• resmi ilanlar
Ayşe KUDU [email protected]

Bilinçaltı Yansımalarımız; Rüyalar

01.08.2013 00:14:10

Efenim, insanoğlu olarak yaratıldığımızdan beri rüyalar görmüş ve bunlara değişik anlamlar vermişiz. Yine de zaman zaman da anlam verme kısmında takılırız. Elimizde kalan ise rüyada hissettiğimiz duygular olur. Bu noktada sözü Freud ve Adler’e bırakıyoruz.

 Freud’a göre, rüya, baskı altında tutulmuş bir dileğin başka bir kılıkta gerçekleşmesidir. Susadığımız zaman rüyamızda kendimizi şelalenin altında su içmeye çalıştığımızı görmemiz gibi.

Psikanalizin kurucusu olan Sigmund Freud, danışanlarıyla yaptığı görüşmelerde rüyanın kişiler üzerindeki etkisini görmüş ve rüyaları, bilinçaltına giden altın yol olarak nitelendirmiştir. Bu nedenle Freud, her rüyanın bilinçdışı istek, dürtü, korku, ve çatışmaları temsil etmekte olduğunu ifade eder. Mesela; ayrılma korkusu yaşayan bir erkeğin rüyasında aldatıldığını görmesi.

Rüyaların asıl amacı bizi gündelik hayata ait olan şeylerden uzaklaştırmakta olduğunu söyler Freud. Ancak rüyalar kişiyi ne kadar uzaklaştırırsa uzaklaştırsın, malzemelerini gerçek dünyadan ve kişinin gerçek dünyayı algılamasından alır. Rüyaların kaynağının biz farkında olsak da olmasak da belleğimizdeki bilgilerin, gerçek hayatın, yaşantılarımızın olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin; Gerçek dünyada görmediği kolyeyi rüyasında gören bir kişinin ertesi gün aynı kolyeyi arkadaşının taktığını fark etmesi.

Freud’a göre, rüyaların içeriğini etkileyen önemli bir etmen de rüyanın görüldüğü geceden önceki gün boyunca yaşanan duygu ve düşüncelerdir. Bu duygu ve düşünceler bilinçaltında nefes almaya devam ettiği için rüyalarımızda kendilerini bazen açık bir şekilde bazen de gizleyerek gösterirler. Açık veya gizli olacağı bilincimizin, yaşadığımız çatışmaya ne kadar katlanabileceği ile alakalıdır. Mesela, bazen birisine kızdığımızda rüyamızda tanımadığımız birini vururken görebiliriz kendimizi. Kişinin tanıdık olmaması, gerçek hayattaki kişiye olan öfkemizi kabul etmediğimiz ve bastırdığımız için olabilir.

Bireysel psikoloji kuramını ortaya atan Alfred Adler’e göre ise rüyalar, insanların sorunlarına çözüm getirir. Birey rüya görerek sorunlarını uykuda çözmeyi bekler. Örneğin, insanlar içinde konuşmaktan çekinen birisinin rüyasında toplum önünde konuşma yapması.

Hemen konuyu somutlaştıralım: Tez aşamasında olan hırslı bir yüksek lisans öğrencisi. Hedefleri büyük ve kaygı düzeyi de normalin üstünde. Üniversitede ÖYP’nin  (Öğretim üyesi Yetiştirme Programı) açıldığını öğreniyor ve ÖYP puanının yetmemesinden dolayı üzüntü duyuyor .Yatmadan önce bu durumu düşünen kişi şu rüyayı görüyor:

Bir uçağa yetişecek ama bir türlü bavulunu kapatıp da evden çıkamıyor. İçinde sürekli bir şeyleri unutma ve uçağa yetişememe korkusu var. Bavulu kapatıp evden çıkmayı başarıyor ama bu kez de bir şey unuttuğunu fark edip kendisinin olmayan eve dönmek zorunda kalıyor. Eşyalarını topladığı ev ona yabancı bir yermiş gibi geliyor. Unuttuğu şeyi alıp evden çıkıyor, uçağa yetişmek için içinde hala içinde ufacık da olsa bir umut var; ama, neredeyse imkânsız. Ve yanında annesinin olduğunu görüyor.

Rüya, idealist bir insanın bulunduğu mevkiden daha üst bir mevkiye çıkmak istemesini ve yaşadığı kaygıyı anlatmakta. Uçak daha üst bir mevkiyi temsil ediyor, unuttuğu şeyler ise üst mevkiye çıkmak için alması gereken puanlar; ancak, yükseltmek için sınava girmesi gerekiyor ve sınavların henüz zamanı uygun değil, yani hazırlıkların zamanlaması istenenlerin gerçekleşmesine engel olmakta. Yaşanan duygular ise aynı, başaramama korkusu ve kaygı…

 

Dipnot: Rüyalarımız bazen de yüzleşmek istemediklerimizin düş dilindeki ifadesi…

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: