• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

ÇIKILIRMI BU GİDİŞLE DÜZE?

25.02.2013 16:33:10

ÇIKILIRMI BU GİDİŞLE DÜZE?

25.02.2013

 “Geldik yüze, çıktık düze” eskiden kullanılan ve zorlu kış günlerinin nihayet son bulduğunu anlatan bu özdeyiş, yılın en soğuk olan kırk günlük Erbain ile elli günlük Hamsin sürecinin de sonuna gelindiğini anlatmaktadır. (O dönemlerde 180 günlük kış dönemine “Kasım”, 186 günlük yaz dönemine de “Hızır” denilirdi.) 

Bu sürenin sonunda, Arapça da kor anlamına gelen ilk cemre 20 Şubat da havaya düştü. Baharın müjdecisi olarak bilinen cemrelerin ikincisi yedi günlük aradan sonra 27 Şubatta suya ve bir yedi gün sonra da 6 Mart da da toprağa düşecek. Böylece doğada uyanıp canlanmaya başlayacak tüm ihtişamı ile. Zira cemrelerle birlikte ısınma başlar, havada, toprak ve suda. Özellikle toprağa düştükten sonra, yıllar içinde yapılan ölçümlerde hep belirli oranda ısınma olduğu da tespit edilmiştir.

Bir efsaneye göre Cemre yiğit bir delikanlıdır ve gökte (uzay da) yaşar. Uzaktan gördüğü dünyaya karşı, içinde büyük bir merak vardır ve bir gün dünya ya gitmeye karar verir. Gökten atlar ve önce havaya (dünyanın atmosferine) düşer.  Burada yaşayan bir kız görür ve aşık olur. Kızın aşkından alev alev yanan cemre, hem serinlemek hem de temizlenmek için suya atlar. Sudan çıkarak toprağa geçen cemre, nihayet sevdiğine kavuşur ve etrafı ılık bir hava sarıverir bir anda. Yeryüzü yeşillenip, çiçeklenir bu sevenleri sararcasına. Böylece güzelim baharda, tüm rengârenk görselliği ile gelmiş olur.

Normalde mart ayı ile birlikte biraz soğuk dönemler olsa da önümüzde ki ay yinede nasıl geçeceğini göreceğiz kısmetse hep birlikte. Öyle ya eskiden “mart ayı dert ayı”, “mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” denecek kadar sert olan soğukları ile meşhurdu.

Eski zamanların birinde yaşlımı yaşlı bir kadın yaşarmış. Tek geçim kaynağı olan iki tane de oğlağı varmış. Kışı zar zor bitiren yaşlı kadın, “cemreler düştü” diye sevinçle haykırmış ve “hem ben hem oğlaklarım kurtulduk” demiş. Doğa ana bu, duyunca yaşlı kadının sevinç çığlıklarını, “dur demiş daha bitmedi, sevinme öyle”. Ardından başlamış şiddetli yağmurlar, fırtınalar buz gibi soğuklar. Çobanların kaz sürüleri kırılmış kazkıran dağlarında. Yaşlı kadın yakacağı kalmadığından kazma kürek ne bulduysa yakmış ama oğlaklarının, bu soğuktan donarak ölmesine engel olamamış. O yüzdende bu soğukların adı (11-17 Martta) kocakarı soğuğu olarak kalmış. Ayrıca koz kavuran fırtınası, çaylak ve kırlangıçların gelme zamanlarındaki fırtınalarda yine mart ayı içinde görünenlerdendir.

Bu sene Bolu’da, doğru dürüst kar görmeden, kışı yaşamadan bitirdik ve bahara kapımızı açtık. Öyle ki gündüzler bahar kıvamında, geceler kış soğuğunda geçti. Mevsimlerde değişti, değiştirip bozduğumuz ekolojik denge sayesinde. Ama Avrupa kar dan nasibini fazlasıyla aldı, neredeyse güneşi görmeden geçirdi kış mevsimini. Tıpkı uzmanları gelecek yıllara dair bilimsel verilerle dünyanın gidişatı hakkında yaptıkları tahminler gibi.

Dünyada ki bölgelerde, mevsimsel değişikliklerin olacağı, çölleşmenin artacağı, gece ile gündüz arasında büyük ısı farkı görüleceği, gündüzler aşırı sıcak, gecelerin de aşırı soğuk olacağının üzerine basa, basa belirttikleri gibi. Bozulan ekolojik denge sonucunda oluşan küresel, iklimsel değişimleri anlatıyorlar. Ama hala ısrarla devam ediyoruz, karbondioksit, metan, azot oksit gazlarını atmosfere salmaya, endüstride, tarım ve fosil yakıtlarla.

Hala neden gerekli önlemleri almakta bu kadar yavaş davranıyoruz? Gelecek nesilleri yaşamlarını neden ellerinden alıyoruz? Dünyayı yakıp yıkmak için değil, iyi şeyler yapıp, düzeltmek adına acele edelim. Her geçen gün torunlarımızın aleyhine işliyor.

Sevgi ve saygılarımla

Fatma Marmara

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: