• resmi ilanlar

Öğrenmenin yaşı yoktur

28/02/2019 11:00

EMEKLİLER BURADA İNGİLİZCE ÖĞRENİYOR

 

Bolu Valiliği’ne bağlı olarak faaliyetlerine devam eden ve yaşları 50 – 65 arasında değişen Yaşlı Sağlığı Merkezi’nin üyeleri, öğretmen yardımı ile İngilizce öğreniyor.

Haber: Erol DEĞİRMENCİ / Fatma Erarslan

Bolu Valiliği’ne bağlı olan Yaşlı Sağlığı Merkezi’nin yaşları 50 – 65 arasında değişen üyeleri, İngilizce öğrenerek hayattan keyif alıyor. Türkiye’de sadece Bolu’da yapılan bu uygulamada yaşlılar, bir İngilizce Kursu’nun yardımıyla 15 kişilik sınıfta yabancı dil öğreniyor.

Kurs öğretmenlerinden Gürhan Dikmen, İngilizce öğrenmek için gelen yaşlıların çok istekli olduğunu ve gayet iyi gittikleri söyleyerek, “Resmi olarak 17 öğrencimiz var. Derslerimiz çok rahat oluyor çünkü herkes çok istekli. Tabi sosyallik anlamında da onlar için çok güzel bir şey bu. Herkes çok istekli olduğu zaman tabi biz öğretmenler için de basit oluyor bu. Yani bir konu verdiğimizde hepsi birden eğlenceli bir şekilde bunu öğrenmeye çalışıyor. Burada oyunlar oynuyoruz, hiç kimse şunu söylemiyor ‘Ben bu oyuna katılmak istemiyorum’ gibi tepkilerle karşılaşmıyoruz ve herkes çok güzel eğlenerek, çok isteyerek, kararlılıkla bunu öğreniyor. Gayet de iyi gidiyoruz” dedi.

“NEGATİF BİR DURUM YAŞANMADI”

Yaş faktörünün etkili olmadığını ve negatif bir durum yaşanmadığının altını çizen Dikmen, “Yaş faktörünün dil öğrenmeyi engellediğini bu sınıfta görmedim. Yani negatif bir durum oluşmadı sınıfta. Öğrencilerimize ilk adımda gündelik hayatta, hayatta kalma İngilizcesi dediğimiz İngilizceyi öğretiyoruz. Tabi bu süreç ilerledikçe daha zor seviyelere daha zor konulara girilecek öğrenilecek tabi ki” ifadelerini kullandı.

“ÇOK TALEP VAR”

Kursun öğrencisi olan 59 yaşındaki emekli Muzaffer Gökyıldız, kurs için üyelerden yoğun bir talep olduğunu fakat fiziki şartların yetersizliği yüzünden 15 kişi ile sınırlı kaldıklarını söyleyerek, “8 yıldır Bolu Yaşlı Sağlığı Merkezi’nde gönüllü olarak katılımcıyım. Arkadaşlarımın her sabah kalkıp bir yere gittiklerini gördüm. Nereye gidiyorsunuz diye sordum, spora, yürüyüşe gittiklerini söylediler. Emekli olduktan sonra ben de yapacak bir şey bulamadım ben de gideyim dedim. Spordan sonra pilates başladı, boyama kursları başladı, İngilizce kursları başladı. Halk Eğitim’de başladık ilk etapta. Ondan sonra mesela spor yapıp sporla şeker ilaçlarını yarı yarıya düşüren, tansiyon ilacını hiç kullanmayan ya da yarı yarıya düşüren böyle daha sağlıklı yaşayan arkadaşlarımız oldu. Böyle bir şeyi görünce bu bizi teşvik etti. Dolayısıyla Yaşlı Sağlığı merkezinin faaliyetlerine katılır olduk. Bu arada da Cathy Hanım’la tanıştık. O da sportmen bir bayan. Bir gün spor yaparken kurs sahibi olan Cathy hanıma bize İngilizce öğrenmemiz konusunda yardım olup olamayacağını sorduk. O da gayet olumlu baktı. Aradan zaman geçtikten sonra bize şartlarını oluşturduve kursa başlayabiliriz dedi. Biz de kendi arkadaşlarımızdan istekli olanları bulduk. Çok istekli olanlar var ama sınıf şartları, fiziki şartları 14-15 kişilik. Bu kadarla sınırlayabildik. Çok talep var aslında ama fiziki şartlar yeterli olmadığı için ilk etapta 15 kişi ile başladık” dedi.

“ALZHEİMER, BUNAMA DENEN İLLET BİZE DAHA GEÇ GELSİN DİYE DİL KURSU DÜŞÜNDÜK”

Kendilerine Alzheimer, bunama gibi hastalıkların daha geç gelmesi için bu kursu düşündüklerini belirten Gökyıldız, “Biz bu işe başlarken sporla başlamıştık. Sporla artık belli bir şeyleri kazanmaya başladık. Emsalimiz, arkadaşlarımız kahveden, lokantadan çıkmaz iken biz spor yapıyorduk. Şimdi bu spor, pilates sadece vücuda yönelik ondan sonra bir düşündük araştırdık beynimizi de çalıştırmamız gerekiyor. Bunun için ne yapabiliriz dedik bunun en iyi yolu dil öğrenmek. Mesela ben son üç yıla kadar İngilizcenin i’sini bilmiyordum. Ben ortaokulda lisede üniversitede hep Fransızca okudum. Ama buranın vasıtasıyla İngilizce öğrenmeye başladım. Arkadaşlarımız bildiklerini takviye etmeye başladılar böyle böyle geliştirdik ki Alzheimer, bunama denen illet bize daha geç gelsin diye dil kursu düşündük. Bu kursun özelliği şu çok interaktif ortam var hocalar ellerinden geldiği kadar İngilizce konuşarak Türkçe konuşmamaya gayret ederek bu da bizim daha çabuk öğrenmemizi sağlıyor. Hep katılımcı olduğumuz için hep bizi de coşkulandırıyor yüreklendiriyor. Biz de elimizden geldiğince daha çok katılmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

“MUTLUYUZ”

Kursun diğer bir öğrencisi olan 67 yaşındaki emekli öğretmen Kadriye Derici ise dil öğrendikleri için mutlu olduğunu ifade ederek, “Ben emekli öğretmenim. Ortaokulun bir İngilizcesi vardı. Bu da pek tutmadı. Bir iki şey aklımda kaldı tabi ki. Bu arada bir Almanya’ya gidiş gelişim oldu. Bu sırada çeşitli ülkelerden gelmiş kişilerle beraber Almanca kursu aldım. Buna zaten bir hevesim vardı. Burada ise bir İngilizce öğretmenimiz oldu ve bu da beni daha çok heveslendirdi. Buradaki öğretmenimiz torunumuz yaşında. Dolayısı ile bize bir şeyler anlatırken zorlanıyor, bazen telaffuzlar da zorlanabiliyoruz. Bu yaştan sonra öğrenmemiz de biraz zor fakat mücadele ediyoruz. Mutluyuz. Fakat şu dilin yoksunluğunu yurt dışına gittiğimiz de anladık. Polonya’ya gittiğimiz de 21 gün kaldık. Üniversitelilerle diyalog halindeydik. Bizi misafir ettiler. Biz Türk milleti olarak kendimizde İngilizcenin yaygın olmayışının çok yoksunluğunu çektik. Elimizde sözlüğümüz, bazen vücut dilimiz ile anlaşmaya çalıştık. Bu şeyler bizi bir dil öğrenmeye daha çok itti. Belki bir gün lazım. Bunlar bizim için mutluluk verici şeyler” diye konuştu.

“BUNLAR YAŞAMA BAĞLIYOR”

Çevrelerinden hem olumlu hem olumsuz tepkiler aldıklarını söyleyen Derici, böyle aktivitelerin kendilerini yaşama bağladığını söyleyerek, “Biz bunun kritiğini çok yapıyoruz. Günümüz var mesela, ben bunu ‘İngilizce kursum var’ diyerek erteliyorum. ‘Nasıl olur? Bu yaştan sonra İngilizce mi öğreniyorsunuz?’ diyorlar. Biz buraya zevkle, isteyerek geliyoruz. Artı burada belirli bir arkadaş grubumuz var. Burada aile gibiyiz. Yürüyüş grubumuzda, sabahleyin herkes yatağında uyurken birbirimizle konuşurken, hayattan zevk alıyoruz. Herkes sabah kalktığında gazete mi okusam, kahve mi içsem derken biz harıl harıl yürüyoruz. Bunlar yaşama bağlıyor bizi. Çevremizden olumlu tepkiler de oluyoruz. ‘Bu yaştan sonra ne güzel işlerle uğraşıyorsunuz’ diyerek bizi tebrik edenler oluyor. ‘Bu yaştan sonra ayağımız zaten çukurda, bir de İngilizce mi çalışacağız’ diye tepkiler de alıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: