EDEBİYAT GÜNLERİ 1.Bölüm

04.04.2016 00:00:02

Duyguların, hayallerin, yaşanan olayların, kültürel değerlerin, düşünce ve görüşlerin estetik kurallar çerçevesinde yazarak, söyleyerek sunulduğu bir sanat olan edebiyat; geçmişi geleceğe, geleceği de bugüne taşıma özelliği açısından aynı zamanda bilimle de ilişkilidir.

“İnsan topluluklarının gelişmesi, her şeyden önce dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır.” demiş Namık Kemal.

Yurt dışında yaşayan, dilimize, kültürümüze, dinimize, geleneklerimize sahip çıkmaya çalışan, oralarda bunun için uğraşan vatandaşlarımızı görmek tabii ki bizleri de burada mutlu kılıyor. Almanya’da yaşayan, Türkçemizi, dilimizi geliştirmek, korumak, yaygınlaştırmak adına edebiyatçıları, şair ve yazarları bir araya getiren projenin mimarı, Bolu Seben doğumlu gazeteci yazar Seyfi Alp Bey bu haftaki köşemin konuğu. Şu ana kadar 5.si yapılan ve gittikçe genişleyerek büyüyen “Edebiyat Günleri” projesi hakkındaki sunduğu bilgileri bende sizlerle paylaşıyorum bu yazı dizimde.

-Edebiyat Günleri Projesinin doğuşu ne şekilde oldu? Bu projenin oluşmasında sizi etkileyen bir etmen oldu mu? Bu projenin önemini ve hayata geçirmeye nasıl karar verdiğinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Seyfi Alp: O gün evimin mutfağında ki masanın üzerinde laptopumu açtım ve “Eskici” adlı öyküyü okudum. Oradaki Hasan’ı kendime benzettim. Mutfağın camından dışarı baktım ve o an benim gibi bu tür yazılar okuyanları, hatta yazanları da düşündüm. Almanya’da bulunan böyle insanlar bir araya gelmeli diye düşünerek, bu projeyi hayata geçirmeye karar verdim. Edebiyata gönül veren, dili güzel kullanan, şiir, düz yazı yazan kişiler olarak bir araya gelelim ve yazdıklarımızı hem birbirimizle hem de halkımızla paylaşalım istedim. Almanya’da 25 yıl aralıksız gazetecilik yapmam, güzel konuşup, yazabilmem nedeniyle kelimeler benim için hep önemli oldu. “Edebiyat Günleri” bir noktada benim güzel Türkçemize vefa borcumu ödeme çabam.

-Projeyi uygulama aşamasında yaşadıklarınız nelerdir? Ne gibi çalışmalar yaptınız?

Seyfi Alp: Çok ama çok çalışmam gerektiğini biliyordum. Özellikle ilkini düzenlemek için 20 gün gece gündüz koştum. Önce yaşadığım kasabada bu toplantıyı gerçekleştirebileceğimiz bir mekân buldum. Ardından kendi imkânlarımla afiş hazırladım bastırdım. Afişleri elime alır almaz sabahı bile beklemeden daha geceden yaşadığım kasabada bulunan lokallere, kuaförlere ve Türklerin işyerlerine astım.

-“Edebiyat Günleri” toplantılarınızı nerede gerçekleştirdiniz? Bu toplantılar sonrasında oluşan izlenimleriniz neler oldu?

Seyfi Alp: Almanya’da yaşadığım Dietzenbach Kasabasında Bananas Cafe’nin üst katı boştu ve bize tahsis edildi. 19 Kasım 2015 Yılında ilk “Edebiyat Günleri” toplantısını yaptık. İlk toplantımıza 50'ye yakın kişi geldi. Atmosfer düşündüğümden çok daha güzeldi. Herkes yüreğini alıp gelmişti. Program bittiğinde yorulmuştum ama Almanya günlerimin, en mutlu günlerinden birini yaşamıştım. Aralık ayında aynı mekânda ikincisini yaptık. Sayı ilkine göre daha kalabalık olduğundan gördüm ki mekân küçük geliyor. Daha geniş mekânlara açılmaya karar verdik. Bu aşamada Sefa Asılöz adlı arkadaşla tanıştım. O bana bu projenin daha da büyütülmesi konusunda destek oldu. Ocak ayında Frankfurt Yozgatlılar Derneği'nde, şubat ayında Rodgau Türk Veliler Derneği'nde, mart ayında ise Erlenbach DİTİB Derneğinde düzenledik. Son üçünde katılım ortalaması 150’den fazlaydı.

Devam edecek.