HER ŞEYDEN DAHA DEĞERLİ

09.04.2012 00:00:01

09.04.2012

Vücudumuz öyle mükemmel bir şekilde yaratılmış ki Yaradan’a sırf bunun için bile şükretsek azdır. Yaralandığımızda yarayı onarmak, ölen dokuların yerini doldurmak, büyümek gibi nedenlerle hücrelerimiz bölünerek sistemdeki görevlerini yerine getirmektedir. Tabii sinir hücreleri bu özelliğe sahip değildir. Bunun içinde hep sakin, sakin yaşamak gerekir de günümüzde biraz zor görünmektedir.

Hücrelerimizin normalde büyüme ve çoğalması bir düzen içerisinde belirli sayıda oluşmakta iken, çeşitli etkenlere bağlı olarak aşırı ve kontrolsüz şekilde çoğalmaya başlar. Hücrelerimizin çoğalması sonucu, tümör adı verilen kitleler meydana gelir.

iyi huylu (benign) tümörler (Kistler, siğiller, benler ve polipler) ameliyatla tamamı çıkarıldığında vücuda yayılmaz ve büyümezken, kötü huylu (Malign) tümörler hızla büyür ve yerleştiği yerdeki hücrelerinde yapısını bozarlar. Lenf sistemi veya kan dolaşımıyla diğer organlara taşınıp, gittikleri yerde de kontrolsüzce üreyip çoğalmaya devam ederler.

Aslında bizlere bu konuda, zaman zaman basınında yardımı ile hatırlatmalar yapılmaktadır. Bizde artık uyanık olmak durumundayız. Vücudumuzu tanıyıp kontrol edebilmeliyiz ki şüpheli durumda biran önce sağlık kuruluşlarına gidebilelim. Aman sende bana bir şey olmaz, hastaneye alerjim var gibi bahaneler de bir kenara bırakılmalıdır. Zira erken tanı ve etkili tedavi bu hastalıkta çok önemlidir.

Kanser genetik bir hastalıktır; fakat ailesel bir hastalık değildir; çünkü kusurlu genlerin aileden geçmediği bilimsel olarak belirlenmiştir. Bulaşıcı da değildir yani kişiden kişiye asla bulaşmaz.

Tabii belirti ve bulgular yerleştiği organa, yere göre değişmektedir. Akıntı, kanama, şişlik, sertlik, ses kısıklığı, renk değişikliği gibi. Bazen de biz hiç fark etmeye biliriz, işte bu nedenle yılda bir tam kontrolden geçmek faydalıdır. Düşünsenize araba alıyorsunuz zamanı geldikçe de bakımını yaptırıyorsunuz. Niye kendimizi hep ihmal ediyoruz?

Eskiler derler di “insanın kendine yaptığı kötülüğü kimse yapamaz” diye. Çok doğru el birliği ile hayatımızı mahvediyoruz. Kimyasal maddeler, ultraviyole ve radyasyon gibi fiziksel ajanlarla, sigara kullanımı, alkol bağımlılığı ile. Duyarsızca davranarak çevremizi, içme ve kullanma sularımızı, topraklarımızı kirletmemizle. Dolayısıyla yiyeceklerin kirliliği, hormonlu genetiği ile oynanmış sebze ve meyveler ile. Kontrolsüz diyet, şişmanlık, dengeli beslenmeme, yeterli miktarda sebze ve meyve tüketmeme ile yaşamımızı tehlikeye atıyoruz.

Ülkemiz de bozulan gelir düzeyi, beslenme alışkanlığındaki düzensizlik ve değişim sonucu fastfood gıdalara yönelmiş bir toplum olduk. Çarpık kentleşme ve sanayileşmeden, kullanılan kimyasallar ve gazlardan dolayı havanın, denizin ve toprağın da kirlenmesiyle de; kanser vakalarındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır.

Kendimiz için, sağlığımız için beslenmemiz yağ oranları dengeli ve uygun pişirme tekniği içermelidir. Vücudumuza aldığımız besinleri lifli, vitamin,mineral yönünden zengin, kabuklu meyve, sebze ve tahıllar dan oluşturmalıyız. Egzersiz yapmalı, sigara ve alkolden uzaklaşıp, kimyasallardan korunmalıyız.

Hem kendimizin, hem çocuklarımızın, hem de çevremizdekilerin sağlığını korumakla sorumlu olduğumuzu da unutmamalıyız. Ürün yetiştirirken de sağlığın paradan, her şeyden daha önemli ve değerli olduğunun bilincine varmalıyız.

Sağlıklı, uzun bir yaşam dileklerimle.

Sevgi ve saygılarımla..

Fatma Marmara