• resmi ilanlar
Rahmi Tamer Özçelik [email protected]

İNSAN OLMAK…

20.02.2013 00:00:01

 

Şöyle diyor, Hürol DAĞDELEN  YENİ ASIR’daki köşesinde…

“Her sabah taze bir başlangıçtır benim için, tüm insanlık için... Yeni umutlar, yeni heyecanlar, yeni mutluluklardır, belki bir hüzün, bir sevgi...
Bunun için her sabah, insan olduğuma şükreder, "Ben mutluyum da acaba yan komşum öyle mi, ya şu köşedeki bakkal, hemen karşımdaki manav, şu parkta gevrek satan delikanlı mutlu mu" diye bir düşünürüm ister istemez...
İşte bu yüzden kimi zaman kırılgandır bakışlarım, belki mutsuz, belki çaresiz...
Çünkü ben insanları mutlu gördüğümde, yaşama sevincimi hissederim. Paranın mutluluk getirmediğine inanların çoğaldığı, bir gülümsemekle hayat veren insanların etrafımızı çevirdiği andır benim mutluluğum...

Zira insan olmanın birinci koşulunun, hayata bakışla eşdeğer olduğunu bilirim. Kötülük yaparsam insanlıktan çıkacağımı, iyilik yaşatırsam ödülünün sevgi olduğuna inanırım.
Bu sevgi beni ayakta tutar, bu sevgi beni yaşatır.
Kandırmak, aşağılamak, ezmek, hönkürmek değil, karşımdakini anlamakla bir tutarım hayatı... Çünkü bilirim ki, karşımdaki insanın acısını, fikirlerini, sıkıntılarını paylaşmak benim insanlık borcumdur.
İnsan olmanın "biricik" koşuludur
.

Çevremize şöyle bir bakalım…

Temsil ettikleri çoğunluğun istek ve menfaatleri doğrultusunda görev yapmak üzere belli makamlara gelmiş politikacılara…

İçinden çıktıkları toplumun sesi olması gereken gazete ve gazetecilere…

Mensubu oldukları topluluğun menfaatlerini korumak üzere baskı unsuru olması gereken Sivil Toplum Kuruluşlarına…

En önemlisi komşusu, meslektaşı, arkadaşı veya dostu, kısacası çevresindeki insanların mutluluğu ve huzuru kendisine yansıyacak olan bireylere, yani bizlere…

Ne görürüz?

Yozlaşmayı… Kargaşayı… Çöküntüyü…

Kişisel çıkarların, egoların, tatminsizliklerin savaşını…

İkiyüzlü, sözünü tutmayan, her ortamın adamı olabilen  kişileri…

Gerçekten nereye gittiğimizin farkında mıyız?

 Her gün menfaatler uğruna yapılan kötülüklerin, bu yapılan kötülüklerin içinde barındırdığı üstünlük ve mevki makam kavgalarının…

Hepimiz birbirimize muhtaç değil miyiz?...

İnsanların yüzü gülmüyorsa, kişiler ya da gruplar arasında örtülü ya da açıkça bir husumet varsa, o toplumu millet olarak bir arada tutmak kolay değildir.

Kişiler birbirini sevmiyor ve inanmıyorsa orada toplumsal uzlaşmadan bahsetmek mümkün değildir.

Bundan kurtulmanın tek çaresi de, bizi biz yapan unsurların farkına varmaktır.

Toplum adına sorumluluk almış kişilerin bilgili, dürüst, saplantılardan kurtulmuş, açık zihinli olması önemli bir unsurdur.

En önemlisi ise; toplumu oluşturan bireylerin bilinçli, sorgulayıcı ve değerlerimize sahip çıkan bir yapıda olmaları gerekir.

YAŞLI PAPAZ

 Yaşlı bir papaz vaaz ediyormuş:

“Ey İsa’nın evlâtları” demiş.

“Bilin ki uzvî ve içtimaî (fiziksel ve toplumsal) arzular içimizde birer köpek gibidir. Bizleri kötülüğe götürür. O nedenle ben bu köpekleri birer birer öldürdüm. Son olarak şehvet köpeği kalmıştı, geçen yıl onu da öldürdüm.”

 Arka sıralardan bir delikanlı ayağa kalkmış:

“Mukaddes Peder, bu son köpek eceli ile ölmüş olmasın?”

 

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: