• resmi ilanlar
Rahmi Tamer Özçelik [email protected]

ON ALTI MART

17.03.2015 14:00:03

 

İki gün önce yani pazartesi günü on altı marttı…

Belki size sıradan bir gün olarak gelebilir…

Aslında hiçte öyle değil…

O gün, öğretmen okullarının 167. kuruluş yıldönümüydü…

Hani her yıl eski adıyla Anadolu Öğretmen yeni adıyla Sosyal Bilimler Lisesi olan okulda protokolün katılımı ile kutlanan bir yıldönümü…

Ne yazık ki artık bu okullar yok…

Ne zaman bir milletin geleceğine göz dikerseniz, önce eğitimle mücadele edersiniz ve onu yok etmeye çalışırsınız.

Aynen Köy Enstitülerinde olduğu gibi…

Neden öğretmen okulları?

Çünkü bu ülkede nerede bir bayrak dalgalansa orada öğretmen görürsünüz…

Kuş uçmaz kervan geçmez en ücra köşelerde bile…

Yokluklar içinde mücadele eden, her türlü sıkıntıya göğüs germeye çalışan, yeri geldiğinde bir çalıkuşu olan, yeri geldiğinde ise ebelik bile yapan öğretmenler…

Bugün kutladığımız ve gurur duyduğumuz 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni bizlere anlatan, onunla, ecdadımızla gurur duymayı öğreten onlar değil miydi?

Öğretmenler, anne ve babamızdan sonra emanet edildiğimiz ilk kucaklar değil miydi?

Kim unutabilir ki ilkokul öğretmenini?

Öğretmenlik sevda işidir, gönül işidir…

Ne yazık ki bu ülkede öğretmenlik mesleğinin saygınlığı hep düşürülmeye çalışıldı, ama bu saygınlık gönüllerde ve kalplerde her daim devam etti…

 Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi, yeni nesil öğretmenlerin eseri olacaktır.

Ama ne hikmetse gidişat pek öyle görünmüyor.

Aslında çalışkan, nitelikli, vatanperver nesiller yetiştirmek için yıllardır çaba gösterilmiş, ilk adım 16 Mart 1848 tarihinde Rüştiyelere öğretmen yetiştirmek üzere üç yıl süreli Darül Muallimin-i Rüşdi adını taşıyan bir okulla atılmıştır.

Bu tarihten sonra öğretmen yetiştirmek üzere birçok uygulamalar yapılmıştır. Bunlar köy okullarındaki eğitmenler, köy enstitüleri, ilk öğretmen okulları, eğitim enstitüleri, yüksek öğretmen okulları, eğitim fakülteleri ve son olarak 1989-1990 öğretim yılında açılan ve geçen yıl kapatılan Anadolu öğretmen liseleri…

Buradan da anlaşılıyor ki, nitelikli öğretmenler yetiştirmek için geçmişten bugüne büyük çabalar sarf edilmiş, kapatılan her bir öğretmen okulunun yerine yıllar sonra yeni yeni çareler üretilmeye çalışılmıştır.

Emin olun ki çok yakın bir gelecekte, öğretmen yetiştirme ile ilgili birçok uygulama sorgulandığı gibi öğretmen liselerinin kapatılması da sorgulanacaktır

Umarım bu kararı verenler bunun vebali altında ezilmezler.

Bu yazıyı öğretmenlik meslek dersleri öğretmeni olan sevgili Seher Göksu öğretmenimin konuşmasında kullandığı mısralarla bitirmek istiyorum:

Ben kalem ve kâğıdın ölümsüz hikâyesiyim.

Ben takvimsiz beşinci mevsimim.

Benim rüzgârlarım yapraklarla barışıktır.

Benim gündüzüm rengârenk, gecelerim aydınlıktır.

Dağların alınyazısını okurum.

Gülün nazını çeker, dikenini ben anlarım.

Bende hayalin gökdelenleri yükselir depremsiz diyarlara…

Benimle dövüldü demir, benimle biçildi kumaş

Benimle alçaldı dağlar, benimle yükseldi sular.

Karanlığın diline kilit vuran benim:

Nasıl söylesem; ben ÖĞRETMEN’İM…

 

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Seher Göksu  (19.03.2015 02:01:03)

    Tamer bey bu konuyu köşenize taşıdığınız ve gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ediyorum.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: