• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

ONLARIN SAYESİNDE 1.Bölüm

26.11.2012 01:01:02

ONLARIN SAYESİNDE 1.Bölüm

26.11.2012

Hatırlaması zorda olsa, hayal meyal kalır yinede hafızalarda o ilkokul yılları.

Gözlerini açtığın yuvandaki seni kucaklayan kolların ardından, güven veren bakışlarıyla gülümseyen başka bir el tutuverir bu defada minicik elini.

Tahtadan sıralarda otururken dikmiş gözlerini bakarsın merak, heyecan içinde karşında duran ve sana sürekli bir şeyler anlatan kişiye, o hiç bıkmadan anlatır yıllar boyu, senden öncekilere olduğu ve senden sonra gelecek kişilere de anlatacağı gibi.

Adım adım hazırlar hayata ve tek bir isteği vardır; gurur duyabileceği biri olman. “Benim öğrencim” der içinden,

“Haylazdı yaramazdı ama biliyordum büyük adam olacağını” diye fısıldar kendi kendine. Mutlulukla parladığını görürsün gözlerine dikkatli bakınca, yılların yorgunluğu almış olsa bile ferini.

Unutmaz, hatırlayıverir binlerce gelip geçen öğrencilerin içinden ne kadar vasat olsan bile yine de seni. Hangi mesleği seçersen seç, yolun onların bilgi ovasının içinden geçer.

Alfabeyi, hesap yapmayı, adam olmayı, iyiliği, sevmeyi öğretir. Hayatı tanıtır fark ettirmeden, büyüyüp de kalınca kendi ayaklarının üzerinde o zaman anlarsın, bilgi bankandakiler eline hazırca geliverince. Meğer o depoya ne çok şey sığdırılmıştır, her ihtiyacın oradadır.  

Kendimi düşündüm bir an yaptıklarımı, başardıklarımı, becerili olmak gerekse de bu yönlendirmeyi, bilgiyi, biçimlemeyi bana veren onlar. O çok değerli hocalarım, meğer ben sizlerden ne çok şey almışım, ne çok bilgi ile donanmışım.

İlkokul öğretmenim, verdiği bilgileri şu an bile kullanıyorum. Öyle bir işlemiş ki hafızamıza nakış nakış. Onun sayesinde, onun öğrencileri olan ben ve arkadaşlarım hepimiz bir yerlere geldik, meslek sahibi olduk, her şeyden önemlisi iyi birer insan olduk. Minnet ve rahmetle anıyoruz, nur içinde yatın sevgili Abdullah öğretmenim.

Tüm hocalarımızın önünde saygı ile eğilip, hakkını ödeyemeyeceğimiz gibi benim için çok özel iki kişi var bu yazı dizisinde anlatmak istediğim. Yıllarını öğrencilerine adamış iki kardeş, ortaokul öğretmenlerim. Birisi Türkçe, bir diğeri ise resim öğretmenim. İkisi de birbirinden değerli ve başarılıydı branşlarında. Memleketinin çocuklarını yarınlara hazırlamak için kendi özel hayatlarını, yaşantılarını hiçe sayan bu iki özel insan.

Ahmet Hocam öğretti güzel Türkçemizin zenginliğini, değerini; duygularımı ifade edip yazıya dökebilmeyi. Yine ondan öğrendim, kalem kâğıdın benim dostum, sırdaşım, en iyi arkadaşım olduğunu ve bu şekilde dertleşmeyi.

Ya Nejla Hocam, bana en sevdiğim işi resim yapmayı öğreten, içimde ki resim sevgisini keşfedip ortaya çıkaran. Ben ondan öğrendim ilk renklere bulanmayı. O öğretti dünyada ki renklerin ne kadar çok ve güzel olduğunu, tabiatın ahengini, armonisini. Yine ondan öğrendim bambaşka bir gözle bakıp görebilmeyi, fırçamı tuvalde dans ettirmeyi.

İki kardeş ve ikisi de rahatsızlanmışlar; çekilmişler kendi köşelerine, sessiz sedasız kalan yaşamlarını sürdürmeye çalışmakta.  12. Sergimi bu değerli hocalarımın bilgileri ile yoğrulduğum ve benimde dünyaya geldiğim yerde açtım. Memleketime hep gelir giderdim ama kısa kısa, koşa koşa gidiş geliş olurdu, başka yerlerde ve çalışma şartlarının sıkışıklığı arasında. Zira ortaokuldan sonra ki eğitimime İstanbul’da devam etmiştim. İş hayatımdan dolayı hep dışarıdaydım, doğduğum yerden uzakta.

                                                                                              Devam edecek

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: