• resmi ilanlar
Fatma Marmara [email protected]

AY IŞIĞINDA SOHBET

09.03.2015 00:00:03

 

1.Bölüm.

New York kentin de 40.000 dokuma işçisinin grevi ile başlayıp, polisin fabrikayı kilitlemesi ve tam o sırada çıkan yangında çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 129 kişinin yanarak can verdiği o gün, önce Danimarka daha sonra ülkemizde “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul edilmiş.

Kadınların toplumdaki konumunun ele alındığı bu günde Türkiye ve Dünya verilerine baktığımızda, kadınların hala içler acısı bir durumda olduğunu da görüyoruz. Kadınlarımızın ruhlarını, kalplerini bedenlerini kırıp, parçalanarak; eş, arkadaş, dost, anne, kardeş, kız evlat, bir birey olmaktan çıkarılıp, her türlü taciz, tecavüz, hakaret, saldırı öğesi haline geliyor.

 

 

Bu hafta 4 yaşından itibaren Avrupa’da yaşamış, İlköğretim, lise, üniversiteyi Almanya’da okumuş, önce stilist sonra uzun yıllar eşiyle birlikte restoran işletmeciliği yapmış ve 38 yıl sonra Türkiye’ye dönüş yaparak yerleşmiş Nuray & Erkan Çetin çiftiyle birlikteydim. Evlendikten sonra bir günümüz bile ayrı geçmedi dediği eşiyle birlikte açtıkları Moonlight cafe (Ay ışığı) de Bolu’muza, Avrupa ve Türkiye mutfağından eşsiz tatları sunuyorlar. Birbirlerine karşı saygı ve hala ilk gün gibi sevgi ile bakan bu güzel çiften önce Nuray Hanımla başladık sohbete. Tabi öncelikli konumuz, içinde bulunduğumuz haftadan dolayı kadınlardı.

 

 

-Yurt dışında çalışırken, bir bayan, anne ve eş olarak yaşantınızda ki zorluklardan bahsedebilir misiniz?

4 çocukla iş hayatı ve yaşam hiç de kolay bir şey değil. 4 çocukla işe gitmek, eve gelmek evde iş yapmak, aileni bir arada tutarak koordine etmek, çocuklarla ilgilenmek; bir bayan olarak gerçekten çok kolay bir olay değildi. Hayatınızda belirli bir yere gelmek istiyorsanız zorluklardan korkmayıp cesaretli olacaksınız. Hele bir bayan olarak bu çok önemli.

-Ülkemizde ki bayanlar hakkında görüşleriniz nelerdir?

Ben bugün ülkemizde, belirli bir seviyede ki yerlere gelmiş bayanları görüyorum ve bundan çok gurur duyuyorum. Daha fazla, daha fazla olmalı diyorum. Bizim bayanlarımız akıllı, çalışkan, fedakar hem evinde hem de dışarıda iş hayatını gayet düzgün sürdürebilen bayanlar.

-Yabancı bayanlarla kıyaslama yapacak olunursa, neler söylemek istersiniz?

Hayır, kıyaslayamıyorsunuz. Şundan dolayı kıyaslayamıyorsunuz. Yabancı bayanlar fedakar ve çalışkan değil, yabancı bayanlarla o kadar farklı yönlerimiz var ki. Biz çocuklarımız, ailemiz, anne babamız, eşimiz için yapamayacağımız bir şey yoktur. Ama yurt dışında Almanya’da ki bayanlar kendi çocuklarına bile yapamıyor ki bunu kalksın anne babasına, arkadaşına yapsın. Maalesef bu böyledir. Kendi egoları, kendi hayatları, kendi beyinleri için çok rahatlar. Üzmezler kendilerini. Üzülmezler, fazla dertlenmezler, dert çekmezler. Bundan dolayı da kendi hayatları bizim gibi ağır, düşünceli, üzgün geçmiyor. Çok rahatlar, oldu oldu, olmadıysa olmadı.

 

-Yurdumuzda bayanlara yönelik yaşananlarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Türkiye de orta bir görüş yok. Ya çok yüksektesiniz ya da çok alçaktasınız. Bir ortamız yok bizim. Evet, ekonomik güçleri olan bayanlar çok rahat yaşayabiliyor. Meslekleri elinde. Ama bir diğer bayanlarımız var ki hakları, öz güvenlikleri elinden alınıp yok edilmiş, eşleri, hayat arkadaşları çalışıyor diye ona kul köle olmuş, kendi fikri olmayan, anne olarak aşağılanan, eş olarak değer görmeyen bir kadın kitlemiz daha var. Ben bunu bir bayan olarak düşündüğümde inanın ki içim acıyor. Olmaması gerekir. Yani bu nasıl bir zihniyettir ki benim canım istedi, kafam buna bozuldu, kadını öldüreyim, katledeyim. Sen ayrılmışın hayatına yön vermişsin, sokakta gördüm de işte bir şey söyledi kafam bozuldu, tuttum vurdum. Böyle bir dünya yok, olmamalı. O zaman bizde bayanlar aynı şeyi mi yapalım? Belimizde silah taşıyıp, kızdığımız erkeği vuralım mı? Unutmasın ki onu da bir kadın dünyaya getirdi. Anlaşmayabilirsin, sevmeyebilirsin, yollarınız ayrılmış olabilir ama medeni insanlar olarak yolu ayırıp herkes kendi hayatına yön vereceğine, öldürmeyi tercih ediyor.

 

Aslında onunda hayatı ölüyor. O ölüyor da onun hayatı devam mı ediyor? Arkanızda bıraktığınız çocuklarda ölüyor. Sen bir kişiyi katletmiyorsun ki. Her iki tarafın aileleri de ölüyor. Acaba diyorum; bizim ekonomimiz bu kadar mı bozuk, insanlarımızın psikolojisi gerçekten bu kadar çok mu bozuldu ki bu olaylar yaşanıyor?

Devam edecek

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: