• resmi ilanlar
Rahmi Tamer Özçelik [email protected]

ŞİMDİ ÇANAKKALE’DE OLMAK VARDI …

04.04.2012 00:36:24

 

Çanakkale!...

Ne güzelsin sen, ne muhteşem…

 

******

 

Yıl 1991… Yaş 24…

Kuralar çekildi…

Elimde bir kağıt…

Üzerinde Çanakkale …

Müthiş bir üzüntü…

Neden?

Çünkü torbada Devrek var…

Kızıyorum kendime…

Neden çekmedin Devreği? Bolu’ya yakın…

Çanakkale’de ne işin var?

Sonra başlıyor Çanakkale günleri…

Bolu’ya çok benziyor…

Her yerde çam ağaçları…

Fazlası denizi…

Fazlası tarihi…

İlk işim Milli Park…

İçim acıyor…

İsyan ediyorum… Kızıyorum…

Böyle mi olmalı diyorum dünyaya yön veren, tarihi değiştiren topraklar?

Böyle mi olmalı destan yazılan yerler?

Yoğun bir tempo…

Tayinler… Ankara… Evlilik…Hakkari…

Yıl 1996… Yeni bir tayin … Yine Çanakkale…

Üzülüyor Hakkari’deki sevgili büyüğüm manav Yusuf Amca…

Nereden bulursun Çanakkale’yi 2120 Km…

Yeniden Çanakkale…

Tek bir fark var. Yanımda sevgili eşim …

Prosedürler…Yerleşme ve ver elini Milli Park…

Yeniden bir şok…

25 Temmuz 1994 tarihinde çıkan ve zamanın Orman Bölge Müdürü Talat GÖKTEPE'nin de alevler içinde kalarak görev şehidi olmasıyla ayrı bir trajediye dönüşen yangının izleri…

Tek bir teselli…

Milli parkın yeniden tanzim edilmiş olması ve en azından o büyük tarihe sahip çıkılmış olması…

Sonrasında, görev nedeniyle gelen misafirler ile benim şahsi misafirlerime, sevgili Mehmet amca (saygı ve sevgi ile andığım rehberimiz) ile yaptırılan geziler…

Her gezi sonunda öğrenilen yeni bilgiler ve yaşanılan hüzünler…

Unutulmayan anılar…Gülümsemeler…

Dedesini Çanakkale’de bırakan eniştem İsmail TÜRKEL’in bir ziyaret esnasında, şehitliği ziyaret eden yabancı turistleri sorumlu tutarak ağlamaklı bir şekilde“bir de utanmadan buralara geliyorsunuz” diye çıkışması…

Geceleri saat 03.00-04.00 sularında yapılan rutin devriye görevlerinde, hangar depodan görülen o müthiş ışıklandırılmış “şehitler abidesi” siluetinde yaşanan hüzünler ve düşünceler…

Akan iki damla göz yaşı…

Siirt’ten, Rize’den, Bolu’dan gelen ve canlarını veren Mehmetler…

Ölmeyi emredebilen Mustafa Kemal…

Bu destanı dünyaya duyuran Mehmet AKİF…

Acaba şimdi olsalar ne derler?

Kızarlar mı acaba?...

O günlere dair tarihi gerçeklerle alakası olmayan hikayelerin, hiçbir araştırma ve doğrulama kaygısı olmadan anlatılmasına…

Kızarlar mı acaba?…

Önümüze konulan bilgileri hiçbir araştırmaya gerek duymadan, peşinen doğru veya yanlış kabullenmemize…

 

******

 

Sonra kıymetli varlığım sevgili oğlum doğuyor…

Tartışıyoruz ne isim koyalım diye…

Karar veriyoruz…

Çok sevdiğim bir büyüğümün tabiri ile “Türklerin hac yeri” olarak tabir edilen Çanakkale’ye uygun bir isim…

“Alperen…”

 

Bir metrekareye altı bin merminin düştüğü ve halen patlamamış top mermilerinin gün yüzüne çıktığı (bu durumu 1997 yılında bizzat yaşadım. 1914 yapımı patlamamış bir İngiliz top mermisini bulduk ve kontrollü bir şekilde imha edilmesini sağladık.) , bu muhteşem destanın yazıldığı ÇANAKKALE’yi herkesin görebilmesi dileğiyle…

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: