• resmi ilanlar
Mehmet Korkusuz [email protected]

Gezi Parkı

11.06.2013 00:57:33

Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların kesilmesini önlemeye yönelik protestolar son günlerde Türkiye’nin ilk gündem maddesi.

Başlangıçta insancıl ve bir o kadar çevreci gibi görünen eylemler, gün geçtikçe büyüdü, 3 metropol kent başta olmak üzere Anadolu’nun birçok kentine sıçradı.

Ancak ne olduysa oldu, eylemler birden iktidarı hedef alan protestolara dönüştü.

Başlangıç amacı sayısı 15’i geçmeyen ağaçları kurtarmak olan protestolar, şu an iktidarın sona ermesini arzulayan isteklerin dışa vurumu haline geldi. Kentler ateşe verildi, meydanlar ele geçirilmeye çalışıldı, iktidar karşıtları tek bir çatı altında birleşmeye çabaladı.

***

Protestolardan iktidarın alacağı ya da daha doğru bir deyişle alması gereken mesajlar elbet var. Tamamen provokatif birer girişim olarak tanımlayıp, eylemlerin üstünü örtemezsiniz. Peki, nedir bu mesajlar?

Pek çoğumuz görmüştür, rahmetli Adnan Menderes, rahmetli Turgut Özal ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üçlüsünden oluşan kartpostalları. Hani “Milletin adamları” yazan kartpostalları.

Yıllarca bu üç lider birbirlerinin devamı olan kuşakların liderleri olarak gösterildi, birbirlerinin eksiğini tamamlayan tıpkı bir puzzle gibi tanıtıldı insanlara.

Bu 3 isim efsanevileştirilmeye çalışıldı, belki de daha iyilerinin bir daha gelemeyeceği anlatılmak istendi.

Ancak bu 3 lider hiçbir zaman birbirlerinin aynısı olmadı, en azından Erdoğan öyleydi.

Menderes ve Özal, dönemleri boyunca biraz daha fazla özgürlük, biraz daha fazla demokrasi tutkusuyla yanıp tutuştular. Erdoğan için ise, evet bunlar gerekliydi, ancak yeterli değildi. O, ideal toplum oluşturma düşüncesini de taşıyordu. Son alkol düzenlemesi bunun en somut örneği. Biraz daha eskilere gidecek olursak, radikal sayılabilecek sigara konusundaki tutum, eğlence mekanlarının işleyişine yönelik getirilen düzenlemeler… Bunların tamamı Erdoğan’ın kafasındaki ideal toplumu oluşturma arzusunun somut göstergeleri.

Gelelim, bir kez daha Gezi Parkı’na ve buna paralel gerçekleşen protestolara.

Evet, protestoların tamamını provokatif deyip, bir kenara atamazsınız! Bu protestolara katılan insanlardan önemli bir çoğunluğu Erdoğan’ın işte bu saydığım girişimlerini, yaşam alanlarına müdahale olarak yorumladılar.

Katılırsınız yada katılmazsınız, işte bu radikal değişiklikleri baskı olarak addeden zümreler, yanan Gezi kıvılcımının ateşe dönüşmesini sağladılar.

***

Gezi Parkı eylemleri için tamamıyla karamsar yada kötü oldu demek mümkün değil. Gezi Parkı, yaşam alanlarına müdahale edildiğini düşünen insanları sokaklara döktüğü gibi, iktidarında kimin ne olduğunu görmesi açısından tam anlamıyla fırsat oldu.

Çünkü bugüne kadar Erdoğan’ın her yaptığına şakşakçılıkla karşılık verenler, bugün yaşananlar karşısında kıs kıs gülmeye, değişiklik hazırlıklarını yeni saflar belirleme arzularıyla süslediler.

Toplumda oluşturulmaya çalışılan özür beklentilerine çanak tuttular. Hatta Erdoğan’ı diktatör bulduklarını ilk kez yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Yıllardır iktidara yaltaklık ve yalakalık yapanlar için artık Erdoğan fazla dik kafalıydı, başına buyruktu, asiydi, törpülenmesi gerekiyordu… Ama mutlaka ve mutlaka polisin orantısız güç kullanması nedeniyle Erdoğan halktan özür dilemeliydi.

Erdoğan’a göre ise, özür nafile bir beklenti. ÇünküErdoğan şunu çok iyi biliyordu; 1960’ta kendi seçtiği Başbakanının darağacına çıkarılmasına, 28 Şubat’ta Başbakanının antidemokratik girişimle alaşağı edilmesi karşısında çıtını çıkarmayan, köşesine çekilip hıçkırıklara boğulan bu halk hala büyük utanç duyuyordu. Son 50 yıl boyunca hep itilen, seçtiği her lideriistenildiği zaman alaşağı edilen bu halk bu defa kendisini kolay kolay yarı yolda bırakmayacaktı. Bu etkenleri çok iyi bilen Erdoğan, işte bu nedenlerle özrü aklından bile geçirmemekte, gücünü aldığı kesimi her fırsatta işaret etmekten hiç mi hiç çekinmemektedir.

***

Bana kalırsa, iktidarın protestolardan alması gereken mesajlar kadar, protestolara ilişkin sıyrılması gereken yanlış yargıları da var. Peki, nedir bunlar? Dilerseniz bunlara ve Bolu yerelindeki eylemler hakkındaki görüşlere de yarın devam edelim.

                                                                                    Saygılarımla

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: