim şu an hatırlamıyorum bile. Abi jargonunun malum yapı tarafından kullanıldığını bilirim. Ancak ben günlük dilde kullandığımız abi kelimesini kastettim” şeklinde yanıt verdi. Yine evinde bulunan 28-29 Ekim tarihlerine ait gazetelerin manşetleri hatırlatılarak, gazeteleri neden biriktirdiği sorusuna “Belli bir maç için gazete bulundurmadım. Hurda kağıt olarak evde tutulan gazetelerdir” dedi. Gülen’e ait 3 cd’nin varlığından da haberdar olmadığını, kendi cd’ler içine onların nasıl karıştığını bilmediğini ifade etti.

“MİLLİYETÇİ BİR GÖRÜŞE SAHİBİM”

Bolu Düzce Tabipler Odası Başkanı Fatih Demircioğlu, Fethullahçı terör örgütü ile hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyerek, “2011’de başladığım AİBÜ’de yüzlerce çocuk hematoloji hastasına tedavi sağladım. Bolu’da bölgeye hitap edecek ilk Çocuk Hematoloji bölümünü Tıp Fakültesi’nde oluşturdum. Mesaimin büyük kısmını üniversiteye vakfettim. Bu kadar fedakarlıkla mesleğine aşık bir hekim olarak illegal bir terör örgütü ile ilişkilendirmek utanç vericidir. Tabip Odası Başkanı olurken bir kesimin desteğini aldığım iddialarını kabul etmiyorum. Ben bireysel tercihimle Odanın yönetimi kuruluna aday oldum. Bu işler gönüllülük esasına dayanıyor daha çok. 2014 yılında zaten tek liste girdiğim seçimde başkan oldum. Hiçbir sohbet toplantısına katılmadım. Bülent Duran ve Hasan Koçoğlu’nun aleyhimdeki iddiaları karşılıklı husumetimizden kaynaklanıyor. Bölüm içi çekişmeler nedeniyle bu tür iddialarda bulunulduğunu düşünüyorum. AİBÜ Araştırma Raporu’nda Türk Sağlık Sen üyesi olduğum belirtilmiş. Evet milliyetçi bir görüşe sahibim ve Türk Sağlık Sen üyesiyim. Darbe girişiminin ertesi gününde de Tabip Odası Başkanı olarak bir açıklama yayınlayarak bir kınama yazısını yerel basına gönderdim. Gözaltına alındığım sürede Üniversite yönetimi tarafından bir soruşturma kağıdı gönderilmiş. 13 günlük sürede bu soruşturma yazısına cevap verme imkanım bulunmuyordu. Tutuklandıktan sonra cevabi yazı yazdım. Tutuklandıktan sonra açığa alınmışım ve üniversite kamu görevinden çıkarılmam için YÖK’e yazı göndermiş.  Göreve iadem için idari mahkemeye başvurdum” dedi.

Kızlarını Fatih Koleji’nde eğitim gördüğünü söyleyen Demircioğlu, “Daha önce 3 yılda 5 şehir değiştirdik. Kızım ilkokulda 2 yılda 4 okul değiştirdiği için kızıma söz verdim. Artık okulunu değiştirmeyeceğim dedim. Fatih Koleji başarılı bir okuldu. Üstelik yolumuzun üzerindeydi. Bu yüzden oraya gönderdik.  17-25 Aralık sürecinden sonra da ‘neden o okuldan almadınız?’ derseniz, çok okul değiştirmiştik. Kızım TEOG sınavına gireceği için okul değiştirmesinin de iyi olmayacağını söylediler. Bu yüzden eğitimine devam etti” dedi.

O DA ARABA ALMAK İÇİN KREDİ ÇEKİP BANKASYA’YA YATIRMIŞ

İddianamede yer alan bankanın finansmanını güçlendirmek için Bankasya hesabına para yatırılması iddialarına cevap veren Demircioğlu, “Aktif bir Bankasya hesabım yoktur. 2012’de evlendiğimde takılar evde durmasın diye ve o dönem sadece kasa kiralama hizmetinin Bankasya’da olması nedeniyle eşim adına hesap açtırdık. Fatih Koleji’ne giden çocuklarınım okul taksitini de o hesaptan karşıladık. Bunun dışında bir hesap hareketi olmamıştır. Eşim kimya öğretmeni. Okulu değiştikten sonra ulaşım sıkıntısı çekince onun için araba almamız gerekti. Bu yüzden Ziraat Bankası’ndan 50 bin TL çekerek, eşim adına bir yatırım yapacağım için eşimin Bankasya’daki hesabına yatırdım. Daha sonra eşimin ders programı belli olunca arabaya ihtiyaç olmadığı ortaya çıktı. Bu yüzden araba almaktan vazgeçtik. Aradan 8-9 ay geçince de tekrar araba almak için hesaptaki parayı çektik” dedi.

“8 KİŞİLİK KOĞUŞTA 21 KİŞİ KALIYORUZ”

Telefonunda Bylock kaydı bulunmadığını söyleyen Fatih Demircioğlu, “Yıllardır aynı hattımı kullanıyorum. Kesinlikle bylock kullanmadım. Adıma olduğu belirtilen IMEI numarası da yanlıştır. Telefonum istenilen şekilde incelenebilir. Kime ne mesajı atılmış ben de merak ediyorum. Bu bilgiler resmi midir, bunların araştırılmasını da istiyorum. 10 aydır tutuklu olan bir hekimim. 8 kişilik koğuşta 21 kişi kalıyoruz. Hijyen ve yiyecek konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Kızlarım ve eşim ben tutuklandıktan sonra mobbinge maruz kaldılar. İstanbul’a taşınmak zorunda kaldılar. Psikolojik destek alıyoruz. Maddi ve manevi zarara uğratıldım. Yüzlerce hematoloji hastası çocuğa da bir hekim olarak yardım edemedim. Onarın tedaviye ihtiyacı var. Bu yüzden tahliyemi istiyorum” dedi.

ARABA MI ALSAK EV Mİ ALSAK DİYE TARTIŞMIŞLAR

Öğleden sonra ilk ifade SESBİS yöntemiyle Yalova’da yaşayan ve Adli Kontrol Şartıyla tutuksuz yargılanan Ertuğrul Karğı ile başlandı. Karğı ifadesinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmezken, bu güne kadar kadar ne kendisinin ne eşinin ne de ailesinin başını öne eğecek bir eylemin içinde olmadığını belirtti. Karğı ayrıca bahse konu banka işlemlerinin devleti izniyle çalışan bir bankada yaptığını, kendisinin araba almak istediğini eşinin ev almak istediğini ve bu nedenle tartıştıklarını. Bunun için Halk Bankasından kredi çektiğini belirten Kağrı, bu parayı da Bank Asyaya yatırdığını söyledi. Bolu’da tek bir tane özel okul olduğu için bu okulu tercih ettikleini belirten Kağrı, okul tercihleride tam gün eğitimin etkili olduğunu sözlerine ekledi. Hakkında ifade veren şahıslarla çeşitli nedenlerden dolayı sorunlar bulunduğunu belirten Kağrı, bu sorunlar nedneiyle bahse konu kişilerin kendisi aleyhinde ifade verdiklerini düşündüğünü belirtti. Örgüt üyesi olmadığını belirten Karğı, beraatini istedi.

BEN FETÖ’NÜN SADIK BİR MÜRİDİ DEĞİLİM

Yargılamaya Fatma Erdem’le devam edildi. Erdem liseyi birincilikle, Tıp Fakültesini ve TUS sınavlarında derecesi olduğunu belirtirken, kadroya geçmesinde her hangi bir kişinin yardımı olmadığını söyledi. Erdem eşinin üniversite komisyonun ilk listesinde ihraç edildiğini, kendisinin ise komisyon tarafından oluşturulan ikinci liste sonrası ihraç edildiğini belirtti. Üniversite Komisyon Başkanı Yaşar Dağıstanlı’nın kendisiyle ilgili olarak ‘FETÖ’nün sadık bir müridi’ dediğini, ancak kendisinin terör örgütüyle hiçbir alakası olmadığını bu nedenle de mürid olmadığını söyledi. Dağstanlı’nın eşiyle kavgalı olduğunu, bu nedenle kendisiyle ilgili böyle bir ifade vermiş olabileceğini belirten Erdem, Bankasya işlemlerinin de ev almak niyetiyle 2015 yılında artış olduğunu belirtti. Oturdukları 200 bin liraya almak için ev sahibiyle anlaştıklarını belirten Erdem, bunun için eş ve dostlarından borç aldıklarını ve İş Bankası’ndan da eksik kalan 50 bin lirayı kredi olarak çektiğini söyledi. Ancak devir işlemlerinin yapılacağı zaman ev fiyatının 275 bin liraya çıkartılmasından dolayı bu evi almaktan vazgeçtiklerini ve mevduatı da iyi kar payı olduğu için Bank Asya’da tuttukların ifade etti. Eşiyle arasında yapılan para aktarımlarını da hayatın doğal akışı olarak niteleyen Erdem, bunun aksinin düşünülmesinin yanlış olacağını söyledi. Örgüt üyesi olmadığını belirten Erdem, beraatini istedi.

ARABA ALMAK İÇİN KREDİ ÇEKTİM VE BANK ASYAYA’YA YATIRDIM

İddanamede örgüt üyeliği ile suçlanan Fırat Zafer Mengeloğlu ise, örgüt üyeliğine gerekçe olarak gösterilen iddialardan biri olan Bank Asya hesabını 2010 yılında Siirt’te açtığını ve o zamandan sonra aktif olarak kullandığını söyledi. Bolu’da ev almak için plan yaptığı dönemde yine bu bankadaki mevduatını kullanarak ev aldığını belirten Mengeloğlu, cep telefonuna gelen bir msaj ile uygun fiyata kredi imkanı görünce söz konusu bankaya giderek 50 bin lira kredi çektiğini ve bu parayı da diğer yatırımlarını tuttuğu Bank Asya’ya dolar kuru üzerinden yatırdığını belirtti. Düzce’de bulunan bir bayiden araba almak üzere anlaştıklarını, bu bayinin kendisilerine sıfır faizle kredi imkanı sağlaması üzerine buradan da arabayı alırken kredi kullandıklarını söyledi. Zaman içerisinde Bank Asya’da bulunan mevduatını kullandığını ve daha sonra ise hesabı kapattığını belirten Mengeloğlu, Üniversite Komisyonunda kendisiyle ilgili verilen ifadeleri kaul etmediğini belirtti.

17 KİŞİ AYNI ANDA TEADÜFEN KREDİ ÇEKMİŞ

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Seyfi Han iddianame nedneiyle salonda yargılanan 17 kişinin 5 Eylül 2014 tarihinde kredi çektiklerini, çekilen kredilerinde Bank Asya’ya yatırmalarını nasıl yorumlamak gerektiğini Mengeloğlu’na sorunca, ‘Bu hususta söyleyeceğim bir şey yok. Bu tesadüftür” dedi.

KOCASI MİT TIRLARINDAN ARANIYOR

39 yaşında olduğunu belirten Gülizar Özyalvaçlı, bu güne kadar temiz bir hayat yaşadığını ve ailesinin kafasını öne eğdirecek hiçbir şey yapmadığını, bu nedenle hakkında ki iddiaları kabul etmediğini söyledi.

KOCAM BANA BiLE HABER VERMEDEN KAÇTI

Kocası’nın 30 Mayıs 2016 tarihinde üniversitedeki odasında çalışmak üzere evden ayrıldığını belirten Özyalvaçlı, sabah kapısına gelen polislerden kocasının arandığını öğrendiğini belirtti. Eşinin bir telefon konuşmasına takıldığı polisler tarafından söylendiğini belirten Özyalvaçlı, o tarihten sonra eşiyle hiçbir görüşmesinin olmadığını, hatta şuanda boşanma davalarının da sürdüğünü sözlerine ekledi.

HEM AKADEMİK HEM AİLE ORTAMIM ZOR DURUMDA

Hain darbe girişimi sonrası kocası nedeniyle ihraç edildiğini belirten Özyalvaçlı, bu günden sonra hem akademik hayatının hem de aile yapısının bozulduğunun altını çizdi. Özel hayatında çocuklarına oyuncak silah bile almayan kendisinin terör örgütü üyeliğinden yargılandığını hatırlatan Özyalçavlı, eşinin durumu nedneiyle sosyal çevresini kaybettiğini de sözlerine ekledi.

BENİM ADIMA KAYITLI HATTI EŞİM KULLANDI

Özyalvaçlı, "Eşimle birlikte 2005'de kamu hattı aldık. Birinin sonu 69, diğerininki ise 68 ile bitiyordu. Benim adıma aldığımız telefon hattı yanlışlıkla eşimin telefonuna takılmış. Onunki ise benim telefonuma. O zamanlar bunun yanlışlıkla olduğunu sanmıştım. Ama şimdi düşündüğümde eşimin bunu planlamış olabileceğini düşünüyorum. Ben 'ByLock' kullanmadım, yüklemedim. Bununla ilgili raporda uygulamanın kurulu olduğu telefon ile benim telefonumun IMEI numaraları da uyuşmuyor” dedi.
İNTERNET BANKACILIĞINI EŞİM KULLANDI
Bank Asya'ya yatırılan yüklü miktardaki para meblağları hakkında da savunma yapan Özyalvaçlı,"Babam ev almak istemişti. O dönemde görüştüğü şirket Bank Asya'dan hesap açtırmasını istemiş. O da bizden destek istedi. Biz de bu bankada hesap açtırarak oradan para göndermeyi düşündük. O dönemde belli miktarda paralar yatırdım. Ama internet bankacılığı ile eşim ilgileniyordu. O dönemde başka bankalarda yüklü miktarda paralar çekerek bu hesaba aktardığını sonradan öğrendim. Ben o hesapta hiçbir işlem yapmadım." diye konuştu.
EŞİMİN HİÇBİR ŞİFRESİNİ BİLMEM
Özyalvaçlı, eşinin kendisi ile ilgili tüm internet ve cep telefonu şifrelerini bildiğini ancak kendisinin onun hiçbir şifresini bilmediğini de sözlerine ekleyerek, "Bu konu hakkında zaman zaman tartışmalarımız oldu. Bana hiçbir şifresini söylemezdi. Onun FETÖ ile ilgisi olup olamadığını da bilemiyorum. Çok hareketli bir insandı. Çoğu zaman eve bile gelmezdi." dedi.

TANIK BEYANLARINI KABUL ETMİYORUM

Yargılamaya Adli Kontrol Şartıyla tutuksuz yargılanan Mahmut Kürşad Erkuran ile devam edilirken, tanık ifadelerini kabul etmediğini, daha önceden bu isimlerle bir sorun yaşamadığını ama niye böyle ifade verdiklerini bilmediğini söyledi. Ankara’da görev yaptığı sırada çocuklarını örgüte yakın okullara göndermediğini belirten Erkuran, Bolu’da başka alternatfi olmadığı için çocuklarını bu okula verdiğini söyledi.

FAİZSİZ KREDİ OLUNCA ÇEKTİM

Bank Asya hesabını 2005 yılından buyana kullandığını belirten Erkuran, birikimlerini bu hesapta tuttuğunu söyledi. 2014’ün Eylül ayında Şekerbank’ın Memur Sen üyelerine faizsiz kredi vermesi üzerine bu bankadan 20 bin lira çektiğini ve diğer mevduatlarının bulunduğu Bank Asya’ya yatırdığını söyledi. Bank Asya’nın mali yapısını güçlendirmek gibi bir amacının olmadığını belirten Erkuran, Bank Asya’ya destek olmak istese araba almadan parasını burada tutmaya devam etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

PKK TEHDİT EDİNCE BOLU’YA GELMİŞ

Üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirten Hakan Çakır, kendisinin 10 yıl kadar bu yapıya bağlı dershanelerde matematik öğretmenliği yaptığını, son çalıştığı dershane müdürüyle anlaşamayınca işi bırakarak akademisyen olmak istediğini söyledi. Ancak kendisine referans bulamadığı için bu amacına geç ulaştığını belirten Çakır, Hakkari’de açılan kadroya başvurduğunu ve bu sayede kadro aldığını belirtti. Dershanede çalışmasının suç olmadığını belirten Çakır, çalıştığı dönemde Cumhurbaşkanı ve bakan çocuklarınında bu dershanelere gittiğini belirtti. Hakkari’de bir çok sosyal projeye imza attığını belirten Çakır, daha sonra 10 yıllık bir planlama yaparak Van’a geçtiğini, ancak burada deprem olması nedneiyle planlarının bozulduğunu, bu nedenle eşini ve ailesini İstanbul’a bırakarak kendisinin Hakkari’ye geri döndüğünü söyledi. Burada yaptığı çalışmalar sonrası PKK terör örgütünün hedefi olması sonrası okul Rektörü tarafından önce Maramara üniveristesine gönderilmek istendiğini, ancak burada kendi branşı olmadığı için AİBÜ’de Rektör Yardımcısı Mehmet Bahar’ın onayıyla Bolu’da doktorasının tamamlanmasının uygun görüldüğünü belirtti.

AİBÜ KADROSUNA NASIL GEÇTİ?

Hiperaktif ve çalışkan olduğunu belirten Çakır, bu dönemde çocuklarının Mehmet Bahar ve Hayri Coşkun’un çocuklarıyla aynı sınıfta olduğunu, bu çocuklara matemetik konusunda yardımcı olduğunu ve sonrasında kadroya Bahar ve Coşkun sayesinde geçtiğini belirtti.

KİTAPLAR BENİM AMA DEGİLER DEĞİL

Gözaltına alındıktan sonra evinde bulunan Fettullah Gülen’e ait 42 kitabın kendsine ait olduğunu ancak o dönem o kitapların yask olmadığını, odasında yapılan aramalarda ele geçirilen Sızıntı Dergileri’nin ise kendisine ait olmadığını, zaten üzerinde de sahibine ait etiketlerin bulunduğunu belirtti.

HEM KOMİSYON BAŞKANI HEM DE İFADE VERİYOR

Hakkında ki iddiaları kabul etmediğini belirten Hakan Sarman, darbe girişimi sonrası üniversitede verilen ifadeleri de manidar bulduğunu belirtti. Komisyon başkanı olan Yaşar Dağıstanlı’nın aynı zaman da kendi komisyonunda ifade verdiğini, 28 kişiyi örgüt üyeliğiyle suçladığını hatırlatarak işini adaletli bir şekilde yaptığına inanmadığını sözlerine ekledi.

ANNESİ FAİZSİZ BANKACILIK İSTEMİŞ

2014 Ocak ayına kadar bank Asya’da hesabı bulunmadığını belirten Sarman, Annesinin fazisiz bankacılık işlemi yapmasını istemesi sonrası bu hesabı açtığını belirtti. Babasına araba sözü olduğunu belirten Sarman, banka yetkililerinin kendisine belli bir miktarda bankada buluynması halinde zaman içerisinde kendisine promosyon kampanya düzenleyeceklerini söylemeleri üzerine İş Bnkası’ndan 50 bin lira kredi çektiğini ve bu hesaba yatırdığını belirtti. Acak çektiği 50 bin liradan 20 bin lirasını babasına verdiğini belirten Sarman, hesabının belli bir miktara ulaşmasının ardından babasının aldığı evin borcunu ödemek için parayı çektiğini sözlerine ekledi. 5 Eylül 2014 tarihinde kredi çekmesinin tesadüf olduğunu belirten Sarman, hayır sever kişiliği nedneiyle çeşitli kuruluşlara yardımlarda bulunduğunu belirtti. Kimse Yok Mu Derneği’ne de bu kapsamda yardım parası verdiğini belirten Sarman, bu yardımları insani düşüncelerle yaptığını ve aksi iddiaları kabul etmediğini belirtti.

Yargılamanı ikinci günü yaklaşık 10 saatlik ifadenin ardından Çarşamba günü sabah 09.15’de devam etmek üzere ertelendi. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: