MİLLİ TAKIMIMIZ, ZAFERİMİZ VE FRANSA

16.10.2015 00:00:02

Fransa, bu ara hep sınavımız mı oluyor?
Fransa bir ayna, ayna bu sefer farklı.
Fransa’ya gideceğiz.
Alın Terim’iz, İnan’an yüreklerimizle,
Dünyaya oradan farklı sesleneceğiz.
Fransa mı?
Buyrun o zaman yazımızı okumaya.
***
2015 Yılı Ocak ayının başları.
Fransa’nın başkenti Paris’te, 17 kişinin ölümüne yol açan terör saldırılarının ardından, toplam 50'ye yakın ülkeden devlet ve hükümet başkanının katılımıyla gerçekleştirilen ''Cumhuriyet Yürüyüşü'' Republique Meydanı’nda yapılmıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile birlikte, Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Mali Cumhurbaşkanı Boubacar Keita, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da yer almıştı. .
Oradaki, Cumhuriyet Yürüyüşüne Millet olarak ta büyük destek verdik.
Terör kimden gelirse gelsin, herkesçe ve her milletçe teröre karşı konulmalı diye haykırıldı.
Türkiye, Fransız kamuoyunun yanında oldu.
Olduk çünkü mertlik özümüzdür.
***
En son bu hafta terör Ankara’da kirli yüzünü gösterdi. Masum yüze yakın vatandaşımızı kaybettik.
Dünya liderlerinden gelen taziye ve baş sağlığı telefonlarından ziyade, onları da Ankara’da kol kola görmek isterdik.
Göremedik!
İstemek tabi ki olmuyor.
Tek dişi kalmış canavarlarda, benim teröristim kötü, senin teröristin iyi, mantığı devreye girince,
İş Cennet Vatan Türkiye olunca,dünyanın her yerinde biri gözlerini, biri kulaklarını, diğeri de ağzını elleriyle kapamış maymun figürlülerle karşılaşıyoruz.
Yani çifte standart ölçütü her zaman karşımızda.
Dünya liderlerini bu üç maymun zihniyetinin etkileri ve diğer menfaat(!) hesapları nedeniyle Ankara’da göremedik.
Milet olarak,   bu ayrımcılığı sorgulamamız gerekiyor.
Tarihin tekerrür ışığında, geleceğimizi NET görmemiz gerekiyor.
***
Bu terör olaylarının suçlusunu kendi has insanlarımızmış gibi, ileriyi geriyi düşünmeden söylenen o kadar çok ifadeler yok mu?
Üzülüyoruz.   Soruyoruz kendi kendimize,
Kapitalistlerin, kirli oyunun parçası mı oluyoruz?
Bu kirli oyunun sahipleri uluslar arası büyük hesap-kitap peşinde olan hain odakların olduğunu bilmiyor muyuz?
Osmanlı sonrası, Osmanlı bölünüp parçalanıp, minik suni uydu devletler ortaya çıkarılırken,
AB, ABD, Birleşik Kralık(Büyük Britanya) ismini alan İngiltere gibi ülkeler, birleşip büyürken,
Sömürü düzeni içinde,
Bu petrolü bol olan coğrafyanın bölünmesinin altında, bırakın şimdiki neslimizi, daha dünyaya gelmemiş gelecek kuşaklarımızı da şimdiden esaret altına alınmak istenmesi planlarını göremiyor muyuz?
Tarihimizi, dinimizi tam bilmiyor, yordayamıyor, değerlendiremiyor, bilmediğimiz için de “hakiki gerçekleri reddiyeye mi” zorlanıyoruz?
Birbirimize düşmemizi bekleyenlerin ekmeğine yağ sürmeye çalışanları kayıtsızca izlemenin, mantığını anlayamaz olduk.

Onbinlerce gönül erimiz, binlerce Matematik, kimya, fizik, kalp ilimleri ile ilgili eserler bırakan hakiki bilim adamlarımızı, gerçek İslam alimlerimiz, silsilei aliye büyüklerimiz varken, onlarla ilmi ve gönül bağımız neden koparılmak isteniyor?
Nedenleri artık iyi biliyoruz.
Ankara’da patlatılan bombanın yapımı, imalatı, kullanım amacının esas ana gayesini iyi anlayamazsak, anlamak istemezsek,
Hepimizin içinde olduğu geminin su alması kaçınılmazdır.
Malum bebek katilleri, zaten içinde olduğumuz geminin batması için ellerinden gelen bütün güçleri, dış kaynaklı hain çevrelerden ve ağabeylerinden(!) aldıklarını bile bile, hâlâ içimizde sen ben tartışmalarını sürdürmek,
Ellerini ovuşturan hainlerin oyununa gelmek olduğunu anlayabiliriz ve anlamalıyız.
İstersek te, Ülkemizi Nuhun gemisine döndürebiliriz. Bu felaketlerden sağ salimen kurtulabiliriz.
Öncesinde bu gemiyi sağlam yapmalıyız. Onun için de, gemiye aynı amaçla binmeliyiz.
***
Türkiye’miz medeni sandığımız ülkelerin 180 derece çark etmesiyle, yalnızlığa terk edilmek istendiğimizi anlamamız gerek.
İçeride hainlerin iş birlikçilerinin, ajanlarının, nüfus kağıdı mavi-turuncu olsa da, hakiki renkleri mason, Siyonist, Ermenistan özlemli kişi-kurum-şirket-devletler olduğunu bilmemiz gerek.
Bütün hainliklere karşı uyanık,
Ülkemizde ve yaşadığımız Bolu da, tasada ve neşede bir ve beraber birlik içinde olmamız gerek.
Her ne fikrinden olursak olalım, Ülkemizin, Bolu’nun menfaatlerinde, yaşadığımı coğrafyanın hatırına tek ses, tek yürek olmamız gerektiğini bir kere daha haykırmamız gerek.
Okumak, tarihimizi iyi anlamak gerek.
İlim, amel ve ihlâs üzere olmak gerektiğini kavramamız gerek.
***
Birlik ve beraberlik dedik ya,
Bu gerçeğin en yakın örneğini Salı gecesi (13/10/2015)Konya’da gördük.
Tribünler, futbolcular, Mevlanalar, bayraklar, dualar,
A Milli Futbol Takımımızın EURO 2016 finallerine katılma hakkını kazandı.
Konya şehrinin, Konyalıların bu zaferde payı çok büyüktür.
Konyalılar, ay yıldızlı ekibimize ev sahipliği yaptıkları Hollanda, Letonya ve İzlanda maçlarında birlik ve beraberlik içinde, ihlâsla Allah için, mükemmel destek oldular.
Şu bilinsin, Türkiye Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim ve Milli Takımımızın futbolcularının isteği üzerine, maçlarımız Konya'ya alınmıştı.
Çünkü Konya da MİLLİ BİRLİK ve beraberlik RUHU ve dayanışması mükemmel. Gaye birliği vardır.

Maç kadar, karşılaşmaların oynandığı Torku Arena'nın tribünlerini her maçta tamamen dolduran Konya halkı, al bayraklarımızla verdikleri halisane destek asla unutulamaz.
O bayrak gösterileri, HEPİMİZİN gözlerini yaşarttı.
Başarının esas nedeni birbirine düşen, çelmeleyen değil, en zor şartlarda bile 10 kişi kalsalar da birbirlerine destek olanların zaferiydi İzlanda maçı.
Bu maçı, normal bir maç gibi göremeyiz.

Bu maç Ardanın ve Ardaların gözyaşlarında saklı olan,
Şehitlerimizin kanı, yetimlerin duası, öksüzlerin bakışlarıyla kazanıldı.
Bu terör yüzünden muzdarip olanların sevinme maçı, Avrupa’ya, Merhaba Fransa diyenlerin sesi ve nefesiydi.
Zalimin zulmüne karşı, sevenlerin Allahının var olduğunun bir aynasıydı.
Türkiye, Fransa’da daha çok konuşulacak.
Bu zafer,
İşte bu sevimsiz Avrupalı rakiplerimizin, varlığımızdan rahatsız olan terör odaklarının ve işbirlikçisi maşaların kâbusu olmuştur.
Ay yıldızımız Fransa da nazlı nazlı dalgalanacaktır.
Arif Nihat Asya’nın dediği gibi,

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:

Yeryüzünde yer beğen!

Nereye dikilmek istersen,

Söyle, seni oraya dikeyim!

***
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2016) Eleme Grubu müsabakaları sonunda gruplarında ilk 2 sırayı alan 18 takımın yanı sıra "en iyi üçüncü" olan Türkiye, Fransa'daki finallere direkt katılma hak etti.
O gece, Hiç kimsenin ummadığı şeyler oldu... Kazakistan kazandı, biz kazandık ve Avrupa Şampiyonası'na gitmeye hak kazandık.
***
2015’ başlarında teröre karşı, destek vermek için gittiğimiz Fransa’ya,
13 Ekim 2015 Salı günü(1 Muharrem 1437 Hicri Yılbaşı gecesi) Avrupa’da söz sahibi olan futbolumuzla gideceğiz.
Tüm Avrupa’ya, gerçeğimizi her şekilde haykıracağız.
Tarihler boyu, yıkıldı dedikleri anda, hep son dakikalarda, 90’a taktığımız goller gibi,
Fransa’da da gerçeklerimizi, hep 90’lara takacağız.
Ay yıldızımız konuşacak oralarda,
Bizse, Arda gibi sevinçten ağlayacağız.
Ağlamak güzeldir, kahrolanların kahrolduğunu gördüğümüzde,
Bu sefere Fransa’da, gerçeğimize karşı kimse “fransız” kalmayacak, kalamayacak.
Başlarını öne eğecekler, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, aşağılık İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu nasipsizi.
***
Konya’da,
"İnan"ılmazı alın TERİM' izle kazandık.
***
10 kişilik milli takım ve alın TERİM...
İnan'mış Selçuk,
Merhaba Fransa,
Bekle bizi,
Türkiye Geliyor!
***
Teşekkürler Milli Takım, teşekkürler Terim, teşekkürler Aziz Milletim,
Rabbime sonsuz Hamd ederim.