
Rahmi Tamer Özçelik
rahmitamer@hotmail.com
Geçen haftalarda gündemi oldukça meşgul eden ağlama polemiği üzerine bir arkadaşım sosyal medyada oldukça gerçekçi bir paylaşımda bulunmuş:
“Mantık odaklı batı kültürünün aksine, duygu odaklıdır doğu kültürü. Bu nedenle, pek yaman olur bizim kinimiz, nefretimiz ve bu nedenle yüzyıllar sürer kan davalarımız. Ya sevdalarımız; bu akşam ölürüm beni kimse tutamaz, sen bile tutamazsın, yıldızlar tutamaz... Kafaya sıktırır, mahpus yatırır yıllarca, ya benimsin, ya kara toprağın... Hal böyle olunca, batıdaki siyasetin aksine; damardandır, duygu, gözyaşı üzerinedir bizimkisi...”
Gerçektende tarihimize baktığımıza duyguların genellikle mantığın önüne geçtiğini görürüz.
Bu durumun en önemli örneği yakın tarihimizden olan Sarıkamış Harekâtı değil midir?
Almanya ile yapılan anlaşmanın ardından Birinci Dünya Savaşı’na girmek zorunda kalan Osmanlı Devleti’nin Başkomutan Vekili Enver Paşa Doğu Cephesinde yapılacak bir taarruzla;
Hem müttefiklerin Avrupa’daki yükünü hafifletmek hem de, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Doğu Anadolu’da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben Kafkasya’da Osmanlı etkinliğinin arttırılmasını istiyordu.
Ancak giysisiz, iaşesiz, kış donatımından yoksun yaya ve atlı birlikleri -39 derecede Allahüekber Dağlarından geçirerek Sarıkamış’a sokmak ve kuşatılan düşmanı imha etmek büyük bir riskdi.
Tek söz sahibi olmayı seven, genç, inançlı, hırslı, duygusal ve aceleci, daha doğrusu hem kaderci, hem de kaderini yaratan adamdı Enver Paşa.
İyi bir asker, iyi bir devlet adamıydı ama... Onun bu özellikleri mantığının önüne geçti ve Enver Paşa bu büyük riski almaya karar verdi. Hatta harekâtın bahara bırakılmasını öneren 3’üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa’yı görevinden alarak 3’üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine aldı.
Sonuç ne yazık ki bir felaket oldu. Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne oldu.
Aslında bu Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan oldukça başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilmeliydi.
İşte böyle olmuştur hep bizim tarihimiz… Hayaller, hırslar, duygular hep yol gösterici olmuştur.
Aslında bugünde öyle değil mi?
Herkesin açık açık gördüğü, hatta senaryo yazarlarının hiç çekinmeden sonucunu açıkladıkları bu film yıllardır çekilmeye devam etmiyor mu?
Medeniyetler çatışmasının gerçeğe dönüştüğü günümüzde Sünni-Şii çatışması başrolde değil mi?
Batılı Devletler, yüzyıllar önce mezhep kavgaları nedeni ile Müslümanlara kaptırdıkları dünya hâkimiyetini, bugün aynı taktikle Müslümanları birbirine düşürerek almıyorlar mı?
Bu coğrafyadaki söz sahibi yöneticiler ise, akıl yerine duygularının sesini dinlemeye devam etmiyorlar mı?
KISSADAN HİSSE
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Mehmet Akif ERSOY






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!