MANEVİ FATİH

28.05.2012 00:00:01

MANEVİ FATİH

28.05.2012

İnci tanelerinden biri olan, doğduğum yer Göynük de Akşemseddin türbesinin yanındayım. Bana her zaman huzur veren bir mekân ve o büyük âlim de ailesi ile birlikte burada sükûnet içinde yatmakta.

Manevi bir atmosfer etrafımı sarıveriyor. Buna, oradaki çam ve çınar ağaçlarının dallarında şakıyan kuşların ve yanından akan derenin sesi de eşlik ediyor. Hem görsel hem de işitsel olarak ruha dolan bir huzur.

Göynük, tarihi dokusunu, üzerinde barındıran şirin bir ilçedir. Türbe Gazi Süleyman paşa camisinin yanı başındadır. Derenin diğer tarafında da Gazi Süleyman paşa hamamı bulunmaktadır. Böyle huşu içinde bakınırken alıp insanı götürüyor tarih sayfalarına ta İstanbul’un fethine.

14 asır önce peygamberimiz (s.a.s.) müjdesini vermiş.

“Konstantini’ye bir gün feth olunacaktır”

“Onu feth eden asker ne büyük bir asker, onu fetheden kumandan ne büyük bir kumandandır " diye buyurmuştur.

Onu feth eden Fatih Sultan Mehmet Han ve yanında da hocası, manevi Fatihi Akşemseddin Hazretleridir.

Akşemseddin Hz. 1389 yılında Şam da doğmuştur. Asıl adı Şeyh Muhammed Şemseddin Bin Hamza’dır. Hazret-i Ebûbekir’in oğlu Şehâbüddin Sühreverdi’nin torunudur. Babası Şeyh Hamza (Kurtboğan adıyla meşhur) âlim biridir.

Saçının, sakalının, yüzünün ak olması ve beyaz elbiseler giymesinden dolayı Akşeyh veya Akşemseddin adlarıyla meşhur olmuştur. Küçük yaşlardan itibaren başta İslami ilimler olmak üzere, tıp, astronomi, biyoloji, matematik eğitimleri de almış ve zamanın ünlü âlimlerinden olmuştur. Osmanlı medreselerinde müderrislik yaparak yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. İyi bir âlimdir fakat varlığın sırrına ermek ister, bunun içinde iyi bir mürşit den eğitim almalıdır. Rüyasında boğazına zincir takarak çeken Hacı Bayram Veli ye talebe olur.

Bir gün II. Murat han veli yi ziyareti sırasında Kostantine’yi almak istediğini söyler ve akıl danışır. Hacı Bayram Veli

“sultanım, fetih beşikteki Mehmet ile bizim şu köseye nasip olur, ben dahi o günü göremem “ der.

II. Murat’ın emri ile Fatih Sultan Mehmet’e hoca tayin edilir. 1453 yılında talebesi Fatih’e Kostantine’yi alma zamanının geldiğini söylemiştir. Fetih gününü de secde de gözyaşları içinde görmüş ve Fatih’e müjdelemiştir. Hazret-i Eyyüb el Ensari’nin kabrini bularak orduya da büyük manevi bir moral sağlamıştır.

Mikrobu ilk bulan, karantinaya alma gerekliliğini ilk anlatan ve kanseri de ilk tanımlayan yine Akşemseddin Hazretleridir.

Saraydan sık sık ayrılıp hocasının yanına gelen ve beni de dervişleriniz arasına alın, diyen Fatih’e

“Osman oğullarının dervişe değil sultana ihtiyacı var” diye bildirmiştir. Gelmelerinin sıklığı kesilmeyen ve aklı dergâhta kalan Fatih sultan Mehmet’i bu durumda daha fazla tutmamak adına oradan ayrılarak gelir Göynük’e yerleşir. Kalan ömrünü burada ibadet ederek, ders vererek ve fakir hastaları tedavi ederek geçirir. 1459 yılında Göynük’te vefat eder.

Sevgi ve saygılarımla..

Fatma Marmara