
Fatma Kubilay
Cezaevi yangınlarına başka bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Urfa cezaevinde çıkan yangının en önemli sebebi basından öğrendiğimiz kadarıyla kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunması ve bu şahısların koğuştaki tek vantilatörü paylaşamamaları,
İşte tam bu noktadan konuya girmek istiyorum. Ülke genelindeki hemen hemen tüm cezaevlerinde hükümlüden çok tutuklu bulunmakta, bunu ben değil bizzat Adalet Bakanlığı’nın istatistikleri söylemektedir.
Yukarıda da belirttiğim gibi hemen hemen tüm cezaevlerinde kapasitenin üzerinde hükümlü ya da tutuklu bulunmaktadır. Hal böyle olunca saatli, sıralı uyumalar, yatak kavgaları, sonunda da yangın v.b felaketler…
Cezaevlerinde hükümlüden çok tutuklu bulunması çok rahatsız edici. Ceza hukukunda tutuklama bir ceza değildir, tedbirdir. Bir hukukçu olarak beni gereksiz tutuklamalar her zaman üzmüştür. Keza tutukluluğun gereksiz yere uzaması da aynı şekilde.
Yukarıda belirttiğim gibi tutuklama bir tedbirdir, cezalandırma değil. Kişilerin kurulu düzeni, hayatı, ailesi, mesleği, geleceği v.s düşünülerek ( tabi ki suçların niteliği göz ardı edilemez ) çok iyi irdelenerek bu karar verilmeli ve tedbirden beklenen amaç gerçekleştikten sonra da tahliye kararı verilmelidir.
Hukukçular bilir CMK’ da tutukluluk yerine Adli kontrol müessesesi getirilmiştir. Ancak nedense öncelikle tutukluluk tercih ediliyor. Meşhur CMK’ nun 100. maddesi her tutukluluğa ana neden gösteriliyor. Tutuklamaya ve tahliye etmemeye bu kadar kararlı olunca da ortaya çıkan neticelerin sorumluluğu da alınmalıdır. Kaçamak yollar aranmamalı, süslü ve acitasyon içerikli konuşmalarla sorumluluktan kurtulmuş olduğunu düşünülmemelidir. Evet Sayın Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e sesleniyorum, bu gereksiz tutuklamalar ve inatla tahliye kararı verilmemelerin sonu ne zaman gelecek? Cezaevlerinin koşullarına hiç girmiyorum. Gerekli koşulları sağlamak zaten göreviniz.
Birde şu kaçma şüphesini hiç anlayamam, bu devirde kamu ve özel kurumların tümünde TC kimlik numarası ile işlem yapılıyor, nüfusa kayıtlı adres sistemi varken kim nereye nasıl kaçabilir. ( İstisnaları hariç tutuyorum )
Şeytanın aritmetiği diye bir film izlemiştim. Film ikinci dünya savaşında toplama kampındaki Yahudilerin öyküsünü anlatmaktadır. O kampta toplanan Yahudilerin her birine bir numara verip, damgalıyorlardı. İşte bu TC kimlik numaraları hep bana bunu hatırlatıyor. Şeytanın aritmetiği işte, daha doğrusu insan kılığına girmiş şeytanlar bu numaralardan milletin tüm bilgilerine ulaşıp, bir anda kişiyi beş parasız, malsız mülksüz bırakabildiği gibi adına şirket kurup piyasayı dolandırıp, bilmem kaç sene hapis cezasına çarptırılmasına sebep olabiliyor. Ne diyeyim Allah yardımcımız olsun. Konu biraz dağıldı gibi ama önemli bir noktaya da parmak basmış olduk böylece.
Neyse konumuza dönelim,
Artık çözüm üretilsin lütfen.
Sağlıcakla kalın.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!