• resmi ilanlar
Fuat Bayramoğlu

DİZİMİZİN, EVİMİZİN HALLERİ

23.10.2015 00:00:02

İnat ederek, evinin mutfağına yeni bir televizyon aldıran hanımın ve ailesinin dramı, televizyonların ana haberlerinde ve gazetelerin 3. Sayfa haberlerine konu olmuştu.

***

 Bir kız çocukları olan bu ailenin hanımının yegâne dünyası televizyondu. Kadın programları, diziler, kadının bütün dünyasını kaplıyor, komşular arasında da gün boyu TV programlarının dedikoduları yapılıyordu.

***

Yeni Televizyon, mutfakta fis-kos masasının üzerinde yerini alırken, kadının memnuniyeti yüzünden okunuyordu.

-Teşekkürler kocacığım, tam hayalimdeki televizyon!

-Diğer borçları ödeseydik daha iyiydi ya,

-Borç yiğidin kamçısıdır, daha ne borçlar öderiz. Kendini salıvermesene!

-Hem ne buluyorsun bu ucuz programlardan bilemem ki?

-Bak sen, sen de oturdun mu kanepeye saatlerce izliyor ve kalkmak bilmiyorsun. Diyene bak söyleyene bak.

-Geçen günkü dizideki kadına sinir oldum. Adamla evleneceğim diyor ama erkek kardeşiyle kaçıyor, olacak iş mi bu?

-Bey bey, kadın haklı, aşık olmuş napsın kız?

 -Hoppala, bunun adı şimdi aşk mı oldu yahu?,

-He ya, aşkmış, TV da öyle diyorlar ya,  ondan çok keyf alıyoruz.

Tartışma anlamsızca sürerken, adam odasına çekti gitti.

Kadın da yeni TV özelliklerini öğrenmeye başlamıştı. Bir yandan da entrikalarla dolu dizisini izliyordu.

***

Evin annesi mutfakta yemek yaparken, pembe diziye kendini fena kaptırmıştı.

Minik kız, oynadığı yerden kalkabilmek için sehpaya tutunmak isteyince, yeni TV sehpadan kayarak minik kızın minik  başının üzerine düştü.

Minik kızın başından kanlar akarken, minik yerde hareketsiz kalmıştı.

Anne feryadı figan,  acil olarak ambulans çağırdı.

Hastaneye kaldırılan çocuk, tüm müdahalelere karşı hayatını kaybetti.

Bu ölümlü yaşanmış olay, gerek ulusal gazetelerde,

Gerek ulusal TV haberlerinde üçüncü sayfa haberi olarak verilse de,

Haberi balık hafızalarda çabuk unutuldu.

Anne, söylediğine göre çocuğunun acısını unutmak için,

Şu an da, mutfakta gene dizi izlemekte!

***

Genelde evlerimizin en güzel odalarını misafir odası olarak ayırır, vitrinleri de güzel eşyalarla süsleriz.

Hiç kullanmadığımız bardaklar, tabaklar, cam seramikler,

Aile fotoğrafları vs, vs doldurur her yanı.

Oysaki kitaplarla donatmamız gerekmez mi vitrinleri?

Çocuklarımızın olduğu ortamlarda,

Kitaplar olmalı yatak odalarında, vitrinlerde, misafir odalarında ve mutfaklarda,

Kanepelerde, büfelerimizde,

Evde ailecek okuma saatlerimiz olmalı,

Her kitabı da değil, İlim ve bilim adına yazılmış kitapları ve

Gerçek alimlerin yazdığı din adamlarının kitaplarını okumalı.

Bazı kendini din veya bilim adamı diye ünvanlı sapık yazarların ,

Yurt dışı kaynaklı kişilerin, sapık fikirli kitapları da cana zehir olduğunu bilmelidir.

 …

Oku diyen bir dinin, hakiki bilim ve din adamlarının  yazdıklarını okuyanlardan olmalıyız,

Deprem kuşağındayız, dolaplarımız TV larımız, duvarlara rapt edilmeli,

TV’ lar kayıp düştüğünde,  bebekleri vuruyorsa,

O canım dolapların da bir gün ailelerimizin kâbusu olacağını da, unutmamamız gerekli.

Dolaplarımızda, vitrinlerimiz sabitlenmiş ve içleri kitap dolu olmalı.

O dolaplarda hakiki bilim, ilim, din kitaplarının eserlerinin yerlerini almalarını da sağlamalı

***

Televizyonlardaki, evlenme programlarının çoğu önceden yazılmış, görevleri dikte edilmiş, senaryo gereği ekranlarda karşımıza çıkanlar olduğunu bilmemiz gerek,

Saf yerine konulduğumuzu, reytingin acımasız parçası olduğumuzu bilmemiz gerek,

TV’ların günümüzde ucuz maliyetle, karşımıza sundukları bu programlarla, kasalarını doldurdukları, bizlerede ailelerimize de zehirlerini sunduklarını, kalplerimizi bozduklarını bilmemiz gerek.

Bakın dizilere, orada yaşananların evinizde, mahallenizde, ilinizde yaşanma olasılığı ve oranı % sıfırdır.

O nedenle sadece NEFSİMİZE  hitap eden bu yayınların sonuçlarının ikram edildiği gerçeğin adı, SADECE PİŞMANLIKTIR.

***

Diziler,

Dizlerimizi dövmeden, izlediğimiz diziler,

Sanat, edebiyat, Allah için değil, para için senaryoyo yazan çapsız, ruhsuz, köksüz, kendi tarihinden ve değerlerinden utanan, her şeyi para ve et gören,

Yeterki “en çok izlenelim” diyen,

Ne dünyamıza, ne ahıretimize yararı olmayan diziler,

Üç- beş şuh kadın, şehveti ve istediğini almak, çalmak için uygulanan entrikalar,

Bir iki tabanca ve kanlı sahneler, patlamalar,

Makyajlı yüzler, yakışıklı jönler,

Gözlere takılmış lensler, taranmış saçlar, kıyafetin olmadığı sahneler,

Kitleleri esir ediyor.

Okularına  giden savunmasız,körpe gençliğimiz de, bu dizilerin çukurlarına düşüyorlar.

Tuzağa düşen gençler, yarınından habersiz nesiller,

Kapitalizmin sınırsız tüketim hedefi içinde,

Emeksiz olarak elde edilmek istenen sonsuz kazançların arzularına kapılan sınır tanımayan istekleri, içinde tükettiğimiz nesillerimiz,

Hatta kendi nefislerimiz,

Sonuç mu,

Kendini tanımadan, dış dünyadaki alkolle, sigarayla, uyuşturucuyla, tanışan çare siz ve çaresiz gençlik!

Sorumluluk almaktan kaçan kişilik.

***

Haberimiz var veya yok,

Her anımızdan, hesap gününe doğru gidiyoruz.

Sonra diyorlar ki,

Yattığın yerde ışıklar için de uyu! Hakikaten ışıklar içinde mi uyunuyor mu?

Esas iş orada başlıyor, kabir ve ahiret hayatı bizleri bekliyor.

***

Bu diziler ve paralarımız, Birilerinin iştahını kabartıyor.

Olan sa sahipsiz ve bu asil milletin evlatlarına oluyor, olacak!

Sonumuz hayır olsun.

Hakiki Allah dostları, yar ve yardımcımız olsun.

Aileler, dizlerimizi dövmeden ,

Dizilerinizi gözden geçirin,

TV’ları kapatalım ve vatan, millet, ilim, bilim ve Allah için yazılmış bir kitabın sayfalarını açalım.

***

Matkapla kendi göğsünüzü açın. Oradan bakın bir daha içinize,

İçimiz ne halde, ne var ne yok diye

 

En gerekli de, Allah için Ehli Sünnet âlimleri tarafından yazılmış kitapları yerleştirmeliyiz  gönül kafeslerimize.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: