GÜNÜMÜZ ve SONSUZLUK

26.02.2016 00:00:02

(Engelli Erhan Gümüş, Bayırbucak Türkmenleri, Suriye, Yardım Kampanyası)

***************************************************************************************

22 Şubat 2016 günü, ABD başkanı Obama ile Rusya Federasyonu Başkanı Putin görüştü. Görüşmeleri sonrası 27 Şubat'tan geçerli olmak üzere Suriye’de ateşkes için anlaştılar.

Şu ana kadar Suriye’de ,5 milyon kişi öldü. 12 milyon insan vatanlarından göç etti. Binlerce insan denizlerde boğuldu. Şehirler yerle bir oldu.
Peki, bu tek dişi kalmış iki adam(!) daha önce neden anlaşmadılar?
İşin en acısı da, savaşı çıkaranlar, bu gün barış için anlaşıyorlar.
Peki bu iki tek dişi kalmış adamın(ların)(!) ve piyonlarının maksatları vardı.
Rusya Federasyonu, eski emperyalist yapısına tekrar bilinçli olarak kavuşma mücadelesindedir. Hiçbir varlığı olmadığı Akdeniz’de de güç sahibi olduğunu dünyaya oldu-bitti ile kabul ettirdi. Rusya şimdi, Suriye’de kök salarak yayılmacılığın öncülüğünü yapacaktır. Karadeniz ve Akdeniz’de Rusya Federasyonu varlığı kabul ettirmek çabasındandır. Bu durum, Türkiye için se ciddi bir tehdittir. Rusya kendi İç politikasına da yatırım yapmakta, isyan noktasındaki kamuoyunu susturabilmek adına da bu role soyunmaktadır.
Ayrıca buna gerekçe olarak, ABD’nin, İsraillilerin, Ermenilerin ve Yahudilerin gizli hesap ve amaçlarına “hizmet rolünde” aktif rol alması, emperyalist yayılımcılıklarına hizmet eden stratejilerinin sonuçlarıdır. Şimdi bütün bu yayılmacığın temelindeki hedefte ele geçirmek istedikleri orta doğu petrolleri ve tehdit olarak ta bu coğrafyanın insanlarını yok etmek planları vardır. Hangi görüşten olursak olalım, bu gerçekler etrafında bir ve beraber olmalıyız. Bu günlerde Rusya’nın Ermenistan’a destek olarak, Karabağ’a asker ve silah gönderilmesi tesadüf olabilir mi?
İran’ın Basra, İskenderun Körfezi arasındaki hatta yerleşme politikaları devam etmektedir. İran’ın Rusya ile ittifakı ve birlikte hareket etmeleri yenilir yutulur değildir.
Bu gün itibariyle, Suriyeliler beş yıldır kan kusuyor.
Umarız barış sürecinde taraflar samimi olmasını dileriz, ama zaten bütün vahşi kartlar da masa etrafında ortaya sürülecektir.. Şimdide masa da oyunları başlayacaktır.
***
ABD, Suriye’de dört ele sarıldığı YPG nin, terörist olmadığını, PKK ile bağlarının bulunmadığını iddia etse de, YPG, Türkiye’den Suriye de darbe üzerine darbe alınca, ABD’nin tutunacak dalı kalmayınca, Rusya Federasyonunu aramak zorunda kaldı. Şimdilik ortak menfaatleri gereği ateş kes kararını aldılar.
PYD/YPG'nin terör örgütüdür. Ankara’da hain patlama sonrası bu olayı gerçekleştirenlerin YPG üyesi olduklarını bulması, çok kısa sürede faillerinin bulunup açıklaması, ABD, dünyada köşeye fena sıkıştırdı. Avrupa Birliği olayı dikkatle izliyor.
Ankara’daki terör saldırısı sonrası, faillerin bulunmasını hiç kimse hesap etmemişti.
Burada MİT’in ve Emniyetin inanılmaz dünya çapında büyük bir başarısı mevcuttur.
***
Suriye’ye, dünyanın en uzak yerlerinden hava, deniz yoluyla gelen, silahlı güçlerin, oralarda varlıklarıyla hak iddia etmesinin izahının temel esprisi, “sömürgecilik, emperyalizm ve Orta doğuyu sömürebilmek adına Büyük İsrail politikalarını sürdürebilme kavgasındadırlar.
***
Bu olaylar uyuşuk ve kapalı kutu bazı İslam devletlerindeki grupları ve kamuoyunu, tehlikenin kapılarına geldiğini fark etmeleri, Araplarında uyanışına ve biz neler yaparız sorusunu sormalarına sebep olduğunu, memnuniyet verici olarak görmekteyiz.
Yeni oluşumlara gebe bir dünyada Türkiye, liderlik özelliklerini sürdürmelidir

***
Suriye de bizim ırkımızdan, akrabalarımızdan, Osmanlıdan kalan Müslüman kardeşlerimiz vardır. Hele Bayır Bucak Türkmenleri bizim kendi has insanlarımızdır.
O insanların elinden ciddi manada tuttuk. Tutmaya da devam edeceğiz.
İlk etapta beslenmelerine devam ederken, üzerlerin de oynanan oyunlara da müsaade etmeyeceğiz, etmemeliyiz.
***
Bu gün Bayır Bucak Türkmenlerine giden TIR ların önünün, neden ve kimler tarafından kesilmek istediğinin nedenleri, bu gün acı olarak daha çok düşündürüyor. 16 Büyük Devlet Kuran Türklerin, hep öncelikle içeriden yıkılması da tesadüf değildir.
****
Bayır Bucak Türkmenlerine giden yardım tırlarımız her gidişinde, oraya umut, kardeşlik ve Allahüteala’nın rızası da gitmektedir. Ensar-Muhacir (2015-2016’da) kardeşliği iyiden iyiye yeşermiştir.
Oradaki kardeşlerimizi her şartta ve zeminde desteklemeliyiz. Bu arada Manevi sınırlarımız çok genişlemiştir. Orta Asya’da, Afrika’da ve dünyada, tarihteki Osmanlı ve şimdiki Genç Türkiye Cumhuriyeti daha çok merak edilmektedir.
***
Bu zor zamanlarda Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Bayır Bucak Türkmenlerine düzenlediği yardım Kampanyası okullarımızda ve vatandaşlarımızın gönüllerinde bütün hızıyla huzurla devam etmektedir. Geçen haftaki yazımızda ayrıntılarıyla belirtsek te, bir kere daha ifade edelim.
http://bolu.meb.gov.tr/www/bayir-bucak-sizinleyiz-projemizi-baslattik/icerik/907
Çocuklarımızın, sizlerin ve bizlerin dualarına da talip olalım. Çocuklarımızın duaları,
ABD’li Barack Obama’yı, Rusya Federasyonlu Vladimir Putin'i ve diğer piyonlarını, diğer hainleri yerle bir edecek hiç kimsede bulunmayan gerçek silahlarımızdır.
Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi vessellem” buyuruyor:
“Dua, müminin silahıdır.”
Bu emanetimizi, silahımızı iyi kullanalım.
Okullarımızda hummalı bir yardım kampanyası sürmektedir. Velilerimiz de bu yardımlara iştirak edebilir ve etmelidir.
Bu gün sağken her insanımızın bu cihadı yapması, her birimiz için farzdır.
***
Bu etkinliklerden kim ne kazanırsa kazansın! Asıl kazanan inananlar ve mazlumlar olacaktır.
Ölümse eninde sonunda bir haktır, Herkes eninde sonunda Allahüteala’ya bir bir hesap verecektir.
ENGELLİ ERHAN
İnsanlar olarak, sonsuzu anlayamıyoruz.
Sonsuz ne demek, bunu bir anlasak, yemekten içmekten kesiliriz.
Gaflet var da yiyip içebiliyoruz. Onun için gaflet ni’metdir kardeşim.
Bu gaflet olmasa, yaşayamayız.

Bir mübarek zât, bir kitâbdan okuyor.
Yazıyormuş ki: “Şu günahın cezası, bin âhiret senesi Cehennemde yanmaktır”.
Bunu okuyunca, açmış ellerini, “Yâ Rabbî, keşke ben de, bin sene yanıp sonra kurtulabilsem” demiş.

Yanındakiler şaşırınca, “Îmânsız giderseniz, o ateşte sonsuz kalacaksınız.
Ama bin sene yanacak olanda, hiç olmazsa çıkma ümidi var.
İmansız ölen için, Cehennemden çıkma ihtimali yok” buyurmuş.
***
Sonsuzu anlayamıyoruz dedik ya,
Bolu'da boğazı kesilerek vahşice öldürülen 30 yaşındaki zihinsel engelli Erhan Gümüş'ü sonsuza uğurladık. Zihinsel bu engellinin dramını sanırım çoğumuz tam anlayamadık.
Neden öldürüldüğünü de tam bilmiyoruz. Engelli bir breyi, engelsiz sandığımız üç adam öldürüyor ve de fotoğrafını cep telefonuyla çekip, aile meclisinde birlikte durum değerlendirmesi yapabiliyorlar. Cesedin başına birkaç kez gidip, garibin cesedini yok etmeye çalışıyorlarsa, yaşayan engelsiz cesetler, her yanımızda demekki..
Bakın şimdi yakalandılar. Önce bizler onları vicdanlarımızda çoktan cezalandırdık.
Herkes eninde sonunda “Sonsuza, sonsuzluğa” gitmemeye çare var mı?
Esas engel, bu milletin evlatlarına “bizi her an gören Allahütealanın olduğunu, ona mutlaka hesap vereceğimizi, bir sınavda olduğumuzu, bu dünyaya gelişimizin gayeleri olduğunun unutturulmasıdır, hakikatlerin öğrenilemesine de engel olmaktır.
Sonsuz kelimesini idrak etmeliyiz.
Sonlu kelimesini idrak etmeliyiz.
Erhan Gümüş, sonlu dünyadan acı çekerek, Sonsuza gitti.
Katilleri ise şimdiden dünya cehennemdedirler. Hele bir de kamu vicdanının azapları bu engelsiz sandığımız üç caniyi çoktan yakmaya başlamıştır bile.
Yazdıklarımızı hikâye sananlar, hikâye olarak dinleyeceklerdir.
Gerçek olduğunu da düşünenler, yararlanacaklardır..
Vahşice öldürülen 30 yaşındaki zihinsel engelli Erhan Gümüş hepimizin insanıdır. Hepimizde engelli adayıyız. Engelli her breyimiz, her insan kadar yaşama hakkına sahip olduğunu idrak edemediğimiz zaman, medeni bir insan sayılamayız.
Zihinsel engelli Erhan Gümüş'e, sonsuzlukta Allahüteala’ya uğurladık. O kurtuldu. Gümüş’ün ailesinin, sevenlerinin ve İnsanlığın başı sağolsun.
Allahüteala’nın razı olacağı İlim, amel ve ihlâs hepimizde bulunması dileklerimle ,
Sonsuza korkmadan, gülümseyerek, umutla tertemiz gidenlerden olabilmek umuduyla…