• resmi ilanlar
Rahmi Tamer Özçelik [email protected]

TÜRK BASINI

20.08.2014 00:00:01

Öncelikle şunu belirtmeliyim…

Bu yazı bir Yılmaz Özdil savunma yazısı değil…

Adam koskoca bir marka… Kendini savunacak gücü ve kapasitesi var, oldukça da güçlü bir destekçi grubu var…

Bu yazının amacı yıllardır takip etmeye çalıştığım Türk basınının içler acısı halinden bahsetmek…

*****

“Özgür olmalı basın” derler yıllardır koca koca gazetelerde yazanlar…

“Farklı farklı düşünceler boy göstermeli gazetelerde, televizyonlarda, radyoda, internette” derler aydınız diyenler…

“İleri demokrasi için düşünce suçu olmamalı” derler o kanal, bu gazete dolaşanlar…

Gelgelelim işin aslı hiçte öyle değil…

Bilirsiniz, dervişin fikri ne ise zikri de odur derler…

O nedenle siz onların dediklerine bakmayın, yaptıklarını takip edin ki zikirlerini görün…

Oradan da fikirlerine kolayca ulaşırsınız…

Bizim yaşlarda olanlar bilir… Kıblesi para olan, güce tapan sözde aydınların gazete gazete, kanal kanal nasıl dolaştıklarını?

Gelene ağam, gidene paşam dediklerini, bugün ise nasıl en güzide basın kuruluşlarında arz-ı endam ettiklerini…

Küçük bir menfaat uğruna kişiliklere, na mahremlere acımasızca saldırdıklarını…

Ne yazık ki adam gibi basın emekçilerinin, doğru bildiğini korkmadan yazan, söyleyen gerçek gazetecilerin,  ömürlerinin fazla olmadığını…

Fazla söze gerek yok… Kendileri aralarında bölünmüş;

“Yandaş basın, satılmış basın, paralel basın…”

Peki, ne beklersiniz ki bu çok seslilikten(!)?

Objektiflik mi? Halkı aydınlatma kaygısı mı? Ülkenin gelişmesine katkı mı?

Tabi ki hayır… Beklenen tek şey var o da; “Menfaat kardeşliği”

Fazla uzağa gitmeye gerek yok…

Refah olarak gelişmiş, okuma yazma oranı yüksek Bolu’da bile gazeteciler ikiye ayrışmamışlar mı?

Varsayalım yabancı bir ülkenin vatandaşısınız ve Türkiye hakkında bir çalışma yapıyorsunuz… Türkiye’yi en kolay nereden takip edersiniz? Tabii ki basından…

Peki, göz göre göre rengi gri olan bir nesneye “kapkara ya da bembeyaz” diyebilen bir basın gördükten sonra ne yaparsınız?

Herhalde kafanız karışır.

Bırakın yurt dışını ülkemizde bile vatandaşların kafası karışık…

Çoğu vatandaş spor ve magazin haberlerini okuyup geçiyor…

*****

Aslında şunu söylemekte yanlış olmaz sanırım…

Basın Türkiye’de en önemli güçlerden birisidir. Bu dün de böyleydi, bugün de, yarın da…

Keşke Prof.Dr. Atilla Girgin’in belirttiği şu husus unutulmasa;

Gazeteci Olmak Önce Adam Olmak Demektir”

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: