• resmi ilanlar
Ayşe KUDU [email protected]

Dilimin Ucunda Fenomeni

02.05.2013 00:22:59

 

Efenim, her şeyi eksiksiz hatırlasak! Sanırım böyle bir lafı hayatımızda en az bir kere de olsa kullanmışızdır. Peki, nasıl yapabileceğimize dair herhangi bir fikrimiz var mı? Beynimiz böyle bir şeye hazır ama sanırım biz değiliz…

Literatüre baktığımızda Atkinson ve Shiffen beynimizde işleyen belleğin duyusal bellek, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak üç bölümle oluştuğunu ortaya koymuşlar. Bir uyarıcıyla karşılaştığımızda duyusal belleğimiz çok kısa bir sürede bu bilgileri depoluyor; fakat bu bilgiler milisaniyelerle depolandığı için uçup gidiyor. İşlemlediğimiz bilgiler ise duyusal bellekten kısa süreli belleğe aktarılıyor. Kısa süreli bellek bilginin tekrarlanarak var olabildiği bir depo. Her insanın 7 artı, eksi 2 nesneyi aklında tutabilecek bir kapasitesi olduğu bilinmekte. Telefon numarasını aklınızda tutabildiğiniz sürece kısa süreli bellek sizi asla yalnız bırakmaz ne zaman ki ihanet edersiniz o zaman sizi terk edebilir. Kısa süreli bellekte bilginin kodlanması sessel yani fonolojik olarak gerçekleşir, uzun süreli bellekte ise bilgiler anlamlarıyla sindirildikleri için anlamsal olarak kodlanır. Yani bir bilgiyi ayrıntılı tekrar yoluyla, kendi cümlelerimizle anlatabiliyorsak ve bunu sürekli olarak kullanabiliyorsak artık bilgi kemale ermiş demektir.

Peki kısa süreli bellekte bilgi neden uzun süre kalamaz?

Kısa süreli belleği bir tatil beldesine, bilgileri de turiste benzetirsek; beldenin kapasitesi ve gelen turistin kalma süresi sınırlı olacağından ve sürekli bir turist akışı nedeniyle eski turistlerin bir yerden sonra gideceğinden turistler belli sürelerde o belde de kalabilirler.

Peki ya kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçiş nasıl olur?

Beynin fizyolojisine baktığımızda hipokampüs adı verilen yapının bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçişini sağladığını görmekteyiz. Nasıl mı? Ayrıntılı tekrar yoluyla nörol kodlama gerçekleşir. Bu kodlama nörol aktiviteye sebep olur ve nörol aktivite beynimizde bulunan bağlantıları güçlendirir ve sonuçta biz öğrenmiş oluruz.

Konseyidasyon hipotezine göre; bilgi basit ve ayrıntılı tekrar sayesinde kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçer. Ayrıntılı tekrarda kişi öğrendiği bilgiyi varolan bilgileriyle dansa davet oynatır. Eşsiz kalanlar ise unutulur gider. Eşli olanlar ise evlenir ve çocuklarıyla beraber genişleyerek o konuda daha çok bilgi sahibi olmamıza neden olur.

Bilgi işlemleme düzeyleri yaklaşımına göre ise; bilginin işlenmesi yüzeysel düzeyden derin düzeye doğru gerçekleşir. Herhangi bir konuyu yeni öğrendiğimizi ele alırsak ilk okuduğumuzda anlamayız fakat daha sonra tekrar okuduğumuzda ne kadar basit olduğunu görür kendimle dalga geçeriz. O konuda daha ayrıntılı bilgiler eklemek temel bilgileri bildiğimizde daha kolay olur ve bu sonsuza kadar sürüp gider.

Peki ya Dilimin Ucunda Fenomeni nasıl oluyor?

İnsanoğlu her şeyi bilmek adına bulunduğu girişimlerden pek de olumlu sonuçlar alamayabilir. Bilgiyi ezberlemek ya da aklında kaldığını sanıp biliyormuş havasına girmek kimi zaman bilgiyi kullanma zamanı geldiğinde anlatamama durumuna sürükleyebilir. 'Biliyorum...biliyordum!!!' denilir. Adı veya içeriği bir türlü gelmez aklımıza. İşte bu durum bilgiye gereken önemi verememekten kaynaklanır ki kendini değersiz gören bilgi uzun süreli belleğe ait olmadığını düşünür ve beynin kara deliğinde kaybolur gider. Yani bilgiyi gelişigüzel okuyup kodlayamamaktan kaynaklanan bir durum söz konusudur.

Dipnot: Kısıtlı bir zaman diliminde yeteceği düşünülen bilgilerin aslında günün birinde lazım olacağı inancıyla ezberlemek yerine öğrenilmesi kişinin bilişsel olarak kendini hazırlaması sonucu daha iyi gerçekleşebilir.

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: