GERDANLIĞI TAŞIYAN BOYUN

30.04.2012 00:00:01

30.04.2012

Geçen haftaki yazımda gerdanlığın üzerindeki birbirinden değerli inci tanesi ilçeleri, sermeye çalışmıştım gözler önüne.

Boynuna takılı duran gerdanlıkta ki inciler misali ilçeleri olurda, bu güzel boynun üzerindeki baş olan Bolu, bunlardan farklımı olur. Doğal dokusu ve antik varlıkları, güzelliğini daha da ortaya çıkarmaktadır.

Bu bereketli ve güzel topraklar tarih boyunca birçok medeniyeti barındırmış üzerinde. İlk Hititler buralara kadar hâkimken, ardından Frigyalılar sonra Lidyalılar ve Pers’ler yaşamış.

Çok geniş bir coğrafya ya hakim olan Bithynia çıkmış sahneye. En önemli merkez şehri olan Bolu’nun adı Claudiopolis miş o zamanlar. Bithynia’nın Roma hâkimiyetine geçmesi ve ardından Bizanslıların bu coğrafyada hüküm sürmesi ile devam etmiş. Selçuklular, Osmanlı imparatorluğu derken günümüze gelmiş. Şimdi bu topraklar üzerinde var olan Türkiye Cumhuriyeti.

Bu kadar çok medeniyetin gelip geçmesi ve ardında bıraktığı eserler ise daha da bir değerli kılmakta bu toprakları. Ama o eserlerin ne kadarı tam korunarak ulaşmış günümüze? Oysaki dört tepeden oluşan Bolu her tepesinde ayrı ayrı tarih barındırmış.

Hisar tepesinde Hadriyan Tapınağı, mozaik taban döşemeleri, Roma yolu ve Anadolu’da bir benzeri daha olmayan stadion kalıntısı, kilise sütunları.

Karga tepesinde Roma dönemine ait mozaik taban döşemeleri, sütunlar, lahitler, heykeller.

Fırka ( Hıdırlık)tepesinde Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar, tiyatro, mezarlar, yapı kalıntıları, mozaik taban döşemeleri bulunmuş.

Kaplıcaları, su kemerleri, hamamları, kütüphaneleri ile tam bir müze şehir durumdaymış burası.

Ama bunlardan ne kadarı gün ışında? Ne kadarı gözler önüne serilmiş? öyle ya korunsun diye üzerini toprakla kapatmak garip bir mantık değil mi sizce de?. Ya da bile bile üzerine binalar yapmak. Temel kazımın da ortaya çıkan buluntuların değersiz bir kaya muamelesi görmesi ve yine inşaatın ısrarla üzerine yapılması.

Ege ve Akdeniz bölgeleri bu tarihi kalıntıları ile hem iç hem dış olmak üzere, binlerce turisti çekerken, böyle bir değer nasıl görmezden gelinip yok sayılıyor burada? Oysaki oradaki esnafın çiftçinin daha doğrusu halkın kazanç kapısı olmuş bu turistik akınlar.

Birde bu şehrin ve ilçelerinin artıları da var. Doğal güzellikleri ve mükemmel dokusal oluşumları ile birbirinden şirin gölleri, çok zengin bitki örtüsü, dört mevsimi, bereketli toprakları, kültürü ve ayrıcalıklı damak tadı ile de cennetten bir köşe adeta.

Bolu ili, ilçeleri ile ayrı ayrı güzellikler sergilemekteyken, neden hala bu tarihe, geçmişe sahip çıkılmaz ki? Üstelik geçmiş, gelecekten bize emanet. Bizim değil yani ve hakkımız hiç yok bu hale getirmeye.

Başın değeri bilinmez ise boyundaki inci gerdanlık ne kadar dikkat çeker?

Sevgi ve saygılarımla..

Fatma Marmara