GELECEKTE BİR GÜN GELECEK!

28.08.2015 00:00:02

Zaman su gibi akıyor. İnanılmaz bir süratle vaktimiz geçiyor.
Yeni doğanlar çok hızla büyürken, ağıt şeklindeki selalar birbirine karışıyor.
En sonunda yapa yalnız kalınıyor ve yalnız , mahzun bir şekilde son sefere çıkılıyor.
Hayatımızın her anı bilinmeyen anlaşılmayan ve anlatılamayacağımız “hard disklere” kaydediliyor.
***
Tarihimize iz bırakan binlerce büyük gönül sultanlarımız ve fikir insanlarımız vardır. Bunlar tüm zamanların gönüllerimizdeki onur abideleridir. Bu büyüklerin yazılarını okuduğumuzda gönlümüzü bir huzur, yüreklerimizde rahmani düşünceler yer alır. Feyzler ulaşır kalplerimize. Hiç değişmeyecek ve gerçek kıymetli bilgiler bu zarif insanlar tarafından, bozulmadan günümüze sapasağlam getirilmiştir.
***
Bu on binlerin şu an çoğu zamanlarını hayırla doldurup, sessizce bu dünyadan gittiler. Geride hakiki eserleri kaldı.
O büyükleri unutsak bile, hatırlamasak ta, bilmemiz gereken öbür tarafta hayat bir şekilde devam ediyor. Çünkü ölmek yok olmak değildir,
***
Eserleriyle yaşayan toplumun gönül sultanlarını hayırla yad ederek, bu dünyadan sessizce giden fakat eserleriyle günümüze hikmet sunan, üç zarif menkıbeyle baş başa kalalım efendim.
***
Ebû Bekr bin Sa'dan “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretleri bir sohbetinde,“gıybet” husûsunda konuşuyordu ki;
“Ben, şahsen gıybet edecek olsam, kendi anne babamı gıybet ederim”buyurdu.
“Acabâ hikmeti ne efendim?”dediklerinde;
“Çünkü sevaplarımın, başkalarına değil, onlara gitmesini isterim de ondan. Zîrâ
gıybet eden kimsenin, sevapları alınır ve gıybetini yaptığı o kimselere yazılır” buyurdu.
***
Ebû Bekr bin Sa'dan “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretleri şöyle anlatıyor: “Âhirette, herkesin amel defteri eline verilip ‘Amellerini oku!’ denilecek.
Bâzısı defterine bakınca; “Yâ Rabbî ben dünyâda şu şu iyilikleri yapmıştım. Fakat onları, defterimde göremiyorum. O sevaplar ne oldu?”diyecek.
Ona cevâben;
“O sevapların senden alınıp, gıybetini yaptığın kimselerin defterine yazıldı" denilecek.
***
Ebû Bekr bin Sa'dan “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretleri şöyle anlatıyor:
“Âhirette, herkesin amel defteri eline verilip ‘Amellerinini oku!’ denilecek.
Bâzısı defterine bakınca; “Yâ Rabbî!.. Defterimde zinâ, içki ve kumar günâhları da var.. Fakat ben bu günâhların hiçbirini işlemedim” diyecek.
Ona cevâben;
“Evet, sen o günâhları işlemedin. Ama din kardeşlerini gıybet ettin... İşte, o gıybetini yaptığın kişilerin günâhları, onlardan alınıp senin defterine geçti" denecek.
*******
Gıybet, Kur'an-ı kerimde, ölü kardeşinin etini yemeye benzetilmiştir.
(Birbirinizin kusurunu araştırmayın, arkasından çekiştirmeyin, gıybet etmeyin. Kim ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Bu tiksindiricidir. O halde Allah'tan korkun.) [Bir âyet meali: Hucurat 12]
****
Ev, iş ve toplumun değer yargılarını yakıp yıkan “gıybet” kanser gibidir. Bu beladan kurtulmak, her birey için çok önemlidir.