• resmi ilanlar

SİBER Suç Sözleşmesi Semineri

25/10/2008 00:00

İnternet ortamında oluşan suçların masaya yatırıldığı "Siber Suç Sözleşmesi Semineri" Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Büyük Abant Otel'de masaya yatırıldı. Seminere Avrupa Konseyi'nden yetkililer, Yargıtay üyeleri, üniversitelerin hukuk fakültelerinden uzmanlar ve çok sayıda hakim ile savcı katıldı. Seminerde Türkiye'nin 7 yıldan bu yana Avrupa Bilim Sözleşmesi'ni neden imzalamadığı ve bilişim suçlarının önüne nasıl geçileceği konularına değinildi. Seminerde Avrupa Konseyi'ne bağlı 7 ülkenin imzalamadığı sözleşmeye Türkiye'nin neden imzalamadığının gerekçeleri ve çözüm yolları tartışıldı. Avrupa Konseyi Ekonomik Suçlar Bölümü Başkanı Alexander Seger, Türkiye'nin politik bir irade göstererek sözleşmeye imza atması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu anlatan Alexander Seger, şöyle konuştu: "Türkiye'de haberleşme internet üzerinden çok fazla kullanılıyor. Yeni sözleşmeye taraf olması Türkiye açısında çok önemli. Siber suçlarla mücadele eden diğer ülkeler için de çok önemli. Bu konuyu çok önemsiyoruz. Umarım Türkiye kısa sürede bu sözleşmeyi imzalar ve mevzuat haline getirir." Türkiye'nin sözleşmeyi imzalamaması durumunda nasıl bir olumsuzluk doğacağı yönündeki soruya da Alexander Seger, şöyle karşılık verdi: "Amacımız bu sözleşmeye olabildiğince ülkeyi taraf yapmak. Sadece konsey üyeleri değil, Afrika'da bulunan Nijerya'dan birçok ülkenin bu sözleşmeye taraf olmasını sağlamak için çalışıyoruz. Afrika'da bize sürekli soruyorlar. Türkiye gibi bir Avrupa ülkesinin neden bu sözleşmeye taraf olmadığını merak ediyorlar. Türkiye'de özel olarak işlenen bir bilişim suçu yok. Sonuçta Türkiye'de bilgi ve haberleşme sistemi çok kullanıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bu sözleşmeye taraf olması özellikle politik bir iradenin sergilenmesi için çok önemli. Gösterilecek kararlılık Türkiye'nin bu suçlarla mücadelesindeki samimiyetini ortaya koyacaktır." Bilişim Suçlarına bakan Yargıtay 11'inci Ceza Dairesi Üyesi Kubilay Taşdemir ise, konuyu farklı açıdan değerlendirdi. Bu sempozyumun ileride yansımalarının görüleceğini belirten Taşdemir, şöyle konuştu: "Bu konuların tartışılarak iç hukuktaki değişikliklerin giderilmesi gerekiyor. İç hukukta bilişim suçları yeni bir suç. Bu suç şeklinin 10 yıl kadar geçmişi var. İlk defa 1997 yılında iç hukukun bir parçası haline geldi. Bu suçlar daha sonra kanun maddeleri daha sonra ayrıntılı hale getirildi. Yeni TCK kapsamında kredi kartları ile ilgili düzenlemeler bilişim suçları kapsamına girdi. Dünyada giderek yeni suç türleri ve yöntemler artış gösteriyor. Türkiye'de inanılmaz ölçüde genişledi. Bununla mücadele için yeni düzenlemelere ihtiyaç var." Suç işleme yöntemlerinin çeşitlilik kazandığını anlatan Taşdemir, sözlerine şöyle devam etti: "Mutlak suretle bu suçlarla mücadele için etkin yöntem izlememiz lazım. Komisyonlar aracılığıyla takip etmeliyiz. İç hukukta mutlak suretle suç işlemenin karşılığı olarak maddeler konuldu. Başarılı çalışmalar yapıldı. Bir takım eksiklikler var. Mutlak suretle düzenlenmesi gerekiyor. En çok bilişim suçlarında kredi kartları ile ilgili suç yoğunlukla önümüze geliyor. Şu an düzenleme ihtiyacı karşılıyor." Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ali Kemal Yıldız da, Türkiye'nin sözleşmeyi imzalamamasının bazı endişelerden kaynaklandığını söyledi. Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi olmasına rağmen siber suç sözleşmesini imzalamayan 6 ülkeden biri olduğunu anlatan Yıldız, şöyle konuştu: "Türkiye bazı şeylerden endişe duyuyor olabilir. Türkiye, parça parça bu sözleşmeyi iç hukukuna aktarmaya çalışıyor. Ceza hukukumuzda yer alan bu maddelerin bir kısmı kanun maddelerine aktarıldı. Siber suç sözleşmesi Türkiye'de çok ihmal edildi. Türkiye, bir an önce sözleşmeyi onaylayıp iç hukukuna paralel düzenleme yapmalı. Bizim kanunlarımız bu konuda yeterli değil. Kesinlikle uluslararası işbirliğine gidilmeli."
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: