DÜNYA YOK OLANA DEK BİZİM

12.03.2012 00:00:01

12.03.2012

Türkiye’miz, yerkürenin en güzel yerinde, etrafı denizlerle çevrili, dört mevsimin yaşandığı, tüm güzelliği ve zenginlikleri ile tam bir cennet ülke.

İşte bu güzel ülke için, bizim için, torunları için, çocukları özgürce yaşasın diye yapılan büyük bir mücadele vardır. Dökülen kanları, bu uğurda toprak altında yatan sayısız canları, düşünmeden geçemiyor insan, milli marşımızın kabul ediliş yıldönümünde.

Öyle bir ülke ki genci ve yaşlısıyla, çocuğuyla kadınıyla, doğusunda ve batısında bütün bu yaşananlar. Toprağını namusunu vatanını, varlığını korumak, kurtarmak için yapılan mücadele. Tüm değerlerine, gözünü dikmişlerden, işgal etmişlerden geri alabilmek adına yapılan bu savaş.

Şimdi oturduğumuz sıcak ortamdan bakınca ne kadar yaşanır ve anlaşılabilir, o günkü olanlar. Ondan mıdır acaba şu anda değer verilemeyip sahip çıkılamaması da? Bizim de çocuklarımızın, torunlarımızın, bu topraklar üstünde yaşayacağını unutuverip, hızlı bir şekilde talan edilip, satılıp savrulması da.

İstiklal marşımızın kabul edildiği o dönemde, istiklal harbi yeni başlamış, ülke bitkin bir durumda. Öyle ya birinci dünya savaşından yenik ayrılmış bir devlet ve yapılan antlaşmalarla ülkesi bölünmüş durumda. İngiliz’i, İtalyan’ı, Fransız’ı, Ermeni’si, Yunan’ı ile paylaşılmış her bir karış toprağı. Zaten varını yoğunu da bu savaşta tüketmiş, gücü kaybolmuş. Üretim yapacak sanayisi olmayan, ekonomik yönden bitmiş bir halde.

Atatürk’ün önderliğinde yurdun dört bir tarafında kurtuluş için, topraklarını geri alabilmek için mücadele başlamıştır. İstanbul işgal altında olduğundan Mebuslar Meclisi, faaliyetlerini rahat sürdürebilmesi gereklidir ve Ankara’ya alınmalıdır. 23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış, Mustafa Kemal Paşa da meclis başkanlığına getirilmiştir.

Yapılan tüm bu mücadeleler de Türk Halkının umutlarını güçlendirmek, İstiklal Harbi’nin milli bir ruh birliği ve beraberliği içinde, kazanılmasını sağlamak amacı ile maarif vekâleti güfte yarışması ( 1921 de) düzenler. Ödüllü olduğu için Mehmet Akif Ersoy katılmak istemez. Onun Türk ordusuna ithafen yazdığı şiir ısrarla yarışmaya sokulur ve yapılan elemeler sonucu 12 Mart 1921 de milli marş olarak kabul edilir.

İstiklal Marşımız, Türk milletinin cesaretini, milli duygularını, ruhunda bulunan bağımsızlık arzularını yeniden harekete geçirmiştir. Tek bir insan kalana kadar ülkenin savunulması gerektiğini vurgulamıştır. Yani ya bağımsızlık ya ölümdür. Türklerin bağımsızlığını yok etmek mümkün değildir. Bu vatan, bu bayrak, bu toprak bizimdir ve dünya yok olana dek bizim olacaktır.

Sevgi ve saygılarımla..

Fatma Marmara