• resmi ilanlar

MAHREM İMAMIN ADINI “GARSON” VERMİŞ

05/10/2017 11:00

Emniyetin Mahrem İmamı Olarak Yargılanıyor

Bolu’da emniyetin mahrem imamı olduğu iddia edilen ve Bolu’da öğretmenlik yaptıktan sonra KHK ile ihraç edilen Mücahit Efendioğlu, Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. Efendioğlu’nun adını Türkiye’de 198 mahrem imamın adını veren ve etkin pişmanlıktan faydalanan, kendinin de bir mahrem imam olduğunu söyleyen “Garson” kod adlı gizli tanığın verdiği anlaşıldı.

 

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

Bolu’da emniyetin mahrem imamı olduğu iddia edilen ve Bolu’da öğretmenlik yaptıktan sonra KHK ile ihraç edilen Mücahit Efendioğlu, hakkındaki iddiaları reddetti. Örgüt kurma ve yönetme suçlamasıyla Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ses ve Görüntülü İletişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla kaldığı Silivri Cezaevi’nden savunma yapan Efendioğlu, Garson kod adlı gizli tanığın ifadeleri doğrultusunda tutuklandığını söyledi.

Garson kod adlı gizli tanığın kendisinin de mahrem imam olduğunu söyleyerek bir cd sunduğu ve mahrem imamlar hakkında bilgi verdiği, Emniyetten sorumlu Bolu’nun mahrem imamının dakendisi olduğu iddiaları Mücahit Efendioğlu’na hatırlatıldı.

“MÜNECCİM GİBİ DAVRANAMAMAKTAN DOLAYI SUÇLANIYORUM”

Efendioğlu savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben İstanbul ÜniversitesiTarih bölümünden mezun oldum. 2 yıl Güneşli’de ücretli öğretmen olarak görev yaptım. Ücretin tatmin etmemesi nedeniyle değişik dershanelere başvurdum. 2004’te Çemberlitaş’ta bulunan Fem Dershanesi tarafından kabul edildim ve burada çalışmaya başladım. Benim örgüte müzahir dershane ve okullarda çalışmış olmam suçlamaya dayanak yapılmış. Fakat bu iddianın hakkaniyetten uzak olduğunu düşünüyorum. Zira devletin tüm erkanının zamanında destek verdiği bu kurumların bir tarihten sonra suç örgütü olarak görüleceğini bilmedim. Ben bunu görememekten, tabir-i caizse müneccim gibi davranamamaktan dolayı suçlanıyorum.  Bunu hakkaniyetli bulmadığımı belirtmek istiyorum.

“O DÖNEM ÖRGÜT YAPILANMASI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”

Benim bir vatandaş olarak bu yapı ve dershanenin bir terör örgütü olabileceği bilgisine ulaşmam mümkün değildir. Eğer birileri söz konusu yapının terör örgütü olduğunu bilmekteyse devlet veya ilgili kurum yada kişiler bizi uyarmamıştır. Bu hususun suçlama bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Devlet vatandaşına tuzak kuramaz kanaatindeyim. O dönem bunun bir örgüt yapılanması olduğunu bilmiyordum. O dönem çalıştığım yerin valisi, belediye başkanı ve milletvekillerinin çocuklarını bu yapıya ait okullara gönderdiğini biliyordum. O zaman vali, belediye başkanı ve milletvekilleri de örgüte finansal destek vermekle suçlanacaktır? Devletin istihbarat teşkilatının zamanında ortaya çıkaramadığı terör örgütünü benim bilmem nasıl beklenebilir? Benim çalıştığım dönemlerde bir terör örgütü olarak nitelenmeyen ve terör faaliyeti olarak görülmeyen okullarda, işçi sıfatıyla çalışıyor olmamın suç olarak görülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Dershanedeki hangi faaliyetimin suç olarak görüldüğü de iddianamede açıklanmamıştır. Açıkçası ders anlatmanın mı, okula gitmenin mi, çalışmanın mı suç olduğu belirtilmediğinden ben hangi faaliyet nedeniyle terör suçlusu olarak görüldüğümü bilmemekteyim. Bu sebeple bu yapıya müzahir okul ve dershanelerde hakkımdaki suçlamaya dayanak yapılmasını kabuletmiyorum.

“GİZLİ TANIK SUÇ İŞLEMEKTEDİR”

Dosyaya sunulan evrak içeriklerindeki Garson isimli gizli tanığın beyanı ve soruşturma dosyasına sunduğu dijital materyallerindeki bilgiler hakkımdaki suçlamaya dayanak yapılmıştır. Söz konusu dijital materyallerdeki bilgilerin bilgi notu niteliğindeolduğu ve ceza kovuşturmasına esas alınmayacağını belirtmek isterim. Getiren kişinin ikrarından örgüt üyesi olduğu ve etkin pişmanlık gösterdiği anlaşılmaktadır. Ben örgütüyesiolmadığımı iddia etmekteyim dolayısıyla bu kişinin beyanlarının hakkımda suçlamaya delil teşkiletmesini kabul etmiyorum. Bu bilgiler kanuna aykırı olarak yürütülmüş ve dijital materyallerdeki bilgilerin özel bilgiler olmadığını belirtmek isterim. Bilgi notunda adım soyadım ve son çalıştığım iki yer yazmaktadır. Bu bilgilere herhangi bir yerden ulaşmak mümkündür. Şahsi bilgilerimi kişi güvenliği hakkımı ihlal ederek temin eden gizli tanık, suç işlemektedir. Suç teşkil edilen eylemle ortaya konulan delillere itibar edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu bilgilerle daha sonra oynandığı kanaatindeyim.

“KATİL YA DA HIRSIZ YAZSAYDI BUGÜN CİNAYET YADA HIRSIZLIKTAN MI YARGILANACAKTIM”

Bu nedenle bilgilerin ne zaman oluşturulduğu daha sonra müdahale edilip edilmediği, itibara değer olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmaksızın soruşturmaya dayanak yapılması doğru değildir. Garson isimli şahıs verdiği listedeki isimlerin çoğunu tanımamaktadır. Ben de listedeki isimlerin çoğunu tanımıyorum.  Böyle bir dijital materyali sıradan herkes hazırlayabilir kanaatindeyim. Kaldı ki bu materyalde benim var olduğu iddia edilen örgütün hiyerarşik bakımdan neresinde yer aldığım, kimleri yönettiğim ve kimlerden emir aldığıma ilişkin delil de yoktur. Bu haliyle tutuklamaya yeter delil teşkil etmediği ortadadır. Eğer o dijital materyalde benim için katil ya da hırsız yazsaydı ben bugün cinayet yada hırsızlıktan mı yargılanacaktım?

“MAHREM BİR DURUMUM BULUNMAMAKTADIR”

Materyal içeresinde benim bir kod adımdan bahsedilmiş fakat benim bahsedilen kod adımı çevremde bilen bulunmamaktadır. Haftanın 6 günü yoğun çalışan hatta sabah 8’den akşam 19’a kadar haftada 6 gün olacak şekilde mesai harcayan biri olarak bu terör faaliyetleri içerisine girdiğim iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu iddiaların tutuklamaya yeter delil teşkil etmediği ortadadır. Ben 10 yıldır aynı GSM hattımı kullanmaktayım. Adresim bellidir. Darbe teşebbüsü sonrasında da adres ve telefonumu değiştirmedim. Mahrem bir durumum bulunmamaktadır. Bu şekilde kamuya mal olmuş şekilde yaşayan biri olarak yaşantımı devam ettiriyor olmama rağmen gizli tanığın benim mahrem imam olduğuma yönelik beyanları somut durumumla çelişmektedir.

“ÖRGÜTÜN ELEMANI OLSAYDIM ÖRGÜT BENİ EN AZINDAN MEMUR YAPARDI”

Mahrem imamların çoğunlukla devlet memurları arasından seçildiği belirtilmiş. Ben KPSS’yi kazanamadım. Eğer örgütün elemanı olsaydım örgüt beni en azından memur yapardı. Bunlara rağmen verilmiş olan tutuklama kararı ağır ve ölçüsüzdür. Eşim üniversite öğrencisidir. 4 yaşında çocuğum bulunmaktadır. Tutuklanmam nedeniyle çocuğumda öğrenim geriliği başlamıştır. Ailem bana muhtaçtır. Tutuklama bu nedenle amacını aşmıştır. Kaçma ve saklanma şüphem yoktur. Tutuksuz yargılanmayı ve yargılama sonunda da beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.”

“BOLU’DAKİ OKULUN ÖRGÜTE MÜZAHİR OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”

Savunmanın ardından Mahkeme başkanı örgütün dershane ve okullarında işçi sıfatıyla çalışan kişilerin sanki memur gibi değişik illere atandığını, kendisinin Çemberlitaş’tan önce Düzce ve sonra Bolu iline hangi sebeple geldiğini sordu.

Sanık “İstanbul’da yaşamak istememekteydim. Bu nedenle İstanbul çevresindeki illerde iş aradım. Önce Düzce’deki dershaneye başladım. 2015 sonrası oradan ayrılınca Bolu’daki okulda iş buldum. Bu okulun örgüte müzahir olduğunu bilmiyordum. Benim il değiştirmemdeörgütün telkini, tavsiyesi veya tasarrufu bulunmamaktadır” dedi.

GİZLİ TANIK GİZLENEREK DİNLENECEK

 

Durulma sonunda gizli tanığın ses ve görüntüsünün değiştirilerek, tanık olarak dinlenilmesine karar verildi. Aynı zamanda Emniyette görevli FETO/PDY soruşturması kapsamında kovuşturma icra edilen dava dosyası ile Efendioğlu’nun dosyasının bağlantılı olup olmadığının tespit edilmesi kararlaştırıldı. Duruşma 21 Kasım 2017 tarihine ertelendi. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: