• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

ANILARDA YAŞAYAN ZAMANLAR-4. Bölüm

03.08.2014 20:00:00

 

4. Bölüm

Gelenek ve göreneklerin güzelliği ile bezenmiş, güzel birlikteliklerle dolu dolu yaşanan bir bayramı daha geride bıraktık. Akrabalar, dostlar, arkadaşlar, komşular, küçük büyük herkesin bir araya toplandığı, aynı mutlulukların paylaşıldığı özel ve değerli günler.

Yine bizim oraların en beğendiğim adetlerinden biri de bayram sabahları. Günümüzde çeşitli nedenlerle azalsa da hala aynı geleneği sürdürüyor bu küçük ilçeler ve tabi biz de.

 Evin erkekleri bayram namazına giderken, bayanlar olarak bizler de kalkar onları bayram namazına uğurlar, ardından daha önceden bayram için hazırlanıp temizlenmiş evi bir kez daha temizler, çeki düzen veririz. Dış kapıların önü ve merdivenler yıkanır. Sabah camiden gelenlerin temiz basamaklardan çıkması sağlanır. Ardından sofralarımız kurulur. Sabah kahvaltı yerine sunulan bu bayram yemekleri, normal günlerde ki kahvaltı menüsünden biraz farklı olur. Bu sofralar eti, yaprak sarması, pilavı, su böreği, baklavası, balı kaymağı ile donatılır. Bizim çocukluğumuzda babalarımız, köylerden bayram namazını için Göynük ilçemiz camilerine gelen erkekleri, buyur ederlerdi bu ziyafet sofralarına. Tanıdık tanımadık fark etmezdi, bayram sabahı sofralarımıza gelen, evimizi şereflendiren Tanrı misafiriydi onlar. Misafir gelmezse boyunlar bükük, sofralar mahzun kalırdı.  Şu anda bile hala bu adetler devam etmekte.

Küçükken bayramlarda yaşadığımız o heyecan unutulmaz. Kız çocuklarının yatarken başucuna koyduğu genelde kırmızı renkli ayakkabıları, mendil arasında verilen çikolatalar, torbalara toplanan şekerler bayrama dair en önemli anılardır. Sayın Cemil Şahiner Bey ile sohbetimize bu konularla devam ediyoruz.

Sizin de böyle yaşadığınız geçmişe dair anılarınız nelerdir? Bizimle paylaşabilir misiniz?

Yastığın yanına, yatağın başucuna konulan o ayakkabılar da şimdi birer nostalji oldu. O zamanlar ekonomik şartlardan dolayı ayakkabı pantolon kıyafet almak oldukça zordu.

Okula giderken 5-6 km.lik mesafeyi yürüyerek giderdik. Toprak yol yağmur yağdığı zaman sakız gibi bir çamur yapışırdı. Ayakkabıyı kurtarmak ne mümkün o nedenle kara lastik giyerdik, ayakkabıları elimizde poşette götürürdük. Babam bir çift ayakkabı alırdı. Ben o ayakkabı ile okul sezonunu bitirmek zorundaydım. Kara lastikle ilçenin girişine kadar gider, orada ayakkabıları ayağımıza giyerdik. Çamurlu lastikleri de oralarda bir yerlere, bir taş kovuğuna saklardık. Dönüşte tekrar değiştirir ayakkabıları poşete koyardık.  O zamanlar naylon poşette yoktu, bez torbalara koyar ama ayakkabıları oralarda bırakmaya da kıyamazdık. Zira kaybolursa yenisini alma şansımız yoktu. Tekrar çamurlu yollardan geri dönerdik.

Şimdi ki çocuklarımız yok kelimesini biz ve bizden önce ki nesiller kadar bilmiyorlar. Bu yönden bakarsak onları şanslı veya şansız olarak nasıl değerlendirirsiniz?  

Şimdi çocukların 3-5 çift hatta daha da fazla ve hepsi markalı ayakkabıları var. O nedenle onlara yastık altında saklanan ayakkabı hikâyeleri çok banal geliyor. Ayakkabı ne ki yastık altına koyuyorsun? Niye koyuyorsun? Diyor. Zira onlar yoku ve yokluğu bilmiyor. O yaşanan dönemi de hissedemez.  O yıllarda eski elbiselerden bozma yeni bir pantolon ya da mintan yapıldığında biz bayram ederdik. O zamanlar gömlek bilinmezdi, mintan denirdi. Biz kumaşın eski olduğunu düşünmezdik bile. O bizim için yeni bir şeydi. Şimdi çocuklara bunları anlattığınızda

“Aman o günler öyleymiş” deyip geçiyorlar. Hayal bile edebilmeleri mümkün değil.

O yıllardan günümüze maddi, manevi anlamda yaşanan değişimler ve gelişmeler hakkında neler söylemek istersiniz?.

O zamanların zenginleri, ahırında 5-10 koyunu ve büyük baş hayvanı bulunanlardı. Zengin diye bunlara denilirdi. Parasal bir zenginlik yoktu.

O günleri düşündüğümüzde büyük bir yol almışız ama üretim yönünden yol alamamışız. Hala dünya çapında önemli bir markamız yok. Ama o zamanlara göre çok iyi durumdayız. İlk defa Türkiye de beyin göçü durmuş durumda.

Ben diliyorum ve diyorum ki inşallah çocuklarımızın, kendi çocuklarına anlatacakları daha güzel günleri ve anıları olsun.

Sayın Cemil Şahiner Bey’e bu güzel sohbet için, değerli anılarını bizimle paylaştığı için çok teşekkür ederim.

Başka konuklarımla devam edecek.

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: