• resmi ilanlar
Rahmi Tamer Özçelik [email protected]

MUTLULUĞUN EĞİTİMİ VAR MI?

19.09.2012 00:37:51

 

Bundan yıllar önce mutlu olmak oldukça basitti…

Güzel bir yemek yada yeni bir giysi yeterliydi…

Hatta içten bir gülümseme dahi mutlu olmaya yetiyordu…

 Çok sevdiğim bir arkadaşım, babasının şu sözünü devamlı hatırlatırdı:

“Ne gerek var düğüne, evde hanım gülüyorsa! Gir oyna, çık oyna…

Ne gerek var cenazeye, evde hanım somurtuyorsa! Gir ağla, çık ağla…”

 Ancak günümüzün maddiyat odaklı toplumunda huzursuzluk ve mutsuzluk gittikçe artıyor. Bu nedenle mutluluğu arayanlar, başta psikolog ve antidepresanlar olmak üzere çeşit çeşit  yollara başvuruyorlar.

 Bilim adamları hayat koşulları nedeni ile modern insanın eskiye göre daha mutsuz olmasının normal olduğunu söylüyor: “ İnsan beyni zamanla olumsuz düşünceye yöneldi. Örneğin ilk insanlarda vahşi hayvan saldırısı en büyük kaygı ve tehdit kaynağıydı. Oysa günümüzde insan beyni artık rekabeti de bir tehdit olarak algılıyor. Yan komşusunun kapısının önünde yeni bir BMW gördüğünde kaygıya kapılıp mutsuz olabiliyor.”

 Bilim adamları mutluluğun öğrenebilir olduğunu iddia ediyorlar. Hatta aralarında Harvard ve Cambridge gibi üniversitelerden profesörlerin de bulunduğu bilim adamları mutluluğun öğrenilebilir bir duygu olduğunu açıkladı.

 İngiltere’nin Berkshire kentindeki Wellington Koleji de, bu açıklamalar ışığında müfredatına mutluluk dersi koydu. 14-16 yaş grubundaki öğrenciler haftada bir saat pozitif olma, hayattan keyif alma, güzellikleri fark edebilme üzerine dersler görüyor.

 Okul Müdürü; “Günümüzde okullarda başarı kriteri yüksek not ve sınavları başarma olarak algılanıyor, bu düzen içinde eğitimin daha geniş amaçları olduğu unutuluyor. Mutluluk dersleriyle genel beklentiler içine hapsolmamış, maddiyata dayalı bakış açısından kurtulmuş, kendisiyle sorunlarını çözmüş ve ne istediğini bilen  mutlu gençler yetiştirmeyi amaçladıklarını belirtiyor…”

 Yapılan başka bir araştırmada da, bilim adamları deneklerden sahip oldukları için şükran duydukları beş şeyi  bir günlüğüne not etmelerini istiyordu. Bu araştırmanın sonunda;

“ Bunu yapanların yapmayanlara göre daha mutlu olduğu, hatta daha iyimser ve hedeflerine daha kolay ulaşabilen insanlara dönüştüğü ortaya çıkıyordu.”

BİR HİKAYE

Yakın geçmişte eşini kaybeden ve bu nedenle huzurevine taşınmak zorunda kalan, görünümüne aşırı derecede önem veren yaşlı bir adam odasının hazırlanması için lobide bekliyordu.

Kendisine odasının hazır olduğunu söylediğimde nazikçe gülümsedi.

Asansöre doğru bastonunu kullanarak yavaşça yürürken, ona odasını tasvir ediyordum ve pencerede asılı olan, perde görevi de gören rengarenk  kağıttan bahsettim.

Eline yeni bir oyuncak verilmiş çocuk hayranlığı ile “bunu çok sevdim” dedi.

“Ama odayı daha görmediniz, bir saniye bekleyin, neredeyse vardık” dedim.

“Bunun onunla bir alakası yok”, diye cevap verdi.

“Mutluluk ilerisi için seçtiğim bir şey. Odayı sevip sevmemem mobilyalara ya da dekora bağlı değil, daha ziyade onu nasıl görmeye karar verdiğime bağlı. Zihnimde odamı sevdiğim zaten kararlaştırılmış durumda. Şunu da yapabilirdim; odayı düşünmeden bütün günümü yatakta, bedenimin artık iyi çalışmayan kısımlarından kaynaklanan sıkıntıları sayarak geçirebilirdim, ama ben hala düzgün çalışan kısımlar için Allah’a şükrederek uyanmayı seçtim”

“Unutma! Her gün bir hediyedir ve ben gözlerimi açabildiğim sürece, yeni bir günü sağlıkla karşılayabildiğim için şükredeceğim ve bütün mutlu anlarıma konsantre olacağım.”

Daha sonra ekledi:

Yaşlılık bir banka hesabı gibidir. Yaşam yolunda yatırdıklarını daha sonra çekersin. Yani sana öğüdüm şudur ki,banka hesabına yatırabileceğin kadar mutluluk yatır…”

Sanırım mutlu olabilmek için sahip olamadıklarımızdan çok,  sahip olduklarımızın farkına varmalıyız…

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: