• resmi ilanlar
Fuat Bayramoğlu

SAYIN VALİMİZİN TWEETİ

09.01.2015 00:00:02

Hepimizin mutlaka okula gitmişliği vardır. Kendimizi bilmeye başladığımız andan itibaren, annelerimizden sonra ikinci anne-babamız mutlaka “sevgili öğretmenimizdir”. İkinci evimizde “biricik okulumuzdur”.

Okul hatıraları ve askerlik hatıraları, milletimizin beynine kazınan en değerli anılardır.
Okul öncesi, ilkokul derken, toplum içinde yaşamaya ilk o zamanlarda başlarız.
 Müdür amcamız, babacan müdür yardımcımız, sevgili öğretmenimiz, kıymetli arkadaşlarımızla mutluluklarla dolu ilkokulumuzda yarınlara koşmaya başlarız.
Yağ satarım bal satarım, şarkılarıyla ip atlar, yıllarımızı keyifle  çabuk aşarız. O yıllarda okulumuz her şeyimizdir.

***
Ortaokula başlarken boy atarız, ergenlik alametleri başlar sağımızda solumuzda.
“Eyvah kızım”
büyüdü demeye başlar babalar, bıyıkları terlemeye başlayandır delikanlılar,
Boy uzar, kilo artarken, birden karşımızda 10-13 ayrı hoca ders vermeye başlar ortaokulda lise yıllarında. Ödevler konular farkı, öğretmenlerimizin karakterleri ayrı, mevzuatlar, emirler, resmiyetler derken anlarız ki büyüyoruz
.
Sorunlarımız da büyümeye başlamıştır.  
O ergenlik yıllarında, arkadaşlarımıza bağımlılık başlar, çevremizdeki olayları daha iyi anlamaya çalışırken, büyüme arzusunu gösterme meraklarına bağlanırız.
En büyük hatıralarımız artık hocalarımızla, karşılıklı olarak aramızdaki negatif veya pozitif diyaloglarımızdır.
O kocaman “hocam ” dediğimiz adamların kıyamadıklarını sandığımız notları, bizlerinde onları alacak bilgimizin tam olmadığını sanırız, ergen ergen kavak yelleri eserken.
Genciz ama tecrübemiz hiç yoktur. Tecrübe olmayınca da, tartamayız bazı hareketlerimizi ve duygu düşüncelerimizi.
***
Hele geçmişte gittiğimiz o bazı dershanelerdeki yuvarlaklar yok mu? O dört yuvarlaktan yanlışlıkla 3 yuvarlağı karalamışsak, sözde “saftrik” “aptalık,” hissetirir.
Bütün hayatımız bu yuvarlakların hangisini karalarsam, “o kadar akıllı” olacağımızdır.
Resim, spor, nezaket, latifliğin notla ölçülmediği ortamlarda bir kenara atılır, varsa yoksa yuvarlak karalama ve karalatma ön plandaydı.

Bu yuvarlaklar insanların geleceklerini öyle etkilemeye başladı ki, ahlak, ilim, hikmet, irfan,  efendilik, tarih, okumak, araştırmak, nezaket gibi kavramlar çoktan rafa atılmıştır. Sınav kaygıları öğrencileri, ailelerini, ekonomik gelirlerimizi, gerer. Olumsuzluklar okumayı da okulları da bir şekilde vurur.

Bu yuvarlak karalama kaygısı gençlerde, geleceğimizi sadece bu karalamalara hipnozlayan uygulamalar, eğitimden zevk almamayı, okulu sevmemeyi, okumayı da, romanı da, sanatı da, bilimi de, araştırmayı da katlediyor muydu yoksa?
***
Gençlerimizin, toplumumuzun çevresini saran görsel medya başta olmak üzere internetin denetimsiz uçsuz bucaksız dünyası,  kişisel sosyal medya portalları, cep telefonundaki piyasa ve çılgın programlar, televizyon, sinema sektörü ile yaşantılarımız daha fazla görsel davranmaya ve görselliğe düşkün olmaya başladı. Saygı, sevgi, araştırma, vefa, çile, paylaşmak, sabretmek, empati kurmak gibi değerler daha yeşermeden,  hissedilmeden ölmeye, ölü doğmaya başladı.  Zaman içinde yetişkin dediğimiz kişilerde ciddi olarak bu girdabın içine rol almaya başladı.

***
Sorunların bir kaçını biz yukarıda kendimizce açmaya çalıştık. İfadelerim  koca buz dağının deniz üzeride görünen küçük bir parçasıdır.. Esas çalışmalar uzmanların yapacakları ve nedenleriyle ortaya koyacakları geniş faaliyetlerin bütününü kapsayanıdır.
***
Şimdi esas konumuza geliyorum. Lütfen buraya dikkat buyuralım!
04 Ocak 2015 Pazar günü. Bolu Valimiz Sayın Ahmet Zahteroğulları’nın bir tweeti gündemdeki yerini aldı. Sayın Valimiz :
-“Retweeted Ahmet Zahteroğulları (@azahterogullari):

Önümüzdeki günlerde tüm öğrencileri kapsayan bir araştırma yaptıracağım: çocuklarımız okulu neden sevmiyor?sevdirebilmek için ne yapmalıyız? ”
***
Bu twiti okuyup,  muhtevasının genişliğini düşündükçe, büyük bir özlemi, sevgiyi, merhameti, bilimi, gerçekçiliği, sorumlulukları içinde barındıran bu tweetin, yabana atılmaması, desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Pozitif bilimin bulgularına ve duygularına tercüman olacak bu tweetdeki derinlik, kendi kendimize de sorgulatmaya başladı. Bu sorgulama herkesimi kaplamalı. Bu çalışmanın Türkiye’deki bütün illerde de araştırılması gerçeğini düşündüm.  Tıpkı, Bolumuzda Türkiye’de ilk uygulanan “Bolu’da Zümreler Çalışıyor” toplantılarının sonuçlarının Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr Sayın Nabi Avcı tarafından görülmesi ve dikkate alması, ilimiz adına başlı başına büyük bir sonuçtur. Umulur ki yukarıdaki tweetin içinde barındırdığı geniş çerçeve, bütün Türkiye’ye yansıyacaktır.

***
 Sayın Valimizin bu ifadesi,  yerelde de, sorunların çözümü ve çözüm yollarında o yörenin insanları tarafından, kendine has bilimsel metotlarla, kanun ve yasalara uygun olmak şartıyla ortaya konarak, bu konuda çok geniş sonuçları ortaya koyacak çalışmalarla karşı karşıya kalabileceğiz.  
Bu kıvılcımın her kesin, her kesimin yüreklerinde bir heyecan dalgası oluşturacağına inancım sonsuzdur. Hatta bu çalışmanın sonuçları ülke genelinde de izleneceğine inanıyorum.

***
Bir hastalıkta, önce belirtiler, uyarılar ve işaretler ortaya çıkar. İşte burada erken teşhis gereklidir. İyi bir inceleme, doğru teşhis(tanı) sonucunda, etkili ve doğru bir tedavi gereklidir ki, şifa bulunabilinsin.
Sayın Valimizin gündeme getirdiği, sevgili çocuklarımızın ilerleyen yıllarda evi kadar, mübarek olan ikinci evleri olan okullarımızı çok sevmemiz gerekirken, buna mani olan nedenlerin uyarılarını ve belirtilerini, teşhis edip iyileştirmek istemesinin cevabını, bu işin tam merkezinde olanlardan beklemesi ve hedefi 12’den vurmak istediğindendir.
Bu istek ve amaç hepimizin yüreklerine de düşmelidir.
Farkındaysanız, derdi yüreğine düşürenlerin olduğu, çok net görülmektedir.
Bu konuda biz şahsi fikirlerimizi sizlere, kamuoyuna bu yazımızla sunduk.
Esas söz, fikir sahipleri bu işin uzmanlarındadır. O nedenle bu çalışmaları baştan desteklemeliyiz.
Bu çocuklarımızın gelecekleri, hayalleri, idealleri, emekleri, yarınları mübarektir vazgeçilmezdir.
Bu gün, ne ekersek yarın onu biçeceğiz.
O nedenle geleceğimizde, bir gün karşımıza gelecektir.
Bu öneriyi, hayati konuyu kamuoyuna sunan, araştırma yapacağını ifade eden Sayın Valimize teşekkür ve dua edelim.
Çocuklarımızın dertleriyle ihlâsla dertlenen bir Valimiz olduğu içinde, Allahütealâ’ya şükredelim.  

 

 

 

YORUMLAR  (Toplam 4 yorum)

  • M.Özyılmaz  (11.01.2015 14:02:10)

    dersler ağır gidiyor.derslerde kuru kuru oturuyoruz.ders dinleyin diyorlar.hep dinliyoruz.hergün dinlyorz.otur babam otur.biz oturmak istemiyorz. bu bir gün değil,birhaft değil bir yıl değil,biz niye oturup duruyoz.her hoca dersim en iyi bilinsin istiyor.bizden eherkes en iyi bilin istiyor.bir hoca sadece kendi dersini biliyor. biz neden bütün dersleri bilecez?paranız varöı diyen yok.iş bulacksınız diyen varmı yok.zenginmisiniz diyn varmu yok.geriye bir yarenler varbirde boluspor var.onları elimizdenalmayın.birde öğrenciyi sevmeyenleri başımıza göndrmyin.çoklaf etmyn.iş yapın.

  • ayhan vural  (11.01.2015 12:19:11)

    Fuat hocam saygı ve hürmetler. İçten yazılarınızın devamını dilerim. Kaleminize, yüreğinize sağlık.

  • sakaryalı  (10.01.2015 09:25:20)

    hocam özledik seni teşekkürler yazilarin için.valimizin çok seviyorum bitanem valimiz var

  • Burçin Uzun  (10.01.2015 09:08:19)

    Sosyal yazılarınızı beğeni ile okuyoruz.Yazar; bizlere farklılıklar sunmalı. Mahalle dedikodularından arınmış köşe yazılarınızı her hafta okuyoruz. Yurt dışından takip ediyoruz. Vali beyi de tebrik etmek gerek.İl olarak şanslı bir ilimiz var.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: