• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

OYSAKİ GÜNEŞ VAR

26.12.2011 00:00:01

OYSAKİ GÜNEŞ VAR

26.12.2011

Basından takip ettiğim HES’lerin doğada ki yıkımını, ilk Samandere Şelalesi’ne giderken gördüm. Dere boyunca yatağı açılmış, kazılmış şekli değiştirilmişti. İçinde yaşayan canlılar, o sulardan faydalanan insanlar ve diğer canlılar da yok sayılarak. Suları borulara hapsedilmiş, başka yerlere, kilometrelerce uzağa taşınarak yine başka tarafa akıtılmaktaydı.

 Dere yatağı boyunca ıslah adına kesilmiş asırlık ağaçlar, köklerinden çıkarılmış orada burada yatmaktaydı. Kaç yüz yıllıksa gövdelerini birkaç kişi zor kucaklar. Geniş alanda yapılmıştı bu katliam. Hep söylüyorum orasından, burasından, o nedenle, bu nedenle derken yok ediyoruz, daraltıyoruz ormanlarımızı.

Türkiye’nin her tarafında hızlı bir şekilde yapılmakta bu HES ler. Yeşilin bol olduğu, doğanın en güzel bölgelerinde! Başta Karadeniz bölgesi doğusu ve batısıyla, 450 adet yapımı düşünülen ve 62 adeti projelendirilip bir kısmının da yapımına başlanan. Sırf doğu Karadeniz’de kesilecek ağaç miktarı ÇED raporunda 157 adet diye belirtilmişken, bu bölgelerde yapılan hesaplamalarda 95 bini bulacağına dikkat çekiliyor. Asırlar içinde yetişen bu ağaçlar birkaç günde yok ediliyor.

Seben’ de 6 ay önce başlayan HES yapımını yerinde görmeye ve halkın düşüncelerini almaya gittik. Çeltik deresine vardığımızda derenin karşısında ki dağda borudan yapılmış suyu hapseden yatakları, tabutları gördük. Bir yerden alınmış kilometrelerce uzunlukta devam ederek santrale taşınacak olan.

Tam o esnada aşağıda balıkçılları gördük ve diğer kuşları işte dedim burası da bir kuş cennetiymiş meğer yılın bu mevsiminde, öyle ya kasım ayı sonu ve bu kadar tür var. Ya ilkbaharda kim bilir nasıldır burada ki cennet yaşam?  Ama tekrar gözlerim tabutlara yani o borulara takıldı. Üzülerek baktım beklide bir daha hiç göremeyecektik bu kuş türlerini buralarda.

Yine derenin bu tarafında çeltik tarlaları uzanmakta boylu boyunca... Birde çeltik sulak yer ister, bol su olması lazım. Nasıl olacak o zaman, az miktarda verilecek can suyu ile mi yetişecek bu ürünler? Yoksa kusura bakmayın artık çeltik yok, şimdilik bizim yanımızda işçi olarak çalışın, sonrasını da iş bitince siz düşünün mü denecek!  Öyle ya gariban halk sessiz, bilmiyor neyin ne olduğunu, kendine ne söylenirse onu emir kabul ediyor. Bu bizim insanımızın pırıl pırıl duyguları işte hiç art niyetsiz. Kaymakamımız bilir, devletimiz bilir diyorlar.

Geçimlerini bir elma bahçelerinden, üzüm bağlarından, çeltik tarlasından ve küçükbaş hayvancılıktan sağlayan bu köyler tamamen bu suya, bu dereye muhtaçlar. Bazılarının tarlaları alınmış HES çalışma alanı içine de karşılığında ne bir anlaşma, ne bir sözleşme, ne bir imza ya da ne bir para ödeme yok. Köylerin çoğunluğunu yaşlılar ve kadınlar oluşturmakta. Erkekleri ve oğulları okumak adına, çalışmak adına dışarıda…

Burada da dere yataklarına dozerler, iş makineleri girmiş, eşmiş, oymuş, şekli değişmiş. Oysa bu sularda dünyada tek burada bulunan balık türünü duymuştum. Her şey paramı diye düşündüm. O anda aklıma Kızılderili atasözü geldi.

“ Son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda paranın yenmez olduğunu anlayacaktır insan”

Anlayacakta giden çoktan gitmiş olacak. Hatta sona doğru hızlı bir gidiş olacak. Neden bu kadar acele, dünyayı yok etme adına? Neden bu kadar bencillik? Hep bana, hep bana. Kimin malı kime veriliyor? Emanet bu yeryüzü, bu dünya, bu doğa bize gelecek kuşaklardan diye hep belirtmiyor muyuz?

Peri bacalarıyla, Solaklar mağaralarıyla, Muslar kaya evleri ile kanyonları ile tam bir doğa harikası bu yerler neden turizme açılmıyor? Bu güzellikler neden değerlendirilmeyip de yok edilmeye çalışılıyor? Hep duyardım da ilk defa gittiğim ve hayran hayran bakındığım bu güzelliklerden, neden herkes haberdar edilip de gelip görmesi sağlanmıyor?

Doğayı yok etmek yerine neden güneşi, rüzgârı kullanmıyoruz? Neden enerjiyi bunlardan sağlamıyoruz?  Oysa güneş yeryüzünde ki tüm insanların bir yılda harcadığı enerjiyi bir saatte vermektedir. Neden yeri kazıp, ormanları kesip, dereleri bozmak yerine güneşin enerjisini toplamıyoruz?

Sevgi ve saygılarımla..

 

Fatma Marmara

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: