• resmi ilanlar

ÇATI SANIKLARI YARGILANIYOR (10)

18/07/2017 11:00

15 Temmuz sabahı FETO'cülerin işlerine son verilmiş

Highway Outlet Alışveriş Merkezi'nin eski CEO'su ve Bolu Dağı A.Ş. projesinin fikir sahibi Raşit Doğan Enhoş, FETO/PDY soruşturması kapsamında Bolu Karaçayır Nikah Salonu’nda görülen duruşmaya gelerek ifade verdi. Tutuksuz olarak yargılanan Enhoş, 15 Temmuz sabahı darbe teşebbüsünden habersiz yaptıkları yönetim kurulu toplantısı kararı ile örgütle bağlantılı olduklarını düşündükleri tüm çalışanların işine son verdiklerini, Adnan Daylan’dan kendisine geçen telefon sebebiyle bylock kullanıcısı olarak tutuklu olarak kaldığını söyledi. Enhoş ayrıca eski genel müdür Hasan Umur ile ilgili olarak da “Yöneticimiz ayrılınca Adnan Daylan, komşusu Hasan Umur’u önerdi ve genel müdürlüğe getirildi. Bu şahsın eşinden dolayı cemaatle bağlantısı olduğunu düşünüyorum” dedi.  

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

FETO/PDY soruşturması kapsamında Bolu Karaçayır Nikah Salonu’nda görülen duruşmalar devam ediyor.  İlk olarak Highway Outlet Alışveriş Merkezi'nin eski CEO'su ve Bolu Dağı A.Ş. projesinin fikir sahibi Raşit Doğan Enhoş ifade verdi. Raşit Doğan Enhoş şu ifadeleri kullandı:

“Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinden 1986 yılında mezun oldum. 1987 yılında Türkiye Tarım Kredi Kooperatifine müfettiş olarak atandım. Bir dönem Atlas Grubunda CEO olarak çalıştım. Gübretaş’ta 2011’den sonra çalışmaya başladım. Ankara’da ikamet ederim. Çalıştığım esnada gidiş gelişlerim sırasında Bolu Dağı’nda bulunan esnafla tanışma imkanı buldum.

ESNAF BENDEN YARDIM İSTEDİ

Bolu Dağı Tüneli’nin açılması yaklaştığında Bolu Dağı’nda bulunan esnaf bu durumun kendilerine sıkıntı oluşturacağını düşünerek devletin kendilerine yol boyunda bir iş imkanı sunacağını düşünmekteydi. Fakat ben bunun olanaklı olmadığını, devletin mağduriyetlerini bu şekilde giderme imkanı olmadığını anlatmaya çalıştım. Bu diyalog ile gelişen yakınlık nedeniyle benden mağduriyetlerine çare olmamı istediler. Ben tek tek esnafların problemlerinden kurtarılmasından ziyade pastayı büyüten, büyük bir projenin daha yararlı olacağını düşündüm. Daha sonra şu an Highway Alışveriş Merkezi’nin bulunduğu yerin uygun olduğu tespitini yaptık.

ADNAN DAYLAN İLE O DÖNEM TANIŞTIRILDIM

Fakat esnafların çoğu Düzce ili sınırları içindeydi ve Düzceliydi. Bu tespitten sonra Bolu Belediyesi işletmenin olduğu yeri mücavir alan sınırlarının içine aldı. Ben de esnafların çoğu Düzce’de olduğu için Gökdemirler şirketi ile böyle bir projenin hayata geçirilip geçirilmeyeceğini konuşmaya başladım. O dönem BOSİAD Başkanı Adnan Daylan ile tanıştırıldım. Yıl 2008’di. O tarihten önce kendisini kesinlikle tanımamaktaydım. Bir şirket kurulması ve tespit edilen arazi üzerinde projenin hayata geçirilmesine karar verildi. Yine bu şirkete Düzce ve Bolu’dan sermaye sahiplerinin iştirak etmeleri diyalog konusu yapıldı. Görüşmeler sonrası Bolu Dağı A.Ş. kuruldu.

12 ORTAKLI BOLU DAĞI A.Ş. NASIL KURULDU?

Kuruluşta şirketin 12 ortağı bulunmaktaydı. Benimle birlikte Bolu’dan Adnan Daylan, Emin Gökdemir, İsmail Gökdemir, İsmail Yamantürk, Ömer Baday bulunmaktaydı. Ayrıca Tepe Grubu CEO’su Behiç Özek de şirket ortaklarındandı. Ortakların yüzde 6 oranında hissesi bulunmaktaydı. Bolu Dağı’ndaki esnafın daha sonra ortak edilmesi düşüncesiyle boşta hisse bırakılmıştı. Kuruluşta yer alan ortakların cemaat ve bağlantılı olduğuna yönelik iddia doğru değildir. Zira ben o dönemde yapı ile bağlantılı olduğunu bildiğim Adnan Daylan, Ömer Baday ve Düzceli İsmail Çolak ile birlikte cemaate yakın insanların toplam hisse oranı yüzde 18’di.

KURUCULAR ARASINDA AKP’LİLER, CHP’LİLER VE MİLLİYETÇİLER BULUNMAKTAYDI

Şirketin, cemaatin şirketi olarak kurulduğuna yönelik iddia kesinlikle doğru değildir. Kurucular arasında AKP’liler, CHP’liler ve Milliyetçiler bulunmaktaydı. Şirket 200 bin liralık bir sermaye ile kuruldu. Faaliyete geçeceği araziyi araştırdığımızda burasının Karayollarından Özelleştirme İdaresi’ne geçirildiğini öğrendik. Dönemin Başbakanı ile görüştük. Bize burasının ihale ile verilebileceğini söyledi. Özelleştirme İdaresi ile görüştüğümüzde arazi Özelleştirme kapsamından çıkarılarak Karayollarına iade edildi. Karayolları da ihaleye çıktı. İhaleye Varan, Ulusoy, Metro, Bolu Dağı A.Ş.ve adını hatırlamadığım İtalyan ortaklı bir şirket katıldı. İhale Bolu Dağı A.Ş. ile Metro arasında yaşandı. Biz ihaleyi alarak projeyi hayata geçirmeye başladık.

LOKANTALAR İÇİN 7 ORTAKLI TUNA A.Ş.

Alınan yer 29 yıllığına yap işlet devret ile bize ihale edilmişti. İhaleden önce şirketin sermayesi 10 milyona çıkarılmıştı. Yapmış olduğumuz görüşmelerde Başbakanımız bize projenin biraz daha büyütülmesi gerektiğini söyledi. Fakat sermaye artırımı ve proje kapsamının genişletilmesi için kredi gerekti. Kalkınma Bankası ile görüştük. Banka bizden kredi için özkaynak istedi. Bu sebeple sermayeyi 54 milyona çıkarmak durumunda kaldık. Proje 2011’de hayata geçirildi ve hizmete açıldı. Adnan Daylan, Emin Gökdemir, İsmail Çolak’la birlikte 7 kişi Bolu Dağı A.Ş. içinde faaliyet gösteren 5 ayrı lokantayı işletmek için Tuna A.Ş. isimli şirket kurdular. Bir yıl kadar alışveriş merkezindeki lokantaları bu şirket üzerinden işlettiler.

DAYLAN VE BADAY’IN HİSSESİ ARTINCA HİGHWAY CEMAATİN ÜSSÜ GİBİ GÖRÜLDÜ

Ancak bir süre sonra kendi aralarında ihtilaflar çıktı. İsmail Çolak Tuna A.Ş.’den ayrıldı. Ayrıca İsmail’in Yeri şeklindeki isim hakkının kullanılmasına da müsaade etmedi. Diğer ortaklar da ayrılınca Tuna A.Ş. de Ömer Baday ve Adnan Daylan’a kaldı. Tuna A.Ş.’de yer alan diğer ortakları da bu itilaftan dolayı Bolu Dağı A.Ş.’den ayrılacak duruma geldiler. Hisselerini Adnan Daylan, Ömer Baday ve Polsan’a devrettiler. 2013’te gerçekleşen bu devir sonrasında Adnan Daylan ve Ömer Baday şirketin yüzde 56’lık hissesine sahip oldular. Bu durum Highway’in cemaatin üssü gibi görülmesine sebep oldu. 17- 25 Aralık’tan sonra bu algı belirginleşti.

ADNAN DAYLAN VE ÖMER BADAY’A ŞİRKETTEN AYRILMALARINI SÖYLEDİK

Ben yerel seçimde MHP’den Manavgat Belediye Başkan Adayıydım. Bu yüzden seçim çalışmaları nedeniyle uzun süre Bolu’ya gelemedim. Nisan 2014’te geldiğimde 17-25 Aralık süreci nedeniyle devletin bütün mekanizmalarıyla şirkete yüklenmeye başladığını gördüm. Bu durum nedeniyle şirket sıkıntı çekmeye başladı. Adnan Daylan ve Ömer Baday’a devletin üzerimize gelmesinin kendilerinin mensubiyetinden kaynaklandığını, bu yüzden diğer ortak ve esnaflara zarar verdiğini ve gerekirse mensubiyetlerini bitirmelerini yada şirketten ayrılmalarını söyledik. Çünkü o dönemde Orman Genel Müdürlüğü arka yolumuzu, Valilik de ön yolu kapamıştı. Şirket neredeyse iflas edecek hale gelmişti. Bunun aşılması için birçok görüşme yaptık. 2015’te Adnan Daylan ve Ömer Baday yurtdışına çıktı. Şirket benim ve Polsan temsilcisi üzerine kaldı. Devlet mekanizmasının şirketi sıkıştırmaya yönelik manevralarına karşı yasal haklarımızı kullanmaya çalıştık. Bu ablukanın kaldırılması için idari görüşmeler de yaptık. Mülkiye müfettişi raporunda bu yasal haklarımızı kullanma yönünde tavrımızı cemaat mensuplarıyla birlikte hareket etmek olarak algılamış ve raporuna yazmıştır. Fakat 54 yıllık birikimimi şirkete yatırdığım, şirketin batması halinde düçhar olacağımı dikkate almamış. Benim zarara uğramamam için mücadele etmem gerekiyordu. Faaliyetlerim bu niyetle ortaya konulan faaliyetlerdi.

HİGHWAY’İN SADECE TİCARETLE ANILAN BİR YER OLMASINA UĞRAŞTIM

Adnan Daylan’a yönelik söylemlerimiz sonrası kendisi 2015 Aralık’ta yönetim kurulu başkanlığından istifa etti. Gazetelerde de bunu deklare etti. Yine Polsan ihale ile yüzde 34’lük hissesini satmak istedi. Fakat uzun uğraşlardan sonra alıcı çıkmadı. Adnan Daylan, Abdülkadir Şimşek ve bir arkadaşını bularak kendi hisselerini devretmek istedi. Bu kişinin Adana’da lojistik sektöründe faaliyet gösteren biri olduğunu aynı zamanda gayrimenkul ve akaryakıt istasyonu olduğunu biliyorum. Adnan Daylan ve Ömer Baday’ın hisselerinin satışı ile şirketi kurtarmaya çalıştım. Highway’in sadece ticaretle anılan bir yer olması ve esnafın kurtarılması dışında gayemiz olmadı.

15 TEMMUZ SABAHI DAYLAN VE BADAY’A YAKIN PERSONELİN İŞİNE SON VERİLDİ

Zaten ben o dönemde gazetelere verdiğim mülakatlarda Highway’i cemaatin bir üssü olmaktan çıkarmak için her şeyi yapacağımızı ifade ettim. 15 Temmuz sabahı bir toplantı yaptık ve Adnan Daylan ve Ömer Baday ile irtibatı bulunan herkesi içten çıkarmıştık. Zannedersem bu yöndeki yönetim kararı darbe teşebbüsünden hemen sonra işleme konuldu. Hatta önce bile konulmuş olabilir.

HİSSE SATIŞI MAL TAKASI İLE YAPILDI

Adnan Daylan ve Ömer Baday’ın hisselerinin muvazaalı bir işlemle satılığına yönelik iddiayı doğru bulmuyorum. Zira satış işlemi nakit para ile değil büyük oranda mal takası ile gerçekleştirilmişti. Verilen nakit paranın satış bedelinin az bir kısmını içerdiğini biliyorum. Böyle bir şeyin ihtimal dahilinde olduğunu düşünmüyorum. Zira hisselerin devri karşılığında Ömer Baday’a devri kararlaştırılan bir akaryakıt istasyonunun üzerindeki ipotek nedeniyle Ömer Baday’ın babasının devirden vazgeçtiği esnada ipotek kaldırılana kadar ipotek bedeli kadar senet verilmesi ve verilen bononun muhafazası konusunda benden yardım istedi. Yapılan aramada bu bononun ele geçirildiğini biliyorum. Ben devir işlemin gerçek olduğunu düşünüyorum. Ancak muvazaalı olup olmadığı mahkemenin takdiridir.

SERMAYE SAHİPLERİ ZORLA ORTAKLIKTAN ÇIKARILMADI

Sermaye artırımı 2010 yılından önce yapılmıştır. Hisselerini satan ortakların bu işlem altında imzaları bulunmaktadır. Dolayısıyla şirkette hissedar olan sermaye sahiplerinin zorla ortaklıktan çıkarıldıklarına yönelik hiçbir temeli bulunmamaktadır. Polsan elinde bulunan nakit parayı kullanmak istediğinde sermayenin 65 milyona çıkarılmasını talep etti. Zira o dönemde reel faiz yüzde 8 civarlarındaydı. Bolu Dağı A.Ş. ise yüzde 14 kiranın üzerinden kredi temin etmekteydi. Yüzde 14 üzerinden kredi temin edeceği yerde yüzde 8’lik faiz getirisi benim için karlı değildir diyerek sermaye artışı talep etti. Ben rüçhanli alacaklı olduğum halde böyle bir sermaye artışına karşı olumsuz oy kullandım. Fakat bu kabul edilerek sermaye artışı kabul edildi. Benim maddi imkanım olmadığı için rüçhan hakkımı kullanamadım. Bu durumdan mağdur olan birisi olarak küçük sermaye sahiplerinin şirketten zorla çıkarıldıklarına yönelik iddianın muhatabı olmayı kabule etmiyorum.

ŞİRKET ORTAĞI OLARAK DİĞERLERİ İLE MAHKEMELİK OLDUM

Ben Highway’in proje ortağı ve fikir sahibiyim. Yapmış olduğum proje için 2008’den 2013’e kadar Bolu Dağı A.Ş.’den bir bedel almadım. Bana proje ücreti yerine binde 7 oranında başarı primi verilmesi kararlaştırıldı ve yönetim kurulu kararıyla bana binde 7 olan proje bedelinin karşılığı olarak 730 bin TL ücret takdir edildi. Polsan yöneticileri ödenen paranın aslında bir huzur hakkı olduğunu ve dolayısıyla huzur hakkı karar verme yetkisinin genel kurulda olduğunu, konunun genel kurula taşınmasını istediler. Genel kurulda oy birliğiyle bu paranın bana ödenmesine karar verildi. Mülkiye Müfettişi bu paranın Polsan zararına olduğunu söyleyerek Polsan temsilcilerine zimmet çıkarılacağını söylemiş. Ben şehir dışında olduğumdan Adnan Daylan aradı. Benim şerh düşmeme rağmen yönetim kurulu kararıyla bana ödenen paranın iptali için genel kurula gidilmesi kararı alindi. Haziran 2014’te bu durum genel kurul gündemine alındı ve paranın iptali ve faiziyle ödenmesine oy çokluğuyla karar verildi. Ben bu kararın iptali için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdum, dava lehime sonuçlandı. Hem sermaye artışı sırasında şerh koyan ve mağdur olan biri olarak hem de projeden kaynaklanan alacağım için ortağı bulunduğum şirket ile davalı olan biri olarak diğer şirket ortaklarıyla birlikte hareket ettiğime yönelik iddianın doğrulunu kabul etmiyorum. Bunun nazara alınmasını talep ediyorum.

BENDE EMEVİ KÜLTÜRÜNDEN GELEN BİAT KÜLTÜRÜ YOKTUR

İnan Kalaycı isimli şahsın aleyhime tanıklığı bulunduğu belirtilmiş. Ben bu adamı kesinlikle tanımam. Kendisinin de beni tanıyabileceğini düşünmüyorum. 2011 yada 2012’de Yıldız Otelde iftar sonrası cemaatin toplantısına iştirak ettiğimi söylemiş. Ben otel sahibi olan Sadi Yıldız’ı hiç tanımam. Karacasu’ya zorunlu geçişlerim dışında Karacasu’ya da hiç gitmedim. Beyanları kabul etmiyorum. 2011 veya 2012’de ifade edildiği gibi Ramazan ayı Ocak’a değil temmuz veya Ağustos’a denk geldiği sabittir. Söz konusu ifadeye itibar edilmemesini talep ediyorum. Ben dünya görüşü olarak milliyetci bir insanım. Bende Emevi kültüründen gelen biat kültürü yoktur. Böyle bir yapının emir ve talimatlarıyla hareket etmem de olanaklı değildir. Manavgat Belediye Başkan Adayı olduğum dönemde de siyasi çekişme CHP ile benim aramda geçti. O dönem cemaat mensuplarının CHP’li adayı destekleri de bilinmektedir. Bu yöndeki iddiayı mahkemenin takdirine bırakıyorum.

Bir Highway çalışanının telefonuma gönderdiği mesaj hakkımdaki suçlama için kullanılan delilerden biridir. Söz konusu mesajda darbe teşebbüsü sonrası alışveriş merkezinin cemaatin kalıntılarından temizlenmesine ilişkin genel durumlardan bahsedilmektedir. Ben çalışma arkadaşlarımıza bu şirketin FETO/PDY terör örgütü ile anılmasına müsaade etmem demiştim. Mesajın bu maksatla atıldığını düşünüyorum. Aracında örgüte ait doküman bulunan güvenlik şefini de işten çıkarmıştık. Bu mesajın örgüte mensup dokümanların yok edilmesi konusunda bir örgüt üyesi gibi talimat veriyormuşum gibi algılanmasını ve yorumlanmasını kabul etmemekteyim.

DAYLAN’IN TELEFONU BAŞINI YAKTI

İmdat Aslan isimli şahıs benim Ömer Baday ve Adnan Daylan’la bir çok kez ABD’ye gittiğimi ve örgüt lideri ile görüştüğümü söylemiş. Ben 2003 veya 2004’te yalnızca bir kez ABD seyahati yapmıştım. O dönemde Adnan Daylan ve Ömer Baday’ı da tanımıyordum. Fakat bunu izah edemediğim için bu beyan üzerine tutuklandım. Cezaevinde iletişim kanallarına ulaşamadım. İkinci kez savcı huzuruna geldiğimde derdimi anlatabildim. İfadeyi alan savcı bey “İyi ama siz bylock kullanıcısısınız” dediğinde bylock kelimesini ilk o esnada duydum. Bu durumun Adnan Daylan’dan bana geçem telefon sebebiyle olabileceğini ifade ettim. Şirketin GSM operatörünü değiştirdiği esnada hediye telefon verilmişti. Kura çektiğimizde telefon bana çıkmıştı. Fakat Adnan Daylan telefona kişisel bilgilerini girdiği için almaktan vazgeçmiştim. Daha sonra Adnan Daylan bana önceki telefonunu verebileceğini söylemişti ve ben bu telefonu bir süre kullanmıştım. Böyle bir yanlışlığa kurban gitmiş olabileceğimi ifade ettim. Bylock kullanıcısı olmadığım anlaşılması Aralık ayına kadar surdu. Bu yöndeki iddiayı kesinlikle kabul etmiyorum.

ANKARA’DA ÖRGÜT İLE KARŞI KARŞIYA GELDİM

Ben Gazi Üniversitesi Eğitim Kooperatifi başkanlığı yapmaktayım. Bu kooperatif kampüsteki sosyal tesislerin işletmesini yapmakta ve gelirinin yüzde 85’ini de Gazi Vakfı’na aktarmaktadır. Yeni atanan Rektör vakfın onur üyeliğinde olan benim gibi eski bürokratları üyelikten atmıştı. Bunun üzerine ben kooperatif yönetimini ele aldım. Daha sonra kooperatif olarak işlettiğimiz bir kız yurduna depreme dayanaksız diye mesnetsiz rapor alarak, yurdu boşaltma girişiminde bulundu. Bir ay boyunca yurt bahçesinde öğrencilerle nöbet tutmak durumunda kaldım. O dönemde hem basın yayın kuruluşları hem de sosyal medya üzerinden yapılan işlemin cemaat mensuplarının bir içi olduğunu ifade etmeye çalıştım. Hatta 2015 yılında rektör hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verdim. Mücadele ettiğim rektör halen FETO/PDY kapsamında tutukludur. Soruşturma da devam etmektedir. Bahsetmiş olduğum soruşturma nedeniyle Ankara’da paralel devlet yapılanmasına yönelik müşteki sıfatıyla bulunurken, aynı soruşturma kapsamında Bolu’da yargılanmayı hazmedememekteyim. Adımın böyle bir soruşturma ile anılması doğru değildir.

ADIMIN VATAN HAİNLERİYLE BERABER ANILMASINI HAZMEDEMİYORUM

Ben yaşam görüşü olarak hayat boyunca milliyetçi ve ülkücü camia işinde yer aldım. Vatan hainlerin ile adımın aynı iddianamede geçiyor olmasını hazmedemiyorum. Mahkemenizde bearaatime karar verilmesini talep ediyorum.

HASAN UMUR, ADNAN DAYLAN TARAFINDAN ÖNERİLMİŞTİ

Mahkeme Başkanının Highway genel müdürü Hasan Umur ile ilgili sorusuna da “Bizim yöneticimiz ayrılınca Adnan Daylan’ın komşusu Hasan Umur, Adnan Daylan tarafından önerilmişti ve genel müdürlüğe getirildi. Bu şahsın eşinden dolayı cemaatle bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Fakat somut bir tespitim bulunmamaktadır” dedi.

MENGEN SOFRASI ÜZERİNDE CEMAAT SOHBETLERİ

Sanık Şentürk Çoban’ın Highway’de sohbet toplantısı yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu üzerine de “Mengen Sofrası üzerinde cemaat sohbetleri yapıldığını biliyorum. 2014’ten sonra bu toplantılara ara verildi. Şentürk Çoban’ın bu toplantılara katılıp katılmadığını bilemiyorum. Ben kendisinin örgütsel bir faaliyetine de şahit olmadım. Şirketimiz Polsan ortaklığında olduğu için Polsan iç denetçileri tarafından sürekli denetlenmekteydi. Yine 17-25 Aralık sürecinden sonra da sürekli denetlendi. Kayıt dışı bir tek liranın dahi başka yere devrine dair tespit yoktur. Terörü finanse ettiğimiz iddiası dolayısıyla kesinlikle doğru değildir” dedi.

Mehmet Tokmak

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben vatan sevgisiyle yetiştirilen biriyim. Hain darbe girişimini lanetliyorum. Bugüne kadar bu tarz bir terör eylemini destekleyecek hareketim olmadı. Tema Vakfı temsilcisi ve Unicef destekçisiyim. Uzun süreden beri bir makarna fabrikasında çalışıyorum. Gıda mühendisiyim. Aynı zamanda denetleme faaliyeti yapan bir firmada esnek zamanlı çalışmaktayım. Yine aynı zamanda bakım ve sağlık ürünleri satan bir firmanın temsilcisi olarak ürün pazarlamaktayım. Hakkımdaki suçlamalara cevap vermek isterim.

ARABA İÇİN ALDIĞIM KREDİYİ BANKASYA’YA YATIRDIM

Benim birden fazla bankada hesabım bulunmaktadır. 2007’de Bankasya’da mevduat hesabı açtırmıştım. Kullandığım aracı değiştirmek için girişimim oldu. Araç alacağım şahısla anlaşmamıza rağmen sonra vazgeçti. Ben de Garanti Bankası’ndan almış olduğum krediyi bu nedenle 2014 Şubat’ta Bankasya hesabıma yatırdım. Zaman zaman ihtiyacım olunca çektim. Ekim 2014’teki artışa kayınbiraderim tarafından yapılan havale neden oldu. Ben kredi çekip borçlarını ödemesi için kendisine vermiştim. Taksitlerle ödemekteydi. Eline toplu para geçince de bu tarihte hesabıma aktardı. Artış bundan kaynaklıdır. Mayıs 2014 tarihli 125 Euro para denetim şirketindeki faaliyetim nedeniyle ücret olarak verilen paradır. Bankayı desteklemek amacıyla talimat doğrultusunda para yatırdığım iddiasını hiçbir şekilde kabul etmiyorum.

DEVREMÜLK ALMAK İSTEDİM, VAZGEÇTİM

Sanıklardan Yavuz Selim Alcı arkadaşımdır. Kendisini Narven’de çalıştığı için tanırım. Bana devremülk satışı konusunda talebi olmuştu. Kabul edip 800 TL avans vermiştim. Fakat eşim razı olmayınca Yavuz Selim 600 ve 200 TL eft ile gönderdi. İşlemler buna ilişkindir. Ertuğrul Fatih Tıraş benden bakım ve sağlık ürünleri istemişti. Daha sonra vazgeçti. Ben de verdiği parayı kendisine iade ettim. 220 TL’lik havale bu kapsamda yapılmıştır. Selim Yaman isimli şahıs Telekom’da çalışmakta. Arıza nedeniyle tanışmıştık. Sonra samimi olduk. Zaman zaman benden borç para almıştır. Havaleler de bu borcun geri iadesine ilişkindir. Söz konusu hesap hareketlerimin aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

SIZINTI ABONELİĞİM YOK

Sızıntı dergisine aboneliğim hiç olmadı. 2015 yılına ait abonelik ekran çıktısını kabul etmiyorum. Adres ve telefon bilgileri bana ait. Bu bilgilerin ürün tanıtımları sırasında temin edildiğini düşünüyorum. Benim böyle bir talebim olmadı.

DERNEĞİN BİR NUMARALI ADAMI

Mehmet Tokmak “Mimar Mühendisler Derneğine üyeliğim yok. Formda imza yok. Yazı da bana ait değildir. TC kimlik numaramı ne şekilde temin edildiğini de bilmiyorum” dedi. Mahkeme Başkanı bunun üzerine “Üstelik üye numaran da 1. Derneğin 1 numaralı adamısın yani” dedi.

Tokmak, “BOSİAD’da yapılan aramada katılımcı listesine ulaşıldığı belirtilmiş. Ben proje kapsamında yurtdışı seyahati talebinde bulunmuştum. Fakat gerekli parayı temin edemeyince seyahati gerçekleştiremedim. Böyle bir projeye de katılmadım.

Oktay Güneş isimli şahsı kişisel bakım ve sağlık ürünleri pazarlamam nedeniyle tanırım. Kendisiyle 81 kez telefonda görüştüğüm belirtilmişse de adı geçen kişiyle bu sıklıkta görüşmem mümkün değil. Tanıtım için mesajlar atıyoruz. Bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu şahsın evindeki kurban himmet listesinde adımın geçmesi de bu yüzden olabilir. Ben kurbanı memlekette keserim. Bu yöndeki suçlamayı kabul etmiyorum. Suçsuzum beraatime karar verilmesini talep ediyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: