• resmi ilanlar
Fuat Bayramoğlu

OLMUYOR, OLMUYOR, OLMUYORRRR..!

19.12.2014 00:00:02

Olmuyor, Olmuyor,  Olmuyorrrr…!
diye haykırıyordu Boluspor alt yapı kaleci hocası.
Genç kaleci, alnından süzülerek akan terini, kolunun yeniyle hırsla sildi.
Neden olmuyordu ki?
Genç delikanlı ayak parmaklarının ucunda gene yaylanıyor, sağa  sola uçuyor, bir türlü hocasını memnun edemiyordu.
Antremana katılan diğer kaleci arkadaşları bu hareketi yaparlarken, genç kaleci bir türlü sıçramayı tam yapmıyordu.
Sıra kendine geldikçe sıkıntısı artıyor, istenilen sıçrama, yaylanma ve sağa sola zıplamalarda bir türlü kendini beğendiremiyordu.
Ne vardı ki hocasına da için için kızıyordu.
Bir de beğense ne olurdu ki?
Hep Olmuyordu… , Bir kerecikte oluyor deseydi ya…

***
Diğer teknik hareketleri uygularken arkadaşlarından aşağı değildi. Onlar kadar başarılı, onlar kadar mutlu ve Onlar kadar umutluydu.
Geleceğin en başarılı kalecisi olacağına çok inanıyordu.
***
-Bak şimdi, iki bacağın yarım metre açıklıkta olsun, ayak parmak uçlarında hafifi hafif yaylanacak, ve birden refleksle sıçrayacaksın. Sıçradığında topa bütün hızınla ulaşacak ve de bunu çok hızlı yapacaksın” demişti hocası, yapacağı hareketi de gösteriyordu da.
Kendinden önceki arkadaşları bunu rahatlıkla başarmıştı.
Genç kaleci adayı da bunu başarabilirdi. Kendini hazırladı. İki bacağını yarım metre açıklıkta, ayak parmak uçlarında hafifi hafif yaylanıyordu. Kaleci hocası karşıdan topa vurdu.
Delikanlı birden sıçradı. Reflekslerini zorlasa da,  topu yanı başından kaçırmıştı.
Hocası gene beğenmemişti.
Olmuyor,  Olmuyorrrr…!
***

Gecenin saat 12 sinde, genç kalecinin babası büyük misafirler için ayırdığı salondan gelen  sesler nedeniyle bu odaya yöneldi. Aralık olan kapı aralığından oğlunu görüyordu. Gayri ihtiyari O’nu izlemeye başladı. .
Oğlu, iki bacağını yarım metre açmış, ayak parmak uçlarında hafifi hafif yaylanıyor ve birden refleksle sıçrayıp halının üzerine uzanıyordu.
Bu hareketi ardı ardına 4 kez yaptı.
Baba bu büyük misafir salonuna girdi, gecenin yarısında uykulu haliyle   “Olmuyor,  Olmuyorrrr…!” “ Gecenin bir yarısında sıçrayarak, gürültü çıkarmak hiç de uygun değil. Bu olacak iş mi şimdi, hadi yatağa” dedi.
Bu da olmamıştı. Genç kalecinin hayatında olmayan bir şeyler vardı.  

***
Teneffüslerde, kaldırımda, okul yolunda, her şartta genç delikanlı parmak uçlarında sıçrıyor, diğer kaleci arkadaşları aklına geldiğinde, Onlarla kendini mukayese ediyor ve kendi kendine de kızarak Olmuyor,  Olmuyorrrr…! diyordu.
***
Gün batımına doğru, genç kaleci, İzzet Baysal caddesinden, Valilik önüne geldi. Oradan da Cumhuriyet Caddesi’ne indi.  Hızlı hızlı yürürüken, dilinde bir şarkı elleri de söylediği şarkıya tempo tutarcasına hızlı ve de acele ile eve gidiyordu.
Başı ve gözleri aniden geriye döndüğünde gayri ihtiyari, kaldırımda üzerine bir taksinin son hızla geldiğini gördü.
***

Cumhuriyet Caddesi’nde bir taksi, direksiyon rotunun aniden çıkmasıyla birlikte, hareket halindeyken, kontrolsüz olarak kaldırıma çıkmış bir giyim mağazasının vitrinine hızla dalarken,  bıyıkları terlememiş genç bir delikanlıya tamponuyla değmişti.

 

***
Bu taksi, genç kalecinin üzerine gelen ve kalecinin, son anda fark ettiği arabaydı.
Taksi vitrine girmiş, cam çerçeve kırılırken takside artık durmuştu. Genç kaleci ise bu taksinin ön kaputunun üzerinde heykel gibi dikilirken, belli ki korkunun da etkisiyle olayları anlamaya çalışıyordu.
Genç kendi kendine soruyordu; Ben bu kaputun üzerine nasıl ve ne zaman çıktım?
***
Esasında üzerine gelen taksiyi fark eden genç kaleci,  ayak parmak uçlarında birden yaylanıp refleksle sıçramış, birden yükselip indiğinde de ön kaputun üzerine ayakları birbirinden yarım metre aralıklıydı. Kaputun üzerinde heykel gibi dikiliyordu.
Bir anda her tarafı meraklı bakışlarla çevreleyen insanlar, kuru kalabalıklar olay yerine çoktan dolmuştu.
***
Vitrine giren taksinin sürücü kapısı açıldı. Taksi sürücüsü genç kalecinin çok yakından tanıdığı birisiydi. Sürücü taksiden  indi ve genç kaleciye şunlar söyledi:
-Olmuyor,  Olmuyorrrr…! diyordum ya, bak şimdi oldu. Şimdi tam oldu!, dedi.
Genç kaleci şaşkındı,  bir kere daha şaşırdı. Bu taksinin sürücüsü, kendi kaleci hocasıydı.
Genç kaleci kaputun üzerinden basit bir sıçramayla indi ve kaleci hocasının elini O’na hiçbir şey demeden hürmetle öptü,
Hocası da öğrencisini, biraz da olayın etkisiyle sevgiyle kucaklarken, genç kaleci hocasının sıçramasını ilk defa beğenmesinden dolayı sevinçten coşarken, olanları ise çoktan unutmuştu.

YORUMLAR  (Toplam 2 yorum)

  • f.bayraktar  (20.12.2014 12:00:21)

    Teşekkürler hocam

  • m. kurt  (20.12.2014 05:15:46)

    hiç kimseye tam yetişmeden yetiştin dememk lazım.burada hocada kalacide kazandı.herkes işini en iyi bilirse kalkınırız .yazınızda iyi dersler var.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: