• resmi ilanlar
Rahmi Tamer Özçelik [email protected]

80’Lİ YILLARDA ÖĞRENCİ OLMAK…

19.06.2013 00:22:16

Bu hafta sosyal medya aracılığı ile gelen, okunası güzel bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

“80'li yıllarda biz öğrenciydik ve nasıldık bir bakın:

Saçlara jöle, tırnaklara oje sürülemez, spor ayakkabıyla okula girilemezdi.

Erkekler kravat, kızlar fiyonk takmadan, yaka ve tırnak kontrolü yapılmadan derse girilemezdi.

Sabahları bahçede sıra olunur, pazartesi sabah cuma öğleden sonra müdür konuşma yapar, özel günlerden biriyse saygı duruşu yapılır ve gerçekten saygıyla durulur, İstiklal Marşı okunurken dik durulur, konuşulmaz, saygı duyulurdu.

Öğretmenlerle dalga geçilemez, veli toplantıları aileye korkarak bildirilir, okulda "konuştuğun" (sevgilin) varsa sadece bahçede yan yana yürünürdü.

Forma ile okula gidilir, eve gelene kadar forma çıkarılmazdı. Gömlekler pantolonların - eteklerin içine sokulur, okul renkleri dışında bir renk giymek yürek isterdi.

Küpe, kolye, yüzük, bilezik hafta sonları takılır, saçlar erkeklerde tıraşsız, kızlarda 3 boğum örgüsüz ise disipline gidilirdi.

Cep telefonu yoktu, internet de yoktu ama yine de öğrenciler birbirleri ile haberleşirdi.

Biyoloji dersinde üreme konusu anlatılırken utanılır, aruz ölçüsü ezberlerken delirilir, milli güvenlik hocaları askeri disipline sokmaya çalışırdı.

Okul kitapları üzerinde sevilen sanatçı resimlerinin olduğu klasörlerde taşınır, ders yılı başında mutlaka kap kâğıdıyla kaplanır, etiketler yapıştırılır, etikete adı-soyadı- sınıfı- hangi dersin kitabı olduğu yazılır, o derse ait defterler de kolaylık olsun diye aynı desen kap kâğıdıyla kaplanır, ders sırasında yanında kitabı olmayan azarlanırdı.

Sınıflar kalabalık olsa da çıt çıkmadan ders dinlenir, boş derslerde sınıftan çıkılmaz, ders saatlerinde okul sınırlarını ihlal etmek isteyenlere acınmazdı.

Ödevler mutlaka yapılır, dönem ödevleri için kütüphaneler, meydanloueres, ana ya da temel britanikalar taranır, ödevler elle ve mutlaka dolmakalemle yazılırdı.

Yat denince yatılır, sabah okula servis yerine otobüsle gidilir, bazen çanta yoklaması yapılır, okula yasak bir şey getirilemezdi. Okulun herhangi bir yerinde sakız çiğnenemez, derslerde bir şey yenemez, su içmeye gitmek için izin istenirdi.

Birine uyuz olduysak öğretmene şikâyet eder, asla kendimiz sopayla, bıçakla girişmez, çeteleşmez, okul dışında bile kavga etmezdik. Bilirdik ki kavga edersek evde ya da okulda bir posta daha dayak var.

Kızlarla erkekler birbirine mesafeli durur, el şakası yapmaz, küfürlü konuşmaz, efendilik bozulmazdı.

Yerli malı haftası sınıf pikniğine döner, her tür yiyecek bulunur ve biz bu yemekleri paylaşırdık.

Kitap okurduk örneğin, ödev bile olsa okurduk. Değiştirip kitapları öyle okur, kütüphaneden kimlik çıkartır kütüphanede okurduk.

Biz öğrenci gibi öğrenciydik. Saygılıydık, tertipliydik, edepliydik...”

Ne dersiniz , o günler daha mı güzeldi acaba?

BOLU’DA GÜZEL ŞEYLER DE OLUYOR…

Bu hafta sonu katıldığım etkinliklerde, daha önceki yazılarımda sorduğum STK (Sivil Toplum Kuruluşları) lar ne iş yapar sorusunun yanıtını çok güzel bir şekilde aldım.

İlk olarak, iki gün boyunca devam eden Genç Sanatçıları Destekleme Derneğinin gerçekleştirdiği 4 ncü Ulusal Genç  Müzisyenler Şenliği bir harikaydı.

Dört yaşından on yedi yaşına kadar müziğe gönül vermiş ve kendi imkânlarıyla bir şeyler yapmaya çalışan onlarca çocuğumuz, bu şenlikl sayesinde birikimlerini sergileme imkânı buldular.

Ortaya ise mükemmel bir müzik ziyafeti çıktı.

Çocuklarımızın kendilerine olan güvenlerinin ve yaratıcılıklarının gelişmesinde çok büyük katkısı olduğu muhakkak…

Tanıtım eksikliği ve organizasyondaki ufak tefek aksaklıklara rağmen yine de her şey çok güzeldi.

Başta dernek yönetici ve üyeleri olmak üzere emeği geçen herkes,  canı gönülden bir kutlamayı hak ediyor…

İkinci etkinlik ise Bolu Bölge Tiyatrosunun sergilediği “Ah Şu Gençler” isimli tiyatro oyunuydu.

Tamamen gençlerin yer aldığı ve gençlerle ebeveynler arasında yaşanan sorunları çok güzel bir şekilde hicveden oyun çok güzeldi.

Çok hoş vakit geçirdim.

 

Sanatı ve tiyatroyu sevdirmek ve gençleri amaçsızlıktan kurtarmak adına yapılan bu çalışmalarda, emeği geçen herkese kucak dolusu teşekkürler…                             

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: