• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

AYRI BİR TUTKUYMUŞ MEĞER

07.07.2014 00:00:01

Doğayı seviyorum ya.

Kelebekleri, kuşları, böcekleri, çiçekleri...

Evet, ben bunların fotoğraflarını çekmeyi de seviyorum.

Bir süre önce arkadaşlarım " hadi gel kelebeğe gidiyoruz" dedi.

Ayağımda su geçirmez spor ayakkabı, üzerimde kot pantolon. Öyle ya sürünüyoruz yerlerde. Gittik Aladaglar'da bir vadiye.

 

Aman Allah’ım o da ne? Cennet burası..

Tam bana göre renk renk çiçeklerle bezeli.

"Evet, cennet vadi burası olmalı" diye tekrarladım mutluluk içinde.

Birlikte otların, çiçeklerin arasına daldık. Öyle kısa değiller, belime hatta bazı yerlerde göğsüme kadar geliyorlar. Kelebek önde narin narin, süzüle süzüle uçuyor, biz arkasında ve gözlerimiz kelebekte. Konduğu yeri görmeliyiz. Kaçırmamalıyız!

Kelebeğe baktığından, tabi yere bakamadığından nereye bastığını da göremiyorsun. Otların arasında sular olduğundan, yarı belime kadar su ve çamur, çimen lekesi. Spor ayakkabı değil, naylon çizmeyle itfaiyeciler misali giyip gitmeliydi.

 

Birde o otların arasında yaşayan diğer canlılar, sürüngenler var ama düşünemiyorsun bile o an. Nasıl futbolcunun gözü 90 dakika topta ise başka bir yere bakamıyorsa, kelebek fotoğrafçısının gözü de kelebekte, bastığın yere bakamıyorsun.  Ama olsun çektim ya ilk kareyi. İşte benim kelebeğim en güzeli.

Vadinin her yerinde uçuşuyorlardı, renk renk sanki birbirine benziyorlar gibi. Ama yükleyince ilgili sayfalara, hayır hepsi başka cins ve türmüş meğer. Bu kadar çok zevk alacağımı düşünmedim. Rüyalarıma girdi.

Düşen bir yaprak bile görsem "a kelebek mi geçti?" Diye bakınır oldum.

Arabayla bile giderken gözüm etrafta, her tarafta kelebek, meğer ne çokmuş. Günlük yaşantının koşuşturması içinde farkına bile varılamıyormuş.

 

Kelebek tutkunlarına şimdi hak veriyorum. O zarif güzelleri karelemek apayrı bir duyguymuş. Çiçekten çiçeğe konup incecik hortumu ile balözü emen narin yaratılmışlar, çiçekler kadar güzel ve çiçeklerle bir arada bambaşka güzel.

 Kelebekler faaliyet durumlarına göre gece ve gündüz kelebekleri olarak iki gruba ayrılıyorlarmış. Anten yapılarına göre de güve kelebeği ve normal kelebekler diye. Güve kelebeklerinin antenleri genelde tarak gibi şekilli,  gündüz kelebeklerinin Anten uçları ise topuz şeklinde ve gece istirahat edip, gündüz uçuyorlar.

Sabahın tan vaktinde kanatları geceden yağan çiyden dolayı ıslak olduğundan ilk güneş ışığı ile kurutmaya çıkıyorlar. Daha sonra da beslenmeye. Dedim ya narin nazik güzeller saat 17.00 gibi de uykuya geçiyorlar.

Yumurtadan tırtıla, tırtıldan kozaya ve daha sonra o kozadan muhteşem bir güzelliğe dönüşen yaşam döngüsü. Bazılarının ömrü 24 saat, bazı türleri 1-2 ay, bazıları ise birkaç mevsim yaşıyormuş bu olağanüstü güzellikteki canlılar. Kanatlarını açtığında üzerlerinde renkler ve değişik desenler var, bazı türlerde sanki kocaman gözler. Düşmanlarına karşı bir ikaz işareti adeta ve bu şekilde bir korunma.

 

Gül ile bülbül, papatyayla kelebek; biz korudukça ve yok etmedikçe çevremizi doğamızı, bu güzellikler de nesiller boyu hep böyle devam edecek.

Sevgi ve saygılarımla.. 

Fatma Marmara

Fotoğraflar yazarımıza aittir.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: