• resmi ilanlar

Akademisyenler anlatmaya devam ediyor(3)

10/05/2017 11:00

Karaçayır Nikah Salonu'nda gerçekleştirilen Akademisyenlerin 3'üncü gün duruşmasında toplam 8 sanığın ifadesi dinlendi. Sabah 09.30 gibi başlayan duruşmalar verilen öğle arası sonrası akşam 18.15 gibi sona erdş. 3'üncü duruşma sabah saat 09.15'de yeniden başlayacak.

İş adamlarına yönelik FETÖ soruşturmasında tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın uyku apnesi hastalığı nedeniyle tahliye edilmesi Bolu'da da örnek oldu.  Lise döneminde lenf kanseri olduğunu ve ölümden döndüğünü, bugün de stres ve cezaevindeki şartlar nedeniyle tekrarlayabileceğini söyleyen FETÖ'den tutuklu Mudurnu İlçe Hastanesi doktoru Hakan Şakar tahliyesini talep etti. Şakar'ın avukatı da “Uyku apnesi gibi bir rahatsızlık değil ama yine de kanserin müvekkilimin tahliyesini gerektirecek bir hastalık olduğunu düşünüyorum” dedi.

 

Haber: Ebru EYVAZOĞLU – Haka AYDIN

Bolu'da FETO/PDY yapılanması kapsamında Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmaya yönelik haklarında dava açılan, 10'u firari, 31'i tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam ediliyor. Bugün görülen 3. duruşmada sabahtan 3 sanık haklarındaki örgüt üyeliği, bylock kullanımı, Bank Asya hesapları ve örgüte destek sağladıkları iddialarını yanıtladılar.

“BANKASYA HESABIMI DIT KART ALMAK İÇİN AÇTIRDIM”

Hakkında 2 buçuk satırlık bir iddia ile 9 aydır tutuklu olduğunu söyleyen Adem Deniz Kurt, “Hakkımdaki iddialardan biri Bankasya hesabımı aktif olarak kullandığımdır. Ben 2011 yılında Tıp Fakültesi öğrencisi iken Bolu Belediyesi toplu ulaşım hizmetlerinden yararlanmak için Dıt kart çıkarmak için Bankasya'dan hesap açtırdım. Doktor olduktan sonra da kazancımın artması ile para miktarımda artış oldu. Eşimin de doktor olması nedeniyle buradaki miktarda artış oldu. 2015'te de bir ev almak üzere müteahhitle anlaştık ve evi satın alırken parayı çektim. O dönem banka hesabımın da kapatılması talebinde bulundum ama banka hesabım kapatılmamış” dedi.

TUTUKLANDIKTAN 200 GÜN SONRA BYLOCK EVRAKI TANZİM EDİLMİŞ

Bylock kullandığı yönündeki iddiaları reddeden Adem Deniz Kurt, “Dosyamda bununla ilgili bir bilgi yok. Yazılan iki satırlık yazıda imza, mühür yok. Hakkımda hiçbir inceleme yapılmadan görevden alındım. Ben tutuklandıktan 200 gün sonra hakkımda bylock kullandığım iddiasıyla evrak tanzim edilmiştir. Aynı IP numarası üzerinden internete bağlananlarda bylock çıkabileceği yönünde yazılar okudum. Üstelik belirtilen IMEI numaramda eksik. Normalde 15 haneli olması gerekirken 14 haneli bir numara yer alıyor” dedi.

“CÜZZAMLI GİBİ BİR KÖŞEYE ATILDIK” 

29 yaşında olduğunu ve 3 aydır hekimlik yaparken tutuklandığını söyleyen Adem Deniz Kurt, “Hekim olabilmek için ömrümü verdim ve hekim olduktan 3 ay sonra tutuklandım. Çok büyük bir mağduriyet altındayız. Ortaçağ'da vebalı insanları ölsün diye uzak bir köşe atıyorlarmış. Bizim de bir bylock iddiası üzerimize atıldı ve 8 kişilik koğuşlarda 21 kişi kalıyoruz. Kendimizi aklamak için uğraşıyoruz. Mesnetsiz iddialarla bugün buradayım. 9 aydır ilk defa bugün meramımı anlatabildim. Bylock kullandığım iddiasıyla cüzzamlı gibi bir köşeye atıldım. Adil bir karar verilmesini bekliyorum” dedi.

YABANCI UYRUKLU KAYINPEDERİNİN PARASINI KENDİ HESABINA YATIRMIŞ

Diş Hekimliği Fakültesi'nde görevli olan Hakan Şahin de iddiaları reddederek, Suriye vatandaşı olan eşinin ailesine ait paranın kendisinin Bankasya hesabında tutulduğunu, aleyhinde ifade verilmesini ise akademik kıskançlıktan kaynaklandığını söyledi. 2010 yılında fakülteden mezun olduktan sonra Diş Hekimliği Fakültesi'nde göreve başladığını belirten Hakan Şahin, “O dönem dekan olan Hasan Oruçoğlu ile ciddi tartışmalarımız oldu. Kutuplaşma meydana geldi. Bu yüzden aleyhimde ifade vermiş olabilir. Bankasya hesabımı ise 2016'da açtırdım. Eşim Suriye vatandaşı olan Bayırbucak Türkmenlerinden. Ailesi de şu an Türkiye'de. Kayınpederim de yabancı uyruklu olduğu için hesap açtıramadığını, kendilerine ait paranın benim hesabımda durmasını istediler. 15 gün sonra da bu parayı geri geçtik. Aynı zamanda ben ihtiyaç nedeniyle kredi çektim. Onu da bu hesabımda tuttum. Örgüt üyeliği suçlamalarını kesinlikle kabul etmiyorum” dedi.

“KANSER OLUNCA TIP EĞİTİMİ ALMAYA KARAR VERDİM”

Lise yıllarında lenf kanseri nedeniyle zor günler geçirdiğini söyleyen Mudurnu İlçe Hastanesi doktoru Hakan Şakar, “Lisede çok zor bir dönem geçirdim. Çok ciddi ameliyatlar geçirdim. Benimle birlikte tedavi olan arkadaşlarımın ölümüne tanıklık ettim. Kanseri atlattıktan sonra da yeniden nüksetmemesi için takip dönemine girdim. O dönemde kendime eğer hayatta kalırsam hasta insanlara yardım etme sözü verdim. Bu yüzden de Tıp Fakültesine giderek doktor oldum. Mudurnu İlçe Hastanesi'nde 10 yıldır görev yapıyorum. Tüm hastalarımla yakından ilgilendim. Özveri ve fedakarlıkla mesleğimi yerine getirirken, terör örgütüne üye olduğum iddiasıyla tutuklandım. 10 aydır tutuklu bulunuyorum. Kendimi ifade edebilmek için 10 aydır bekliyorum. Örgütle ilişiğim olduğuna dair hiçbir belgeye ulaşılamamıştır. Aleyhimde ifade verilmesinin sebebini kıskançlık olarak değerlendiriyorum. Doktora bitirme sınavında kollandığım söylenmiş. Ancak ben yeterlilik göstererek doktoramı bitirdim. Bylock kesinlikle kullanmadım. Bununla ilgili de ayrıntılı bir bilir kişi raporu talep ediyorum” diye konuştu.

“DÜĞÜN PARAMI BANKASYA'YA YATIRDIM”

Bolu Belediyesi'nin toplu taşıma hizmetinden faydalanmak üzere Dıt Kart çıkarmak üzere Bankasya'dan hesap açtırdığını söyleyen Hakan Şakar, “2014 yılından itibaren hesabı aktif kullanmaya başladım. Mevduat artırımının bu döneme denk gelmesinin sebebi ise evlenmiş olmam. Düğünümde gelen 35 bin TL'lik altını Bankasya hesabıma yatırdım. Aynı zamanda 30 bin TL'lik kredi çektim. Ailemin de isteğiyle ev almak için tüm paramı hesapladım ve 30 bin kadar eksik olduğunu farkettim. Bu yüzden 30 bin TL daha kredi çektim. Ama beklediğim yerlerden para gelmeyince evi alamadım. İlerleyen aylarda da parayı çekmek zorunda kaldım” dedi.

TOPBAŞ'IN DAMADINI ÖRNEK GÖSTERİP TAHLİYE İSTEDİ

Aynı zamanda hepatit B taşıyıcısı olduğunu stres ve cezaevindeki şartlar nedeniyle kanser hastalığının tekrarlayabileceğini söyleyen tutuklu Mudurnu İlçe Hastanesi doktoru Hakan Şakar, tahliyesini talep etti. Şakar'ın avukatı da, FETÖ soruşturmasında tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın uyku apnesi hastalığı nedeniyle tahliye edilmesini örnek göstererek “Uyku apnesi gibi bir rahatsızlık değil ama yine de kanserin müvekkilimin tahliyesini gerektirecek bir hastalık olduğunu düşünüyorum” dedi. Mahkeme Başkanı, kanser hastası olduğunu söyleyen diğer bir sanık Aytekin Alçelik'in sağlık durumu için de hastaneye yazı yazdıklarını, hastane tarafından sağlık kontrollerinin yapılacağını belirtti.

 

ÖMRÜMDE SİLAH TUTMADIM

Duruşma verilen öğlen arasının ardından tutuklu olarak yargılanan Halil Şahman ile devam etti. Üzerine atılı bulunan terör örgütü suçlamasını kabul etmediğini belirten Şahman, “30 yıldan buyana terörün her türlüsünü yaşamış bir ülkenin evladıyım. Ömrümde silah dahi tutmadım. Buna rağmen terör örgütü üyesi olarak yargılanıyor olmam ‘terör' kavramını basitleştiriyor. Nisan 2016'da doçentlik için evraklarımı vermiştim. Yıllardır yaptığım çalışmalar, emekler darbe nedeniyle heba oldu. Bende darbe mağduruyum. Darbe teşebbsünde bulunan örgüte üyelimi kabul etmiyorum” dedi.

BANA OLAN ÖFKELERİNE EŞİMİ DE DAHİL ETMİŞLER

Hakkında aleyhte verilen ifadeleri kabul etmediğini belirten Şahman, “Benimle ilgili alyehte beyanları kabul etmiyorum. Hepsine baktığınızda basma kalıp ve duyuma dayalı iddialar. Bana öfkesi olduğunu düşündüklerim eşimi bile işin içine katarak bana olan öfkelerini göstermişlerdi. Diş Hekim Fakültesi kurucu dekanı olan Hasan Oruçoğlu, fakültede kendisi hariç neredeyse herkesi FETÖ'cü ilan etmiştir. Ancak bunu söylerkende iddiaları ikinci ağızlara dayandırıyor” dedi.

EVET BEN MOBBİNG UYGULADIM

Kendisi hakkında mobbing iddiasında bulunulmasına bir anlam veremediğini belirten Şahman, “Ben kesinlikle Mobbing iddialarını reddediyorum. Ben çalışma arkadaşlarımla yakın ilişkiler kurdum. Sabah kahvaltıları, yemekler düzenledim. Cenazeleri olduğu taktirde evlerine kadar gittim. Başsağlığı diledim. Ekonomik sıkıntılarına yardımcı olmaya çalıştım. Bunları yapmak mobbing ise evet ben mobbing uyguladım” ifadelerini kullandı.

17/25 TARİJHİ MİLAT DEĞİL Mİ?

Kurban bağışı yapmasıyla ilgili yaptığı işlemine açıklık getiren Şahman, “600 liralık bir havalem dosyaya girmiş. Bu havalenin açıklamasında kurban deniliyor.ç Havale tarihine bakıldığında Kurban Bayramına denk geliyor. Ben muhtemelen kurbanı vermek için birilerinden fikir sormuşum ve bir hesap bana verilmiş. Bende bu hesaba para yatırmışım. Şimdi baktığımızda bu hesap kapatılan derneğe çıkıyor. Hesabın sahibini ise tanımıyorum. Havale 2013 yılında yapılmıştır. Eğer 17/25 tarihi bazı şeyler için milad kabul ediliyorsa, benim bu havaleminde önüme getirilmemesi lazım diye düşünüyorum. Ben kurban ibadetimin hayırlı bir yerde kullanılmasını murad etmiştim” dedi.

4 BİN LİRA ZARAR ETMEMEK İÇİN HESABI KAPATMADIM

Bank Asya'da ki işlemlerine ifadesinde yer veren Şahman, “Ben tasarruflu bir insanım. Tasarruflarımı da bu bankada tutuyordum. 6 yıllık birikimim. Bunlar bir seviyeye gelince ev alacaktım. 2014 yılında söz konusu bankanın kutuplaştığına ve tarörize olduğunu bilmiyordum. Kullanmaya devam ettim. 2015 yılında bu bankayla ilgili dedikodular artınca tedirgin oldum. Ancak hesaplarımla oynama yapmam halince 4 bin lira gibi bir zararım olacaktı. Bunu göze alamadım ve hesabımı kapatmadım. Bu hesabı terör örgütünün talimatıyla açmadım, terör örgütünün talimatıyla da para yatırmadım” dedi.

BYLOCK İNDİRDİĞİMİ HATIRLAMIYORUM

Bylock kullanıcı olmadığını belirten Şahman, “İlk gözlatına alındığımda bylock yoktu. Bu nedenle savcılık tarafından serbest bırakıldım. Adli kontrol şartlarına da uydum. Ancak ikinci gözaltına alındğımda bylock kullanıcısı olduğum söylendi. Yazılım ve programlara karşı merakım vardır. Zaman zaman indirir ve silerim. Ancak bu programı indirdiğimi hatırlamıyorum. Eğer indirmişsemde kesinlikle kullanmadım. Basında ve değişik platformlarda bylock tespitiyle ilgili sıkıntılar duyuyorum. Benim tespitiminde teknik bir sıkıntıdan kaynaklandığını düşünüyorum. Buda mahkeme aşamasında ortaya çıkacaktır” ifadelerini kullandı.

ŞÜPHEDEN DELİLE GİDİLMEK İSTENİYOR

Kendisinin hukukçu olmadığını belirten Şahman, “Suçlamalar yapılıyor ve benim suçsuz olduğumu ispatlamam isteniyor. Hukukçu değilim ama bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Şüpheden delile gidilmez, delilden şüpheliye gidilir diye biliyorum. Suçsuzum. Tahliye ve beraatimi istiyorum” dedi.

BYLOCK NEDNEİYLE TUTUKLANDI

Bank Asya hesabı nedneiyle 5 gün gözlatına kaldıktan sonra serbest bırakıldığını belirten Hüseyin Taş, “2016'nın Ağustos ayınd Bank Asya hesabı nedneiyle göz altına alındım. Örgüt çağrısıyla ben bu bankaya para yatırmadım. Zaten 5 gün sonra da serbest kaldım. Ancak sonradan Bylock kullandığım iddiasıyla göz altına alındım. Ben bu güne kadar bir tane akıllı telefon kullandım. Onda da bylock tespit edilmiş. İlk gözlatına alındığımda emniyet telefonuma el koymuştu. Suç teşkil edebilecek meteryal bulunamamıştı. Benim silahlı terör örgütüyle alakam yoktur” dedi.

MGV'Lİ OLDUĞUM İDDİASIYLA SORUŞTURMA GEÇİRDİM

Kendi dünya görüşünün bu yapıyla farkı olduğunu belirten Taş, “Kurulduğu tarihlerde herkesin irticacı diye uzak durduğu Memur Sen ‘in ilk üyelerindenim. Hatta Çaycuma teşkilatını ben kurdum ve başkanlığını yaptım. Örgüt üyesi olsam yapmazdım. 2007 yılında o dönem çalıştığım Milli Eğitim bakanlığından gelen müfettişler MGV'li olduğum iddiasıyla hakkımda soruşturma yürüttüler. Eşim Refah Partisi Kadın Kollarında başkanlık yapmıştır. Dünya görüşüm bunlara uymaz. Bylock tespitinde teknik bir hata olduğunu düşünüyorum. Beraatimi istiyorum” dedi.

 

 

KGS NEDENİYLE İLK HESABIMI AÇTIM

İddianamede örgütün sohbet toplantılarında konuşmacı olduğu iddia edilen Mahmut İnceel ise, “Bank Asya'da ilk hesabımı 2008 yılında, KGS nedneiyle bu bankada açtım. O dönem otomatik ödeme talimatı başka bankada yoktu. Tarsarruflrımı burada biriktirdim. Aracımı satınca elime geçen parayı buraya ekledim. Bir süre sonrada yeni arabayı buradan çektiğim parayla aldım. Son parayı da eşimle gittiği hac vazifesi nedneiyle buradan çekerek kullandım. Hacca giderken, eşimin ziynet eşyalarını kiralık kasaya koymamız gerekti. Bu bankada kiralık kasa tuttum” dedi.

 

BOLU CEVİZE BENZER; KABUĞU SERT İÇİ LEZZETLİDİR

Aktif Sen'den darbe girişinin hemen akabinde istifa ettiğini belirten Mahmut İnceel, “Hakkımdaki iddialardan biri Aktif Sen üyeliğimdir. Ben darbe girişiminin hemen ardından pazartesi günü istifa ettim. Başka derneklere de üye oldum. Bunlarında yapıyla iltisaklı olduğu söyleniyor. Bolulu değilim. Bolu cevize benzer; kabuğu sert, içi lezzetlidir. Huzulru bir çevre edinebilmek için bazı derneklere üye oldum. Ancak bunların terör örgütüyle irtibatlı olduklarını bilmiyordum.

DİNİ HASSASİYETLERİ OLAN İNSANLARLA SOHBET ETMİŞ

Dini sohbetler düzelemediğini belirten İnceel, “Tanıkların bir kısmı adı anılan alış veriş merkezinde toplatılar organize ettiğimi söylemiş. Bunlar doğru değildir. Adı geçen alışveriş merkezi çocuklarımla zaman geçirmek için gittiğim yerlerden biridir. Bolu'da zaten başka mekan yoktu. O dönem Şentürk Çoban'la oturduğum söylenmiş. Burada dini hassasiyetleri bulunan insanlarla sohbet ederken, bazı konular üzerine konuşmuş olabilirim. Çeşitli tavsiyelerde bulunmuşumdur. İnsanları neden uyarmıyayım ki. Ama bunları her hangi bir örgüt adına yapmadım. Sanırım bu şahıslar beni yanlış anlamış” dedi.

ZAMAN GAZETESİNİN EKLERİNİ ÖNERMİŞİMDİR

Kendisiyle ilgili Zafer Sayan'ın söyledikleri hatırlatılan İnceel, “Zaman Gazetesince verilen eklerle ilgili bazı şeyler bu arkadaşa söylemişimdir. Bu eklerde zaman zaman insan donanımına katkısı olan şeyler yayınlanıyordu. Bunlardan bahsetmiş olabilirim. Sayan'a bunun haricinde bir telkinim veya yönlendirmem olmamıştır” dedi.

BYLOCK KULLANMADIĞIMI NASIL İSPAT EDECEĞİM?

Bylock kullanıcısı olmadığını belirten İnceel, “Bylock kullanıcısı değilim. Bunu kullanmadığımı da nasıl ispat edecem bilmiyorum. Kayıdın çıktığı adresin benle hiçbir alakası yok. Aşağıçamlı Köyü'nden kayıt çıktı. Ancak benim adresim Beşkavaklar'da. Bu tespitin doğru olmadığını düşünüyorum. Mahkemeniz tarafından içerikler alındığında ortaya çıkacaktır. Tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.

GÜMÜŞTEKİN BENİ KOLLASAYDI YÜKSEK LİSANSIM BİTERDİ

İddialar arasında Gümüştekin tarafından korunup kollandığı söylenen Şaban Bayram, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben eczacıyım. Yükselebileceğim en yüksek nokta baş eczacılıktır. Onu da Başhekim tayin eder. Kemal Gümüştekin'in beni kolladığı ve adımı yayınlara haksız şekilde yazdığı yalandır. Ben 2012 yılından bu yana Yüksek Lisans yapıyorum. Eğer dendiği gibi Gümüştekin beni kollasaydı çoktan yüksek lisansımı bitirmem lazımdı. Ancak bir çok çalışma yaptım. O yüzden kollandığım düşünmüş olabilir” dedi.

Bayram'ın ifadesinin ardından Bolu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Seyfi Han, duruşmaya Perşembe günü sabah saat 09.15'de devam etmek üzere ara verdi.  

...

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Mahmut  (11.05.2017 14:12:28)

    Mahmut memurdun ama rektörden bile daha kibirliydin.oruç tutuyomusun diye sorduğunda hayir demiştim ve sen umarim bigün dogru yolu bulursun allah hidayet versin demiştin.peki sen dogru yolu buldunmu hidayete eristinmi dediğimde ise kibirli gülüsün le uzaklaşmıştin.hidayete terorlemi eristin milletin oldurulmesimiydi senin doğru yolun.zafer sayaninda senden assagi kaliri yok.boşunami aktifsene üye oldunuz.uzaktan eğitimle boşunami mühendislik okudunuz.bizim canimiza okunurken siz altin cocuktunuz dokunulmazdiniz fetonun imkanlarını kullanırken iyiydi serefsiz.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: