• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

BOLU MEDYA AKTÖRLERİNDEN AB SÜRECİ 4.Bölüm

14.01.2016 00:15:08

-Proje kapsamında gittiğiniz Avrupa gezinizde gözlemlediklerinizi ve bu bağlamda oluşan düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?

Bolu Basınından, Gazeteci Mehmet Korkusuz: Avrupa’ya İVME Projesiyle ilk defa gitme fırsatım oldu. Gezdiğimiz ülkelerle doğal olarak ülkemizi kıyaslama imkânımız oldu ve eksikliklerimizi gördüm. Beni en çok etkileyenlerden birisi de Bolu’da uygulanmak istenen ve henüz tam olarak hayata geçirilemeyen  “Önce Yaya Projesi.” Bunun Avrupa’da yıllar önce hayata geçtiğine bizzat şahit oldum. Orada, arkadaşlarla trafiğe çıktığımızda ve kaldırımdan asfalta ayak bastığımızda, tüm trafiğin defalarca kilitlendiğini gördük. İnsan hayatına duyulan muhteşem bir değer ve saygı var. Orada ki medyanın çalışma ortamlarını gözlemleme imkânımız oldu. Avrupa kültürü ile ülkemizde ki kültürü kıyasladığımızda, bana göre Türkiye’de ki kültür daha çok zengin. Avrupa’ya göre çeşitliliklerimize baktığımızda, biz bu çeşitlileri koruyabilmişiz. Avrupa’da tek düze bir toplum oluşturulmuş. Bizdeki farklılıklar hala hâkim. Bu bence bizim ülkemiz açısından bir zenginlik. Farklıda olsa kültürlerimizi yaşayabiliyoruz. Daha renkli bir toplumuz. Birde mimari açıdan etkileyici eserlerle karşılaştık. Yıllar önce yapılmış eserlerin hala günümüzde yaşatılması için çok büyük çaba harcanıyor. Bu beni oldukça etkileyen unsurlardan birisiydi.

-Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız ve oralarda kurulmuş Türkiye’de ki illere ait derneklerin çalışmaları ile ilgili gözlemlerinizi paylaşabilir misiniz?

Bolu Basınından, Gazeteci Mehmet Korkusuz: Beni üzen bir başka neden de Avrupa’da yaşayan Türklerin yavaş yavaş Türkiye ile ilişkilerinin artık kuşaktan kuşağa azalmaya yüz tuttuğunu, kopma noktasına geldiğini gözlemlemem oldu. Çoğu tanıştığımız gençlerden, yıllardır Türkiye’ye gelmediklerini duyduk. Bizi görünce sevindiler, mutlu oldular ancak bu ifadeleri de kullandılar. Almanya Hannover kentinde, bizi Bolulular Derneği karşıladı sağ olsunlar ve misafir ettiler. Hemşerilerimizi görmek çok güzeldi ve bizi sevindirmişti bu durum. Yani örgütlenme var ama bence bölünmüşlük iyi değil. Ayrı iller olarak değil de Türklerin hepsini alan bir kuruluş gibi Türklüğün çatısı altında olabilir mesela bu birliktelik.

-AB Konularında Medya Kapasitesinin Artırılması amaçlı ‘IVME’ Projesinin Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda düzenlenen kapanış toplantısında, Bolumuzun değerli basın mensupları duygu ve düşüncelerini paylaştıkları bu bölümü sizlere aktarıyorum.

Projenin Koordinatörü Ferah Özer: Medya etkinliklerinin Avrupa birliği konularında ki bilgilerinizin farkındalıklarınızın artırılarak bunları tabii ki kamuoyu bilincinin artırılması vasıtası ile halka anlatılması amacıyla bu proje gerçekleşti. Ulusal ve yerel medya konusunda, deneyimli kişilerin katılımlarıyla eğitim programları yapıldı. Yurtdışı faaliyetlerimiz, toplu panel ve sunumlarımız yapıldı. Brüksel ve Almanya Hannover’de ki ortaklarımızla sürdürülebilir diyalog paylaşım ve yeni iş birlikleri için kapılar açıldı. Bu anlamda da hepimizin önemli farkındalıklar ve önemli farkları gördüğümüzü düşünüyoruz. Son bir yılda özellikle yerel basında, Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’nin ne konumda olduğu yönünde haber, makale gibi yazılarda ciddi bir artış görüldü. Tabi ki yurtdışında ki ortaklarla sürdürülebilir diyalog sayesinde, buraya gelen konuklar ve bizlerin ziyaretlerimiz kapsamında oluşturulan işbirlikleri çerçevesinde çalışma sendikaları olsun, Brüksel’de ki gerçekleştirdiğimiz faaliyetler olsun, ciddi anlamda bir sonraki projeler için iş birliği sağlama imkânı sundu. Bu da zaten hedeflenen şıklardan bir tanesiydi. Sonuç olarak daha nitelikli daha bilgili ve Avrupa Birliği süreçleri konusunda farkındalığı yüksek bir yerel basın oluştu. Bu eğitimler ve faaliyetler kapsamında kişisel gelişime de ben ciddi katkılar sağladığını düşünüyorum.

Bolu Basınından, Köşe Yazarı Muharrem Demirel: 52 yaşımda Avrupa gördüm ve orada bir şey ifade ettim. Çok güzel bir şiir var. “Biz öyle bir millet, öyle bir milletmişiz, gelmişiz dünyaya, medeniyet nedir öğretmişiz.” Biz bunu Osmanlı döneminde yaşamışız ama oraya gittiğimizde Avrupa’da da gördük ki biz çok geride kalmışız. Orada basın var, orada gazeteler var, orada televizyonlar var, apartmanlar var, kiliseler var bizim burada da camiler var. Ama bir tek şeyi gördüm insan ve eğitim. Bir ülkenin her anlamda kalkınmasının ana temeli eğitim.

Bolu Basınından, Köşe Yazarı Mustafa cop: Gittik geldik, yedik içtik, gördük ama dostlukların perçinlenmesiydi önemli olan. Yaş 60-70 ilerliyor, aynı dostluklarla aynı gençlerle daha iyi yolculuklar bekliyoruz. Ama yolculuğun en önemli tarafı biz orada gördüklerimizi Bolu’ya daha fazla vermeliyiz. Bolu da bizim yazdıklarımızı daha fazla okuyup daha fazla bir şeyler yapmalı. Belçika, çikolata kenti ve biz buradan giderken çikolata götürdük. Bolulular daha fazla bir şeyler, daha fazla hediyelikler yapılsın ki gelenlere ve bizlerde gittiğimizde onlara sunabilelim.  

Bolu Basınından, Spor Yazarı Serkan Erkan: Güzel bir Avrupa seyahati oldu. Tabi bunun yanında eğitim daha önce geliyor. Çünkü görmediğiniz, yaşamadığınız olaylar vardır. Çalışma koşullarına baktığımızda, bizden ne kadar farklı olduğunu gözlemledik. Tabii ki bunları aktarma imkânımız olacak ama burada önemli olan, orada ki çizgiyi yakalayabilmek. Bunun için neler yapabiliriz? Bunun üzerine toplantılar düzenlemek lazım. Çünkü her şeyi görebiliriz, duyabiliriz ama bir anda uçar gider. Önemli olan bunu kalıcı vaziyetlere getirebilmektir. Gezmek, eğlenmek güzeldi ama neler kaptık ve bunları kimlere lanse edeceğiz? Bununda tabi toplantılar şeklinde yapılması daha faydalı olur.

Bolu Basınından, Yazı İşleri Müdürü Ertuğrul Turan: Medeniyet anlamında, bizden çok ileride olduklarını itiraf etmek gerekir. Osmanlı medeniyeti, kültürlerarası diyalog konusunda, Türk milletinin ilerlemişliği konusunda, maalesef çok geride kalmış. Avrupa birtakım şeyleri çok önceden aşmış ve maalesef bizden çok yıllar öndeler. Bu anlamda, bu farkı kapatma yönteminin, Avrupa birliği olmadığı kanaatindeyim ben. Şuna da inanıyorum ki Avrupa’nın Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Avrupa birliği içinde gerçekten ihtiyacı var. Artık Avrupa ve dünyada Türkün olmadığı bir nokta yok. Bu yüzden de ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinin genç nüfusunun Avrupa Birliğine ekonomik, siyasal ve sosyal olarak katkı sağlayacağına inanıyorum. Avrupa’da ki Türk algısını da yıkmak anlamında değerli bir gezi olduğunu düşünüyorum.

Medyalog ve BGC ile düşüncelerini, görüşlerini bizlerle paylaşan çok değerli Bolu Basın Mensuplarımıza,  teşekkürlerimi sunuyorum.

Sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: