GÜL BAHÇEMİ GÖR DE BAHARIMI ANLA..!

27.05.2016 00:00:02

(Okullarımız- Evlatlarımız-İstanbul’un Fethi)

Nisan ve Mayıs ayı,
Senenin en bereketli ayları,
Bu aylarda yağan yağmurlara, “Rahmet yağıyor” der, büyüklerimiz.
Milyarlarca insan, sayısız nebat ve hayvanat, mikroorganizma ve diğerleri
Suya hasret, suya muhtaç,
O’nsuz olamaz medeniyet.
Senenin en bereketli aylarındayız,
Ağaçlar, güller, çiçekler ve doğa canlandı,
Yaratılanlar rahmete muhtac ,
Asıl, Rahmetin Hakiki Sahibine muhtaç
Bir beyt;
İmam-ı Ahmet Rabbani Müceddid-i Elf-i Sani (radyallahü anh) :
-Gül bahçemi gör de baharımı anla..!
Evet,
Asırlar ötesinden, bu günümüzden, kalbimize işaret,
Gül bahçemi gör de baharımı anla..!
***
Mayıs ayı, Milli Eğitimin de gül bahçelerini görme ayıdır.
Bolu’da en büyük kamu kuruluşu Milli Eğitim Müdürlüğüdür. Yüzlerce okulda binlerce faaliyet yapıldı ve yapılmaktadır.
Okulların kapanmasına da, az bir zaman kaldı.
Her evin cennet nimeti olan çocuklarının eğitim yaptığı, ikinci evleri, ikinci anneleri ve babaları, oyuncakları, geleceğe hazırlandıkları, eğitim aldıkları yerlerdir okullarımız.
Mübarek yerlerdir.
Okullarımızda çocuklarımıza büyük önem ve değer veriliyor.
Aileler ve öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz okulları dolduruyor.
Öğretmenler, idareciler, veliler büyük bir özveri ile çalışıyor.
Her şey çocuklarımız için.
Bu okulların gül bahçelerini görüyoruz.
***
Okul öncesi okullarımızda ve anaokullarımızda 4-6 yaş grubu çocuklarımız eğitimlerini aldılar ve velilerin karşısına miniş miniş, harikulade etkinlikleriyle çıkmaktalar.
İlkokul birinci sınıflarımız okuma bayramlarını yapmaktalar, geleceğe saf ve temiz göz kırpmaktalar. Tebessümlerin en güzelini en saf haliyle sunmaktalar.
Dördüncü sınıflarımız da bir heyecan, büyüme telaşı, geleceğe hazırlanma hazırlığı, öğretmenlerine veda bakışları, büyüyor olmanın dik duruşlarını görüyoruz.
Orta okullarda büyümüş çocuklarımız, daha da büyümek için koşarlar geleceğe, gidecekler onlarda liseye,
Ya liselim, boy onda post onda, beyinleri dolmuş, ufukta üniversite ararlar,
Geleceğin Türkiyesinin mimarları olacaklar.
Dedik ya,
Gül bahçemi gör de baharımı anla..! ***
***
Bolu da ortaokullarımız ve Liselerimiz artık fiziki imkânların, etkili kadroların verdiği güçle TUBİTAK 4006 Bilim Fuarı şenlikleriyle karşımıza çıkıyorlar.
Çok ta iyi ediyorlar. Bu sene Bolu da, orta okullarımız ve Liselerimizde müthiş bir sinerji görüyoruz.
Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz, Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Valiliğimiz olaya iyi kilitlenmişler. Faaliyetlerin biri başlıyor biri bitiyor.
Artık okullarımızda bu tür etkinlikler kaçınılmaz hale geldi ve sürecek.
Bu aralar okullarımızda etkinlikler, projeler ardı ardına sunuluyor.
Gerçekten süper projeler ve süper ötesi hamleleri, sunumlarını genç aktif çocuklarımızda gördük, görüyoruz. Daha da iyi olacağız.
Fuarlar dolu dolu yaşanıyor.
Şimdi bu noktada bu kadar çok fuarın yapımı sonrasında, öneme binaen birkaç noktaya değinmek gerek.
Sayın velilerimizin, çocuklarının ve diğer okulların fuarlarına aileleriyle katılmayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Bayrama gider gibi, maça gidercesine okullarımıza koşmalıyız. İş annelere düşüyor burada. Bu etkinliklere halk olarak ta iştirak etmeliyiz.
Okul yönetimlerini ve ilgili öğretmenleri de ziyaret ederek, cesaretlendirmeli, tebrik ve motive edebilmeliyiz.
Bolu’da, etkinliklerin sayısının artması nedeniyle, bu etkinlikler mayıs ayının tamamını kapsayacak ve planlanmış fuarlar oluşması sağlamalıdır.
Mayıs ayında aileler fuarları gezebilmeli.
Bir başka önerimi de buradan sunayım,
Tüm fuarların sunumu sonrasında, bu fuarları gerçekleştiren bütün okulların kendi bünyelerindeki 2 veya 3 projesinin katılımıyla oluşacak “Bolu İli Tubitak Fuarı” etkinliği Valilik önünde ve İzzet Baysal Caddesinde Halkımıza sergilenmesi önerimi sunarım. Bu fuara ilçelerimizdeki okulların, katılımı da sağlanmalıdır.
Bu seneki heyecan veren, mükemmel fuarları halkımızın önüne getirmemiz gerektiği kanaatindeyim.
Eğitimciler, okullar olarak
Diyebiliriz ki,
Gül bahçemi gör de baharımı anla..!
***
İSTANBULUN FETHİ
(29 Mayıs 1453) 563 Şanlı, Şerefli Sene Geçti,

İstanbul’un fethi nedeniyle Cennet Mekân Fatih Sultan Mehmet (kuddise sirruh) Padişahımıza, ordularına, etrafındaki atalarımıza, hocalarına, aile efratına, sevdiklerine (Allahütealâ onların hepsinden razı olsun) selamlarımızı, dualarımızı, okuduğumuz kuranımızı, şükranlarımızı sunarız.
İyi ki onların torunlarıyız.
İstanbul’un fethinin oluş, gelişme ve sonuçlarını çok iyi anlamalıyız.
Asırlar öncesinden müjdelenmiş, Peygamber efendimizin işaret ettiği mübarek insan:
- "İstanbul elbette feth olunacaktır. Onu feth eden kumandan ne güzel kumandan ve onu feth eden asker ne güzel askerdir." hadîs-i Şerîfindeki müjdesine kavuşturan bu büyük insanların bize neler bıraktığını iyi idrak etmeliyiz..
İstanbul’un fethiyle hep övünmeliyiz de, övündükten sonra, bazı soruları kendimize sormalıyız.
Çağ kapatıp yeniçağı açmanın ne anlama geldiğini kuşaklar olarak iyi kavramalıyız.
Fethin sonunda, Dünya yeni keşiflere, yeni ticari yollar ararken, Avrupa birleşirken, Osmanlı’nın arasına İngiltere başta olmak üzere, Fransa, Rusya’nın bu milletin ve ümmetin arasına bilinçli ve sistemli olarak nifak soktuğunu, talihsiz sonuçlarını, günümüze etkilerini iyi bilmeliyiz. İliklerimizde hisetmeliyiz.
hainlerin, Nifaklarını hangi yollarla, hangi metodları kullanarak, yerli ve yabancı işbirlikçilerini kullandıklarını da baş ve kalp gözüyle görmeliyiz.
Bu hainlerin, uzun araştırmalar sonunda 100 yılık stratejilerinin olduğunu, bu gün net biliyoruz. (Gelecek yazılarımızda inşallah okuyucularımıza vesikalarını da sunarız)
Başta İngiltere, ABD, Rusya, AB ülkeleri, Ermenistan, İsrail ve İran’ın İstanbul’un fethinin sancılarını, ekonomik, stratejik ve siyasal sonuçlarının sömürgecilik yaptığı Afrika ülkeleri ile Hindistan’ın yer altı yer üstü zeminliklerinin batıya taşıma telaşlarını görebilmeliyiz.
Batının medeniyetinde(!) ve refahında, Afrikada’ki halkların öldürülmeleri, sömürülmeleri, açlıkları ve susuzluktan kırılmaları vardır. Ne acı ki ardından da buralarda misyonerlik çalışmaları ile aç susuz insanlıktan çıkmış bu insanları kullanma faaliyetleri vardır.
Ne yazık ki, ülkemizde bazı Müslüman toplulukların liderlerini, yöneticilerini bu hainler kontrol edip-yönetiyorlar.
***
Göynük. Mübarek Beldemiz. İstanbul’un manevi fatihini sinesinde kucaklayan ilçemiz. Akşemseddin(Kuddise sirruh) efendimizi her yönüyle tanımamız gerektiğini de burada yazalım. O’nu anlarken ve yaşarken, O’nda kendimizi bulalım.
***
İstanbul’un fethi kıyamet gününe kadar bizlere hayırlı olsun. Ne var ki sonuçlarını ilmi, ekonomi, milli ve siyasi olarak etkilerini tam bilirsek, doğru olarak yordayabilirsek, gerçek kimliğimizi tanır, bize diş bileyen hasımlarımıza karşı güçlü duruşumuzla tarih sahnesinde onurlu durur ve tam yaşarız.
Dünya er meydanında, dim dik dururuz. Dünyanın bize çok ihtiyacı var.
İstanbul’un Fethi, sonuçlarıyla ve yarınlarımıza pozitif yansımasıyla, milletimize hayırlı olsun.
Peygamber efendimizin bizlere emaneti, müjdesi ve emirleri, yaşama sebebimizdir.
Diyoruz ya,
Gül bahçemi gör de baharımı anla..!
***
Teşekkür
20 Mayıs 2016 Cuma Günü Kızımı, sizlerin törenimize katılımınızla evlendirdik. Düğünümüze uzaktan ve yakından gelen, çiçek, mesaj, e mail gönderen herkese çok teşekkür ve dua ederiz. Bu düğünde acemiliğimde olsa gerek, davetiyeleri dağıtma da başarılı değildim. Bundan dolayı da sizlerden özür dilerim. Efendim, çocuklarımıza edeceğiniz dualar onların iki cihan saadetlerine vesile olacağına inanıyoruz. Dualarınıza talibiz. Bizler de sizlere her zaman dua ederiz efendim..
Gül bahçemi gör de baharımı anla..!

YORUMLAR (Toplam 2 yorum)

Burçin Uzun (29.05.2016 18:26:32)

Güzel ve anlamlı bir yazı. teşekkürler . nocam yazılarınızı her hafta bekliyoruz. yurt dışındaki ailemizde yazılarınızı takip ederler. valilk önünde sergi fikri çok güzel.

Mustafa T. (28.05.2016 06:51:39)

Hocam sağolun. okullar. bizim. çocuklaryla veliler ilgilensin. takip etsinler. okulda deney yapsınlar. fuar olsun. çocuklar öğretmenleriniden korkmasın.vatan bizim.