Sol mahallede siyaset yapmak

03.01.2013 00:00:01

CHP’de son günlerde yaşanan gelişmeleri izleyip de, şaşırmamak mümkün değil doğrusu.

Bir yanda partisinden ayrılıp, Ak Parti’ye geçmiş 75 üye hakkında, “Şeytanın bile aklına gelmiyor bu AKP’lilerin hileleri” diyerek, kaybın faturasını iktidarın yerel siyasilerine kesen CHP Milletvekili Tanju Özcan, diğer yanda ise bu hezimeti umursamayan il başkanlığı.

Yargı kararı da bu hezimetin adeta cabası. Yargı, CHP’ye gönderdiği kararda ne diyor?

“Üyelikleri silin!”

Yargı kararıyla böylece, şaibe iddialarıyla başlayan üye krizinden CHP’nin mağlup ayrıldığı ortaya çıkıyor.

Peki, bunun ardından iktidarı suçlayan CHP Milletvekili ve İl Başkanlığı ne yapıyor?

Hiçbir şey.

Suçlamaların yargı kararıyla suya düştüğü ispatlanan partide bundan sonra yaşanan gelişmeler tam anlamıyla bir trajedi.

Parti içi tartışmalara dönüşen üyelik krizinin ardından parti içinde kaybın sorumlusu tartışılıyor.

Siyasetin asi ismi, CHP Belediye Meclisi Üyesi Erhan Beykoz, krizin sorumlusu olarak gösterdiği İl Başkanı Fügen Kara’nın açıklama yapmasını istiyor.

“Sol mahalle”yi karıştıran üye krizi hakkında bundan sonraki süreçte Fügen Kara’ya her defasında olduğu gibi milletvekilinin can simidi olarak imdadına yetişmesi akla ziyan bir gelişme olacaktır.

Bugüne kadar perde arkasında alkış tutan il başkanının artık sahneye çıkma zamanı gelmiştir.

Amma velakin, bu kez açıklama yapılmasını isteyen kişi, malum kişinin söylem tarzıyla, ne takunya yanlısı gazeteci, ne de parti içinde kendisini hazmedemeyen bir partili.

Bunu isteyen 2009 Yerel Seçimleri’nde vatandaş oylarıyla seçilmeyi başarmış partiye mensup belediye meclis üyesi. Hal böyle olunca işin rengi de değişiyor.

Beykoz, bu çağrıyı 4 gün önce yaptı; ancak hala ses yok!

Buradan çıkarılacak sonuç, ya Fügen Kara partisine mensup belediye meclis üyesini tanımıyor ya da varlık sebebini ortadan kaldıracak şekilde çağrıyı kulak arkası ediyor.

Seçildiği kongre hakkındaki eleştiriler hala ilk günkü sıcaklığıyla devam eden bu siyasi parti il başkanının artık önemli gün ve haftalar kitapçığının dışına çıkması, ilk kez de olsa bir krizi yönlendirmeye çalışması gerekmektedir.

Bu kriz, kendisinin siyasetteki rüşt ispatına vesile olabileceği gibi aynı zamanda kendisine yönelik parti içi güven bunalımını da ortadan kaldırmaya bir fırsattır.

Aksi takdirde yakın geçmişte Faruk İyigün’e uzanan eller, bir gün ona uzanıp, o koltuktan alaşağı edebileceği gerçeği unutulmamalıdır.