• resmi ilanlar
Fuat Bayramoğlu

ROMANIMDAKİ SEVGİLİ

22.08.2014 00:00:01

Roman, kişilerin veya insanların başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarınıduygusal, mantıksal, kronolojik, sanatsal ilişkilerideiçine alarak öyküleyen, gizemli, uzun ve kurgusal bir anlatımlı,edebi bir türdür.

***
Arkadaşınızın merakla okuduğu bir romanı gördüğünüzde, sizde o romanı önceden okumuş ve etkisinde kalmışsınız, kendinizi tutamayıp  “Aaaa, ben o romanı okumuştum, romanın sonunda adamın katili, özkardeşiymiş!”  dediğinizde, arkadaşınızın yüzünden düşen bir parça olmuştur .Siz ise, romanın sonundaki olayları söyleyerek bir çuval inciri berbat etmişsinizdir. 
***
En büyük roman, herkesin kendi yaşadığıhayatı değil midir? 
Deriz ya, hayatım roman!
Kesinlikle, hayatımız bir romandır.
***

Roman yazarları,olayları planlarkenve yazdıkları romanının başarılı olması için,birçok teknik kullanır. Bazen deromanlarını sondan başa doğru, kurgulayan ve bu kurgudan yola çıkarak yazan ve yazdıklarıyla da başarıya ulaşan yazarlar vardır.
Yaşarken de,biz insan oğlu olarak binlerce olay, binlerce dekor ve binlerce senaryoyla hep karşı karşıyayızdır.

Yazar, bazen de gelişmeleri sondan başa doğru geliştirir ve olayların anlatımındaki teknik ve gizemli anlatımla kendince başarılı sonuca ulaşır.
***
 Bizler de hayatımızı iş, güç,telaşlar içinde, bir romanın gerçekçiliğinde daha gerçekçi olarak romanlamış hayatlar olarak yaşıyoruz.
Karşılaştığımız olaylarıbire bir yaşıyor, kabul ediyor ve etmek zorunda kalıyoruz.
Akla şu soru geliyor. Sizlerin de yaşadığınız hayat romanınızın sonunda karşılaşacağınız son durumu, pat diye söyleseler, sizler de yaşadığınız hayat romanının sonunu ansızın öğrendiğinizde, üzülür müydünüz?
Son anınız, sizce nasıl olacaktır?
***
Şimdi sizlerle, hayatınızın sondanbaşa doğru gelen “hayatım roman”, romanınıyazalım mı?
Sondan başa doğru neler yazar veya söyleyebilirdik veya söyleyebilirsiniz?
Hayat romanımızın finali sizce nasıl olmasını isterdiniz?
***
Hayatımızı sondan başa doğru, birlikte kurgulayalım mı?
***
Soğuk toprağa uzanmışsınız, beyaz bir kefen içindesiniz, başınızı az sağa çeviriyorlar,
Sonra, düzgün kesilmiş tahtalarla ışık almayacak şekilde üzerinizi örtüyorlar, yapa yalnız kalıyorsunuz.
Bir gürültüyle o tahtaların üzerine topraklar atılıyor. Kalabalık bir cemaat var, sizin romanınızın son sayfasını okurcasına izliyor.
Cemaat dünyevi işlerini bile oracıkta sürdürüyor.Dünyevi telaşlar hepimizin gözlerimizi kör etmiş.Bakıyoruz ama görmüyoruz. Nedense herkes kendini asla ölmeyecek gibi görüyor. Tıpkı hepimizin şu an kendimize yakıştıramadığınız ölüm gibi. Bozuk hoparlörden teneke seslerini andıran cırıltılı okunan dualara,âmin diyen kişilerin seni orada yapa yalnız bırakacaklarını da biliyorsun.
Ve orada yapa yalnız kalakalıyorsun.
Sizin için bambaşka yeni bir hayat başlarken, az önce sizin üzerinize toprak atan eş-dost arkadaşlar, ibret alacaklarına tekrar dünyayı kapış kapış kucaklamak için kendi dünyalarına koşarak dönüyor olacaklar.
***
Ah, ne olurdu, son bir fırsat verin,  romanımı bir kere daha baştan yazma fırsatı verin, diyorsun ama sesini duyuramıyorsun.Duyacak kim.O ana kadar kendi romanını yazan kim?
***
Bir gün önce ayna karşısında kendimize bakarken, ne kadar da mağrurduk değil mi?  Bakımlı bir cilt ve elimi cebime attığımda tomar tomar paraların sıcaklığı, itibarın gücü, kartvizitlerdeki unvanların bolluğu,  avucumuzdaydı. 

Bankada ki hesabımızda zekâtı verilmemiş mangırların çokluğuyla çok mutluyduk. Hiçbir şeye doyamıyor, konu komşuyla dargın kalıyor, yetim öksüzü fark etmiyorduk.
Varsa yoksa ben, ben, ben diyorduk.
Eş, dost, ana, baba, bacı, gardaş pek onlara dikkat etmiyorduk,
Romanımızın son sayfası yok sanıyorduk!
***
Yukarıdaki örnekleri her okuyucum, kendine göre daha anlamlı olarak geliştirebilir.
Herkes kendi romanının sonuna, asla keşkelerini sığdırmamalı,
Yaşadığımız sürece, nefsimizin kirli arzularının prangalarınaasla bağlı kalmamalı,
Şu an bu yazıyı okurken bile, nasip olduğumuz zenginliklerin farkına şükrederek varmalı,
Asla, kalp kırmamalı,tebessümü asla bırakmamalı.
Gıybetten aslandan kaçar gibi kaçmalı,
Herkes romanının nasıl olmasını istiyorsa,
Romanını son nefesine göre yazmalı.
Ne de olsa romanınızın yazarı sizsiniz!
***
Romanınızı daha da ötelerin ötelerinden başlatmak ta elinizde
İster cennet veya cehennemden, ister sırat köprüsünden, ister Arasat meydanından.
Sağımızda ve solumuzda yaptığımız her işi kayda geçiren, romanımızı bittiğine bize ir bütün halinde sunacak olan kâtiplerin olduğu da bilmemiz gerekiyor.
Romanımızı, sağdan veya soldan aldığımızda,
Kendimizle, yaşadığımız hatıralarla, insanlarla, arkadaşlarımızla,ailemizle, bayrağımızla, komşumuzla, eshab-ı kiramla, ehli beytle, itikad ve mezhep imamlarımızla, silsile-i aliye büyüklerimizle, Osmanlıyla, Bedirle, Uhutla, Sakaryayla, Çaldıranla, 571’le, 1071’le, 1453’le, 1923’le,2014’le Türkiye’mizle, çevremizle, sevgilerimizle, emeğimizle, devletimizle, ehli sünnetâlimlerimizle, tarihimizle, şehitlerimizle, kurtuluş savaşımızla, gazilerimizle, alın terlerimizle barışık olmalıyız.
Esas,
Bizi biz yapan,
Bize en büyük değeri veren,
Bize en büyük payeyi ve şerefi sunan,
En sevgiliye karşı, yazılan romanımıza yüzümüz kara çıkmamalıyız.
Varsa hatalarımız, tövbe kapısının ardına kadar açık olduğunun, şu an farkına varmalıyız.
***
Romanımızın son sayfasının son satırına gelmeden önce, nefsimizi, kötü arkadaşı ve şeytanlanasıl mücadele edebileceğimizi, yaşama nedenlerimizi yüzyıllardır emanete sahip çıkan vegerçek bilgileri ve marifeti günümüze kadar bozulmadan taşıyan gerçek âlimlerin kitaplarındanihlasla öğrenebiliriz.
***

 

Hiç ölmeyecek gibi, dünya için, yarın ölecek gibi de ahiret için,romanımızla hazır olmalıyız.
Geç kalmadık. Romanımızın sonu zaten şu an netbelli değilki.
***
Romanımızın sonu zannettiğimiz yerden sonra da, romanımızdaki gelişmeler devam edecektir.
***
Çok eskilerdenberi dünya üzerindeki milyarlarca,sade roman yazarına, ne oldu sizce?
O meçhul yazarların romanlarında kim bilir ne sırlar gizlidir,bilmesekte,
Benim romanım da çok eksiklikler var. Hatalar var.Daha iyi olabilirdi esasında.
Romanımda olupta, olmaması gereken anlar var,
Pişmanlıklar var,sermayemdir ümidim ve korkularım var.
***
O nedenle, romanımı iyisiyle kötüsüyle görecek olan,
Ey sevgili,
Ensevgili!
Romanımdan,
Sana sığınmaya geldim!

YORUMLAR  (Toplam 2 yorum)

  • çiğdem katabar  (23.08.2014 11:03:24)

    yazı bir bütün olarak çok güzel çok beğendim fuat hocam

  • Murat Yıldırım  (23.08.2014 04:31:43)

    Güzel bir cuma yazısı olmuş hocam. Romanımızın yazılmasına devam ediyoruz.Selam ederim

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: