Güzel bir ileti buldum internette…
Bizim memleketin durumunu çok güzel anlatıyor…
Ne dediler bize yıllardır?
Düşenin dostuyuz biz dediler…
Kürt kardeşlerimizin acılarını paylaşıyoruz dediler…
Açılım dediler, Suriye dediler…
Ergenekon, Balyoz dediler şimdi de paralel diyorlar…
Biz ne yapıyoruz?
Tenis maçı izler gibi bir oraya bir buraya bakıyoruz…
Gündeme ne çıkarsa ona balıklama atlıyoruz.
Memleket elden gidiyor, ne yazık ki haberimiz yok…
“Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir. Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar. Juan, “yalnızca kum” diye yanıt verince polis, “aç bakalım çantaları” der. Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka bir şey bulamaz çantada.
Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka bir şey yoktur. Polis, çantalarını Juan’a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir.
Ertesi gün Juan motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan’ı gene durdurur, didik didik arar, kumdan başka bir şey bulamaz ve Juan’ı serbest bırakmak zorunda kalır.
Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder…
Bir gün emekli polis Meksika’da bir barda otururken Juan’ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır;
“Senin yıllardır bir şeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım. Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağından emin olabilirsin.”
Juan gülümseyerek yanıtlar, “Motosiklet…”
Fıkrada anlatılan polis, günlük olarak 200 gr et yiyebilseydi,detayla uğraşmaz,ana meselenin motorsiklet olduğunu anlayabilirdi.