• resmi ilanlar
Fuat Bayramoğlu

ALAMANCI YÂRİM

22.05.2015 00:00:02

Ferah bir cafe de, genç delikanlı, Almanya’da doğup, büyümüş nişanlısı kumral bir kızla birlikte çay içiyor, sohbet ediyorlardı. 

Genç adam hayatındaki hüzünlü, eğlenceli, ilginç hatıralarını anlatırken, genç kız da Almanya’daki günlerinden, maceralarından, ailesinden bahsediyordu.
Her ikisi de çeşitli bahanelerle birbirine can kulağıyla dinliyor, birbirlerinin özelliklerini, zaaflarını, hobilerini, sevinç ve üzüntülerini keşfediyorlardı.
Neşelerine diyecek yoktu.
Genç adam, lise sonrası Üniversite de okumamış, hemen ticarete atılmış, genç yaşta da baba desteğiyle zengin olmuş, zengin sayılırdı.
Deri ticareti ve deri ürünlerinden kemer, cüzdan, kadın süs eşyaları gibi kaliteli mallar imal edip, pazarlıyordu.

Ailelerin zorlaması, isteğiyle ve teklifiyle, iki genç bir araya gelmiş, evlenmelerinin her iki taraf için de hayırlı olacağı kararı verilmişti.
*** 
Sohbetin ilerleyen anlarında, Almancı kızın en yakın arkadaşı Şule’de, o cafe’ye davetli olarak gelip,  bu sohbete katıldı. Her iki bayan da Almanya’da doğup büyüdüklerinden, Şule daha tam  türkçeyi tam konuşamıyor,bazen de anlamak için aval aval bakıyordu  
Bu nedenle de sohbetlerini almanca yapmaları, daha kolay anlaşmalarına neden olduğundan, Almanya’da da almanca diliyle iletişim kuruyorlardı.  
O kumral kız, nişanlısı genç adamdan İzin alarak, Şule ile Almanca konuşarak sohbete başladılar.
 ***
Genç adam sohbetin dışında kalsa da, boş boş gözlerle yoldan geçen arabalara bakıyor, bazen de çayını kerelerce karıştırarak oluşan girdabı kaşığıyla bozuyor, cep telefonunun tuşları arasında sörf yapıyordu.
Canı sıkılsa da müstakbel nişanlısı için bunlara katlanıyordu. Nişanlısını çok seviyordu.
***
İki bayan çok iyi bildikleri almanca diliyle kadın kadına dedikoduya çoktan başlamışlardı.  
Nişanlı kız ve misafir Şule, sohbet konusu yanlarında olan nişanlısı genç delikanlıydı.
Konuşma bir ara, dedikodu derken, tehlikeli konulara geldi.   

***
Sohbet almanca olarak devam ediyordu:
- Kız sen bu adamla yapamam demiştin, değil mi?
-Evet!
-E, neden buralarda, bununla nişanlanıp, sürtüp duruyorsun ki?
-Peder beyin, annemin gönlü olsun diye katlanıyorum ya,
-Bak sen, sonra ne diyeceksin babangillere?
-Salla ya, onların da gazını alalım, sonrasına kesin bir çare bulurum!
-Hans ta diyor ki, Almanya’ya döner mi benim yanıma, diye,
-Döneceğim tabiî ki, bu adamla yapamam ben, bunda spor yok, resim yok, fizik yok, kimya yok, o yok bu yok. Parası purası varmış, benim de param var!
-Davul bile dengi dengine çalar derler di mi canım, bu tipler bizi açmaz ya,
Nişanlı kız, çantasından çıkardığı yabancı menşeli sigarasını, alel acele yakıp, bütün ciğerlerine dolacak kadar içine çekip, uzun üflerken,  burnunun iki deliğinden de çıkan dumanlar gayet kararsızdı.
Şule de bir sigara yaktı.   
Süper almanca konuşan bu iki bayanın yanında hem sağır hem dilsiz özürlü gibi duran genç adam, arada sırada nişanlısının yüzüne sahte gülümseme ile bakıp, yine kendi dünyasına dönüyordu. Dikkati uzaklardaydı. 
Bayanlar almanca sohbete devam ettiler.
-Kolundaki bu bileziği ne zaman aldın kız ?
-Nişanlım olacak, karşımdaki adamın ailesi taktı!
-Vay, be, çüşş!
-Daha Takacaklarını bir görsen şaşarsın !
-Çüş, kız ne takacaklar ki?
-20 bilezik, 2 gerdanlık, ev, araba,yazlık  vs vs svs.
- Kız sen etmezsin 20 bilezik, dedi ve sırıttı.
Gülüştüler.
-Aileme ondan kızıyorum. Yok zenginmiş, yok karakterliymiş, yok delikanlıymış, bu ihtiyarları anlayamıyorum!
Sonra nişanlısına döndü, gülümseyerek türkçe ifadelerle:
- Sıkılmıyorsun di mi canım?
Yalan söyledi genç adam:
- Hayır hayır,.. Seninle burada olmak bana yetiyor...
Misafir bayan Şule, yine almanca:
- Bu adam da amma sabırlıymış ha,  
-Çaktırma ya, tebessüm et.  Eğleniyoruz işte!
-Tamam canım, biz yarın Almanya’ya gidiyoruz,

-Bizde 3-4 gün sonra uçacağız Almanya’ya!
-Hans’ı unuttum, selamı vardı sana, faceni, twitterini açmıyormuşsun,
-Onu hiç unutamıyorum ki, çok şeker çocuk o ya, aşkım benim, biraz sonra açarım..
-Hadi by..
-Dur, kız nereye?  Birlikte kalkalım, bekle beni, birlikte çıkalım!,
Ayağa kalktılar,
Genç kumral kız Türkçe olarak, nişanlısına:
-Canım benim, misafirim Şule’yi evine bırakayım. Onunla ilgileneyim bu gün. Akşam mesaj yazarsın. Ben de sana yazarım. Seni özleyeceğim byy,
-Tamam, yazarım, dedi genç adam.
Birbirlerinin ellerini sıkarak,  oradan ayrıldılar.
***
Esasında genç adam, bu durumdan hiç te memnun olmamıştı. Mesaj da yazmayacaktı. Aramayacaktı da.  
Çünkü ticari işi gereği,  üç yıl kaldığı Antalya’da, iyi öğrendiği ve onları anlayacak kadar iyi derece de Almanca biliyordu!
 
 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: