SEÇİMİN ARDINDAN

08.04.2014 20:00:11

Bu seçimler yerel seçimden çok genel bir seçim havasında geçti.

Kimine göre beklenmedik bir seçim oldu.

Sonuç, Cumhuriyet Halk Partisi ve bazıları açısından tam bir hayal kırıklığı oldu.

Bana göre ise normaldi…

Seçimden önce yakın çevremle paylaşmıştım, Ak Partinin en az % 45 oy alabileceğini…

Şimdi de gelelim bunun nedenlerini tartışmaya…

Aslında bu seçimler şunu gösterdi:

ü Belli bir gelir seviyesinin altında yaşayan, kendi çabasıyla ve gururuyla, şükrederek çocuklarını okutmaya çalışan bir çoğunluk, kendisini her yönüyle (giyimiyle, konuşmasıyla, eğitimiyle, hayat tarzı ile) aşağılamaya çalışan, kendisine koyun ve cahil diyen bir kesimden intikam aldı.

Kendisi adına, karşı tarafı aşağılayan, onları yerden yere vuran Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdi.

Bunu anlamak o kadar da zor değil.

Ak Parti’nin birinci parti çıktığı mahallelerdeki yaşam biçimini araştırmak yeterli olacaktır.

Şunu unutmamak lazım…

Bu ülke kocaman 75 milyonluk bir ülke…

Bu ülkeyi yönetmeye talip oluyorsan bu 75 milyonu tanıyacak ve kucaklayacaksın… Sadece kendi çevrene bakıp kanaate varmayacaksın…

Sana oy vermeyenleri cahillikle suçlamayıp, o insanların sosyal ve ekonomik durumlarını algılayabilecek çalışmalar yapacak ve ona göre politikalar üreteceksin…

Onları ayağına beklemeyecek, sadece seçim dönemleri değil her daim onların içinde olacak, onların seviyesine ineceksin…

ü Artık karşı tarafı suçlamak suretiyle iktidara talip olmak çabasına millet ilgi göstermiyor.

Bu seçim arifesinde ortaya çıkan “hırsızlık-yolsuzluk” olayları, iktidar partisini zayıflatmayı hedefledi. İktidar ise “kendisine tuzak kurulduğu” söylemini savundu ve millet bu savunmayı kabul ederek iktidar partisine güvendiğinin mesajını verdi.

ü Diğer taraftan insanın aklına acaba ülkemizde bir “Stockholm Sendromu mu yaşanıyor?” sorusu da gelmiyor değil.

Ortaya çıkan bütün hırsızlık ve yolsuzluk iddialarına, özerklik ve ayrışma söylemlerinin ayyuka çıkmasına rağmen hala Ak Parti büyük bir oy oranına sahip ise, bu Ak partiye verilen değerden mi, yoksa ortaya çıkan bir Stockholm Sendromundan mı?

(Stokholm sendromu, rehinenin kendisini rehin alan terörist kişiyle olası diyalog sürecinde, duygusal anlamda oluşan sempati ve empati olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan literatür terimdir.

Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç'in başkenti Stokholm'de yaşanan bir olaydan almaktadır. Banka soyguncusu tarafından altı gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler. Kaynak:Vikipedi)

YORUMLAR (Toplam 1 yorum)

zaferim de (15.04.2014 09:20:44)

satır başlarındaki (ü)leri anlayamadım... şayet bu stokholm sendromu ise; durumun vahameti yönüne mi vurgu yapıyorsunuz? yoksa içinde bulunulan durumun normalliğinden mi bahsediyorsunuz? aslında tespitinizde çok doğru.. niye mi? Onları ayağına beklemeyecek, sadece seçim dönemleri değil her daim onların içinde olacak, onların seviyesine ineceksin