DESTANDAN FESTİVALE

29.09.2014 00:00:03

Bir destan dolaşmış Çamlıbelleri,

Rüzgârın da yağmurunda kışında…

Bu destan bir gün Bolu Beyi’nin, Seyisi Yusuf’tan bir at getirmesini istemesiyle başlar. Seyis Yusuf, denizden çıkan bir aygır tarafından gebe kalan kısrağın tayını doğurtur. Bu tay ki diğer ilk iki doğan tayların ayakları gibi kuma, taşa veya ota basmamış, direk Seyis Yusuf’un eline basmıştır. Bu şu demektir bu tay korkusuzdur ve rüzgâr gibi uçar. Ama şimdi cılız mı cılızdır. Bolu Beyi bu! Gösterişi seven, astığı astık, kestiği kestik.

-Sen bana bunu mu layık gördün? der ve Seyis Yusuf’un gözlerine mil çektirir.

Kör Yusuf rüyasında gördüğü Hızır a.s. yönlendirmesiyle, oğlunu da alır; Aras Nehri’nden geçecek üç sihirli köpüğü bekler, iyileşip intikam almak için. Ama oğlu Ruşen Ali içer; yiğitlik, güç ve şairlik kazandıran bu köpükleri.

Özel bakımla rüzgâr gibi hızlı, hünerli hale gelen Kırat’ını alıp Çamlıbel’e yerleşir Köroğlu Ruşen. Etrafına kendi gibi civan delikanlıları toplayıp, zenginden alıp fakire dağıtan halk kahramanı olur. Namı sadece Bolu ve civarında değil, Dünyada yaşayan tüm Türk’ler arasında da bilinmektedir. Aynı zamanda bir şair olan Köroğlu, şiirleriyle yaşadığı dönemi de gözler önüne sermiştir.

Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu.

Eğri kılıç kında paslanmalıdır.

Şimdi ise delikli demiri geçtik, atom bombaları, hidrojen bombaları icat oldu mertlikten en ufak bir iz bile kalmadı. Bas düğmeye bir ülkeyi hallaç pamuğu gibi at, yerle bir et. Şimdi yaşasa ne söylerdi acaba? Ama adaletin, yiğitliğin, sanatın, aşkın temsilcisi olduğundan, kötünün ve kötülüklerin karşısında durur, yine iyinin mazlumun yanında olurdu.

Böyle bir halk kahramanı da günümüzde Türkleri bir araya toplayacak en önemli ortak paydalardan biridir. Tarihi, kültürel ve doğal güzellikler diyarı Markalaşıp Dünya Kenti olma yolunda ki Bolu için de bunun uluslar arası bir festival olarak yapılmasına karar verilmiş. Destandan festivale geliş, Bolu Belediyesi, Bolu Valiliği ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi işbirliğiyle oluşturuldu.

Bu yıl 2. Düzenlenen festival üç gün boyunca bu kentte tüm görselliği, renkliliği, canlılığı ile coşku içinde yaşandı. Tüm Türk Cumhuriyetleri’nden konukları, elçileri, bakanları, milletvekillerini, valileri, belediye başkanlarını, sanatçıları, halkı, çekik gözlü, kömür gözlü birbirinden güzelleri ve onur konuğu güzelliği ile yıllara meydan okuyan Türkan Şoray’ı da bir araya getirdi. Bu kültür birlikteliğinde geleneksel kıyafetleri içinde gülen yüzler, yöresel dansları ve farklı enstrümanlarıyla neşe vardı. Söyleşiler, konserler, mehretanlar, şovlar, tiyatrolar, yarışmalar da yer aldı. En önemlisi! Türk dünyasını sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi yönden bir araya getirecek köprünün temeliydi bu festival.

Kültürümüzün birlik ve beraberliği içinde ve birlikte yakıldı festival meşalesi. Anavatan bildikleri Türkiye ve Bolu da olmanın mutluluğu gösterilerine danslarına yansıyordu. Kendileriyle yaptığımız sohbetlerde (Türkçeleri biraz farlı da olsa) burada olmanın verdiği mutluluğu, memnuniyeti dile getirdiler ve seneye daha sonra ki yıllarda da yine gelmek istediklerini belirttiler.

Bundan sonra ki yıllarda daha kapsamlı çalışmalarla büyüyerek sesini tüm dünyaya duyurmaya devam edecek, Bolu ve Bolu Köroğlu festivali.

Sevgi ve saygılarımla..

Fatma Marmara

Fotoğraflar;yazarımıza aittir.